Kayseri Barosu Başkanı Avukat Fevzi Konaç, Türkiye’de olağanüstü bir süreç yaşandığını belirterek OHAL uygulamasıyla devletin hareket kabiliyetinin hızlanacağını söyledi. Konaç, OHAL’in hak ve özgürlükleri kısıtlamayacağının altını çizerek, "Türkiye’nin içinden geçtiği şartlar itibariyle olağanüstü bir dönem yaşadığımız ortadayken, bu olağanüstü süreci atlatmak anlamında alınacak olan tedbirlerle ilgili olarak hiç kimse iktidardan, Cumhurbaşkanından olağan tavırlar beklemesin" dedi.
"Türkiye olağanüstü bir süreçten geçiyor. Bu olağanüstü süreçten geçerken bu gün idarecilerimiz dediler ki, 3 ay OHAL uygulamasıyla ilgili olarak bir tedbire ihtiyaç var. OHAL ile ilgili olarak istenilen yetkinin meclis tarafından onaylanması ile ilgili görüşmeler yapılıyor. Türkiye’nin içinden geçtiği şartlar itibariyle olağanüstü bir dönem yaşadığımız ortadayken, bu olağanüstü süreci atlatmak anlamında alınacak olan tedbirlerle ilgili olarak hiç kimse iktidardan, Cumhurbaşkanından olağan tavırlar beklemesin" diyen ve kararı bir hukukçu gözüyle değerlendiren Kayseri Barosu Başkanı Avukat Fevzi Konaç, "Öyle zor bir süreçten geçiyoruz ki, OHAL’in içeriği nedir, nasıl olmalıdır bunu tartışmak yerine bu gün Türkiye’nin neye ihtiyacının olduğunun tartışılması gereken bir süreç, bu süreç. Yaklaşık 6 gündür Türkiye’nin siyasi ve ideolojik tüm farklılıklarını bir kenara koymuş milleti, meydanlarda biz artık darbelere karşıyız anlamında bir tavır sergilerken, TBMM’nin bombalanması, Genelkurmay Başkanının rehin alınması, Cumhurbaşkanının kaldığı otelin bombalanması olayı ile beraber büyük bir travma yaşadı. Bununla ilgili olarak kendi yaralarını tedavi etmeye gayret ediyor. Böyle olağanüstü bir süreçte alınacak tedbirlerin de normal, makul olması gerektiğinin tartışılması yerine Türkiye’nin neye ihtiyacının olduğunun tartışılması lazım. Dolayısıyla devlet idarecilerinin yakın tehlikeyi ne kadar ciddi ve sıkıntılı görmüşlerse bu anlamda Meclis’ten ve tüm siyasi partilerden bir yetkinin onaylanmasını istiyor" diye konuştu.
Başkan Konaç, "Biz Türkiye olarak geçmişte ihtilallerden sonra, 80 ihtilalinden sonra Güney ve Doğu Anadolu bölgesinde terörle mücadelede, bir kısım sıkı yönetim dönemleriyle ve OHAL uygulamalarıyla ilgili hafızasında sıkıntılar olan, OHAL uygulamalarından kaynaklı kaygıları olan bir ülke olarak, siyasi tarihi ve sicili biraz sıkıntılı bir ülkeyiz" diyerek şu değerlendirmede bulundu:
"Ama bu gün hiçbir vatandaşımız, hukuk mantığı ile olaya bakan ve bu ülkenin toprağıyla, bayrağıyla değerleriyle ve şu anki yaşadığı sıkıntılarıyla ilgili mücadelesinin yanında olan hiçbir vatandaşımız, hiçbir insanımız korkmasın ki alınacak OHAL kararı bizim normal hayatımıza asla ve asla bir sıkıntı, bir sınırlama getirmeyecek. Bundan kimler korksun? Bundan darbeye niyetlenenler, bu darbeyi alkışlayanlar, bu darbe ateşinin altına odun atanlar ve bu anlamda suçlu olanlar korksun. Geçmiş hafızamızdaki yanlış uygulamalardan kaynaklı OHAL ile ilgili tereddüt yaşayanlar, Türkiye bu uygulama ile ilgili olarak hukuk içerisinde kalabilecek mi endişesi taşıyanlar lütfen bu sorunun yanına şu soruyu da eklesinler ‘Bu gün darbeye girişenler 250 insanımızı şehit edenler, insanların en doğal hakkı olan yaşama hakkıyla ilgili hukuk içerisinde kalmışlar mıdır?’ Böyle bir acı ve travma ile karşı karşıya kalan toplumda elbette hukuk içerisinde kalmak, hukukun yanında hesap sormak vazifemiz ve görevimiz ama bu zor şartlarda bir takım tedbirleri almak adına devletimizin ve idarecilerimizin yanında durmak gibi bir zorunluluğumuz var.
Bu olağanüstü şartlarda suç ve suçluyla mücadele ederken devletin pratik olmaya, hızlı hareket kabiliyetine sahip olmaya, acil tedbirler almaya ihtiyacı varken, biz yasaları, çıkan kanunları, kararnameleri tartışmak, zaman kaybetmek ve bu açıdan Türkiye’nin acılarıyla tedavi amaçlı mücadelede rahat davranamamasını kabul edemeyiz. Hiç kimse korkmasın ki OHAL uygulamasıyla ilgili olarak bu ülkenin değerleriyle barışık hiç kimse bir sınırlama bir sıkıntı yaşamayacak. Hak ve özgürlükler daraltılmayacak. Bu anlamda suç ve suçluyla mücadele ederken devlete hareket kabiliyeti kazandırılacak. Normal hayatımızın işleyişi ile ilgili olarak hiçbir sıkıntıya düşmemizin söz konusu olmayacağını düşünüyorum. İnşallah bu 3 aylık süre tekrar tekrar uzatılmaz. Devletimiz bu üç aylık süre içinde darbecilerle, darbecilere destek verenlerle, alkışlayanlarla gerekli hesaplaşmayı yapar. Hukuk içerisinde hesaplar sorulur. Türkiye bir daha asla bu gibi manzaralarla karşı karşıya kalmaz. Meclisten de OHAL’in bir an önce onaylanarak çıkmasını, tüm siyasi partilerin ittifakıyla çıkmasını arzu ediyorum.
Geçmişteki OHAL uygulamalarıyla ilgili olarak hepimiz hafızamızı tazelediğimizde terörle mücadele ile ilgili uygulamalar olduğunu biliyoruz. Geçmişte ülkemizin belli bölgelerinde uygulanan bir uygulama ile ilgili olarak bir takım demokratik hatalar ve uygulamalar ile ilgili sıkıntılar yaşanmış ve hafızamızda bir takım kaygılar taşımış bir milletiz. Ama bu gün topyekun Türkiye’nin her tarafında bu suça iştirak etmiş, destek vermiş, yardım ve yataklık etmiş insanlarla mücadele etmek anlamında Türkiye’nin her köşesinde okullarında, milli eğitiminde, askeriyesinde, yargısında devletin bir güce ve hareket kabiliyetine ihtiyacı var. Aradaki fark budur. Tüm Türkiye bir tehlike ile karşı karşıya arada bu çizgi anlamında bu kadar net bir fark var."