Kaptan, ilk kez sahne aldığı Kars'taki 'Aşıklar Bayramı'nda performansıyla herkesi kendine hayran bıraktı. Kahramanmaraş'ta 2 yıl önce geçirdiği trafik kazasında parmakları kopan Süleyman Kaptan, önce Kahramanmaraş Ortopedik Engelliler Derneği Başkanı oldu ardından da halk ozanlığına soyundu. Süleyman Kaptan, 'Türkiye Murat Çobanoğlu 4. Uluslararası Aşıklar Bayramı'na katılmak için geldiği Kars'ta, halk ozanı olarak ilk defa sahneye çıktı. Bileğini oynatamadığı için koluna bağladığı bir kayış yardımıyla saz çalan Kaptan, izleyenleri kendine hayran bıraktı. Kaptan, performansı ve cesaretiyle herkesin takdirini topladı. Süleyman Kaptan, halk ozanı olmasına neden olan gelişmeyi ise şu şekilde anlattı: "Bir kuruluşta çalışıyordum. Arkadaşlarla bir düğünde beraberdik. Kenarda bir sazdı. Çok meraklıydım ama parmaklarım olmadığı için çalamıyordum. Ben de sazın tellerine parmaklarımla dokundum. Bu arada çok saygı duyduğum bir arkadaşım benimle alay etti ve beni rencide etti. Bana, 'Bir bozak havası çal da dinleyelim' deyince zoruma gitti. Özürlülüğümle alay ettiği için ben de bunu çalmaya karar verdim. Şimdi bizler Kahramanmaraş'ta sıra geceleri yapıyoruz. Kahramanmaraş Halk Ozanları Kültür ve Dayanışma Derneğimiz var orada her cumartesi günü etkinlikler yapıyoruz" Sazın tellerine vurabilmek için herkes gibi bileğini değil de kolunu sallamak zorunda olduğunu da ifade eden Kaptan, "Normal bir kişi bileğini sallıyor ben ise kolumu sallıyorum. Bu da çok zor oluyor. Perdelere sağlam basmak gerek. Ama halk müziğini çok seviyorum. Böyle bir etkinliğe katılmamıştım. İlk defa böyle bir etkinliğe katıldığım için çok heyecanlandım, çok etkilendim. Kars halkının misafirperverliği de beni çok etkiledi. Merhum Çobanoğlu'nu da rahmetle anıyorum. Bu vesile ile bu etkinlikte emeği geçen tüm insanlara şükranlarımı ve saygılarımı sunuyorum" şeklinde konuştu. Kaptan, Kars'ta böylesine önemli ve büyük organizasyonda ilk defa sahne aldığı için çok heyecanlandığını belirterek, "Bu aşıklık sanatı bizim mirasımız. Bu mirasa hepimizin sahip çıkması lazım. Özellikle de gençlerimizin sahip çıkması lazım. Batı'nın pop müziği değil de kendi öz müziğimizi ve öz kültürümüzü yaşatmamız gerekiyor. Ben 50 yaşındayım ama bundan sonraki kuşakların bunu yaşatması için mutlaka bu kültüre sahip çıkılmalıdır" dedi.