ÇÖLDEKİ NUR (Hz. MUHAMMED S.A.V.) Yerdeki karınca buğday taşır evine hem nimet yerde kalmaz hem karınca aç kalmaz . Akılda hakiki nimet veren Rezzak , Münim-i hakiki ve Kuddüs isimleri canlanır. Çöle nurlu bir tohum düşer “Allah”der, su gelir hayat olur, filiz yaşam bulur, ağaç olur, meyve verir kainata, alemlere. Kainat her dem Allah der katılır zikre, karıncadan şemse kadar her zerre. Serzakir ümmetim der her an, kaygısı alemin dört bir yanına dağılmış eşref-i mahlukattır, insandır. Güneş birdir; ama ziyası her canlıda hücre olur, ruh olur, uçar vahdete. Peygamber nur olur kalplerde, zülmet dağılır sonsuz zaman akışında. Sadece insan değil, tüm zerreler anlamını bulur o kılavuzla. Yıkılmaz kurallar, hurafeler kül olur, yok olur. Sinek, o ulvi davaya hizmette, çiçek renk verir hayata alkışlar o hizmetin hadimlerini , kanatlarını kırarcasına ilahi cevelanda döner dururlar; Kabe misali, atom misali her zerrede. Katılmamak elde değil ki ”¦ yol doğru, izan doğru, sevgi doğru, Hak doğru”¦ İbret abidesi ışık olur zulmete, sevgi somutlaşır ruh katar çöllere, düşmanı dahi “Muhammed-ül emin” der O'na. Kucağı öyle geniştir ki evreni, alemleri alır da daha yer kalır kutlu mesajında.Taşlar ağaçlar dile gelir, kuşlar kurtlar yola gelir, yol O'na gelir sevgili O'na denir. Eser sanata, sanat sanatkara, sanatkar, Allah'a bakar”¦ Zerre, toprağa, toprak, filize, filiz, fidana fidan, ağaca ağaç, meyveye meyve, insana bakar. İnsan yeryüzünde halifedir, tabiki yaratıcıya bakar O'nu arar. Herkes bakar ;ama göremez gizemi perdelidir, rehber ister. Görmek ise başka lezzet verir insana. Göz bakar gönül görür; akıl tartar irade yapar; ama gösteren olmazsa eşyanın manası cılız kalır. Tercüman olmazsa sözcük sönük kalır. Biz seninle anladık sistemi , mana kattık eşyaya bazen biz mana olduk aleme. Anladık tılsımı, hakiki adalette. Kitabımız Kur'an tercümanımız “Sen” oldun. Boş boş bakmadık yaratılana, ardındaki “Gizli eli” gördük, yaşadık ruhumuzda. Ruhumuzun yakıtı senin izlerin oldu, böylelikle etrafımız nur doldu. Affetmenin büyüklüğünü sende gördük, sabırları yıllarca taşlarda ararken sende bulduk, şefkati omuzlarındaki torunlarında, insanlığı çizdiğin yolda gördük. “Ben” demeden “Bizi,Ümmetim!”i öğrendik. Gülde seni kokladık, bülbülde seni dinledik, suda seni içtik, her nefeste seni çektik, hücrelerimize işledik ilmek ilmek İslam, iman kilimini”¦ Dualarımıza rehber oldun “Muhammed” denilince titreme hissettik kalplerimizde, tanıdıktı o isim, kainat aşinaydı O'na.Yer gök secdeye kapanır, cezbeye gelir ismin anılsa; azap edilse ümmetine, hiddete gelir her nasılsa. Sensiz olan bir şey neye yarar bu fasılda? Ben de katılmak istiyorum o çoşkun sele. Sen kainatın yaratılış sebebi eşyadaki hakikat, manadaki esrar, sebeb-i necat, hep sanadır bütün münacat, işte arkamda bütün kainat, yalnız senin rızana müracat, rehberim tek önderim beni de ümmetine kat.(amin) Rıdvan AKGÜL