Tarkan'ın zil takıp oynayarak zil satışlarını patlattığı klip hangi şarkıya aittir?

A. Hepsi senin mi?
B. Kuzu kuzu
C. Şımarık
D. Kış Güneşi

Kuzu Kuzu, Dudu Dudu, Seve Seve Tarkan!

Tarkan, hayatımıza gireli tam 20 yıl oldu. Peki 20 yıldır bitmeyen Tarkan sevgisinin nedeni ne?

Tarkan, hayatımıza gireli tam 20 yıl oldu. “Kıl oldum abi” derken 20 yaşında bir gençti, şimdi 40'ında olgun bir adam. hakkında çıkan onca spekülasyona rağmen dimdik ayakta. Son Açıkhava konserlerinin biletleri anında tükendi; aşırı talep yüzünden, dört günlük konserlere bir gün daha eklendi. Albümlerini beğenmeyenler bile meraktan alıyor. Peki 20 yıldır bitmeyen Tarkan sevgisinin nedeni ne?Barış Akpolat / Tempo Çocuk yaştayım, yazlıkta koşturup duruyorum. 1990’ların başı... 30’la-rındaki akrabam, bir eline masadaki Tarkan fotoğrafını alıp, diğer elini de gerdanına götürüp “Bu çocuğun göğsüne de kıllarına da bayılıyorum” dediğinde anlamıştım Tarkan’daki gücü. ‘Kıl Oldum Abi’ ile çıktığında, ben dâhil pek çok kişiyi kendine kıl etmeyi başarmıştı. Fakat, daha sonra metamorfoz geçirdi ve bir yılanın deri değiştirmesi gibi onun da tarzı evrildi. Ve o deri, ona hep yakıştı. Zamanında karizmasıyla kazandığı, hakkı olan ekmek, her aslanın harcı değil. Bazen patavatsızlıkla bazen samimiyetle kurdu köprülerini ve sıradan darbelerde yıkılmasına izin vermedi. İstanbul temelli küçük sosyetik taşlamaları görmezden geldi. Kafasına eseni yaptı, medyanın kontrolüne girmediği gibi her şeyi kontrol etti. Kişiliğine hayranlığım, plajda başka bir erkekle çıplak vaziyette fotoğrafları sızdığında, basına verdiği cevapla perçinlendi: “Bu benim hayatım, kime ne?” İşte Türkiye’nin aradığı tat buydu. Çok iyi yönetilen, medyada görünmeyen, önemli şahsiyetlerin hakkında söylediği iyi bir şeyden bile PR malzemesi çıkarmayan, yüksekte duran ama asla yüksekten bakmayan bir adam o. Kariyerinin başından beri en durgun zamanlarını yaşıyorken, neden hâlâ bu kadar çok seviliyor? Samimiyetinden mi, orijinalliğinden mi, sıradanlığından mı, dansından mı, gülüşünden mi? Yoksa, benim akrabayı da etkileyen göğüs kıllarından mı?Kıl Olduk Be Abi! 1992, Tarkan’ı çıplak gözle görebildiğimiz ilk yıl. Kapak fotoğrafı çok sıradan bir pop şarkıcısı; bugün örneklerini hâlâ görebildiğimiz… ‘Yine Sensiz’ adlı albümün atom bombası etkisi yaratan şarkısı ‘Kıl Oldum Abi’ydi. Çocukların diline dolandı, ablalarımız ondan gözlerini alamadı. Yakışıklı ama toydu, o kıl oldukça biz de biraz kıl oluyorduk. Fakat, albüm daha ilk baskısında 700 bin barajını aştı; ardından gelen remiks baskılarıyla bir milyonun üzerine çıktı. Demek ki bazen kıl olunması gerek. Tarkan, saman alevi miydi, yoksa gerçekten megastar mı? O zamanlarda anlamamız mümkün değildi. Fakat ardından gelen ‘A-acayipsin’, kapağından içeriğine kadar, herkesin aklına Tarkan imajını kazıyordu. Bu kez albüm kapağındaki duruşu, ‘Kıl Oldum Abi’deki halinden fersah fersah ötedeydi. Sezen Aksu’nun sihirli dokunuşu sağ olsun, albüm inanılmaz bir başarıya ulaştı.Çişi geldi, söyledi Tarkan, başlıktaki cümleyi Savaş Ay’a kurarken, ben televizyon karşısında hem şaşırıp hem de inanılmaz eğlendiğimi hatırlıyorum. Şimdiyse baktığımda hiçbir şarkıcının cesaret edemeyeceği türden bir tarz olduğunu görebiliyoruz. Adam belli ki altına yapmak üzere, konuşamıyor, sallanıp duruyor. Ağzından dökülüvermiş fena mı? Daha rock’n roll bir hareketle karşılaştınız mı?Ahmet Ertegün’lü yıllar Elbette elinden tutan birileri vardı. Yoksa, o kıl olan çocuk bir başına kalsaydı, bugün bir Tarkan’ımız olmazdı. Ahmet Ertegün, -ki bu işin dünyaca piridir- Tarkan’ın elinden tuttu. Ray Charles, Aretha Franklin ve Led Zeppelin gibi onca yıldızı keşfedip, parlatan Ahmet Ertegün’ün aklı Tarkan’daydı. İngilizce albümünü yapmak istiyordu; Tarkan’ın ABD’ye gidip gelmesi de bunun işaretiydi. Ertegün’ün Tarkan’a çıkarmayı planladığı İngilizce albüm uzun süre yılan hikâyesine döndü. Türkiye’ye her geldiğinde kendisine sorulan aynıydı: “İngilizce albümünüz ne zaman çıkıyor?” Tarkan, bu soruları, “Üzerinde çalışıyoruz, mükemmel olmasını istiyoruz” gibi açıklamalarla geçiştirdi. ABD’ye 1994’te gitti ama İngilizce albümü 2006 yılında çıktı. ‘Come Closer’ yurt dışında beklenen ilgiyi görmese de, Türk hayranları ne olursa olsun Tarkan’sız yapamayacağını yine gösterdi. ‘Come Closer’, Türkiye’de o güne dek en çok satan İngilizce albüm oldu.Tarkan zili gelmiştir! Dansı önceleri ilginçti, fakat üzerine pek bir şey koyduğu söylenemez. Yine de figürlerinde şeytan tüyü olduğu kesin. Belki Türk kıvraklığını iyi yakalamasından... Kadınlar, her göbek atan adamı beğenmez, ama Tarkan sahnede her göbek attığında ortalık yıkıldı. Kliplerinde, konserlerinde zil takıp oynadığı anda piyasa “Tarkan zili ve kemeri gelmiştir” anonslarıyla canlandı. Kıyafetleri çarpıcı, sıra dışı oldu. 2001’de Ayşe ve Ece Ege kardeşlerin dünyaca ünlü moda tasarım markası Dice Kayek’in defilelerinde podyuma çıktı. Zaten uzun süre onların tasarımlarını giydi. Sıradan olmadığı, abartısız ama ilginç durabildiği için de dikkat çekti ve hep beğenildi. “Zil, kemer” demişken unutmamak lazım; Tarkan, bir dönem her gittiği yere Mezdeke grubunu da götürüyordu. Göbek havasına meraklıydı. 30’uncu doğum gününde Sulukule’den gelen dansözlerle eğlenmişti.İlişkileri iz bıraktı En çok yapımcı Elif Dağdeviren ile avukat, menajer Bilge Öztürk ile birliktelikleri konuşuldu. Hatta yakından tanıyanlar özellikle Dağdeviren’in, Tarkan’ın evrilmesinde önemli rol oynadığını söyler. Ama Bilge Öztürk ile ilişkisi daha uzun sürdüğünden olmalı, akıllarda o daha çok yer etti. Basından kaçmadılar ama ilişkileri hakkında hiçbir zaman çok da konuşmadılar. Onları ya arabalarından inip bir mekâna girerken ya da çıkarken gördük. “Tarkan eşcinsel, ilişkileri de zaten paravan” diyenler olduğu gibi onlara gıptayla bakanlar da vardı. Burada sektörel anlamda ilginç olan, kadınların sevgilisi olan bir adamın, ilişki yaşadığı gerçeğinin saklanmaması.Ah o öpücük “Tarkan denince aklına gelen ilk beşi say” deseler, kesin ‘Hüp’ klibinde o sıralar yeni ünlenmeye başlayan Sinemis Candemir ile erotik öpüşmesini listeye koyarım. O zamanlar Hürriyet gazetesi yazarı olan Fatih Altaylı, öpüşme sahnelerinin klipten çıkarılmasını önermişti. Tarkan ise o dönem verdiği röportajlarında, bu öpüşme sahnesinin erkekleri de kadınlar kadar etkilediğini ve bunu bilerek yaptığını söylüyor, bu öpüşmeyi ‘porno’ sınıfına koyanlara “Türkiye bunları aşmalı” cevabını veriyordu. Yani Tarkan, maskülen, romantizme mesafeli Türk erkeğine inat, kadının ruhundan anlayan, Batılı tarzda bir erkeğe öncülük yaptı. ‘Şımarık’ şarkısında “Yakalarsam muck muck” diyerek pası verdi, ‘Hüp’teki öpüşmeyle golü ağlara gönderdi.Burnunu soktu Topluma gönderdiği mesajlar şarkılarla, kliplerle sınırlı kalmadı. Sıkı bir çevreci o. Doğa Derneği’nin ‘Hasankeyf Yok Olmasın’ ve ‘Göl Yoksa Burdur da Yok’ gibi kampanyalarında aktif rol aldı. Hatta bu uğurda Çevre Bakanı Veysel Eroğlu’ndan da ayar yedi. Eroğlu’nun “Sen burnunu sokma” uyarısına cevap vermedi, ama bu yoldan da geri dönmedi.O, hayat gibi Şimdi tüm bunları toplayıp, Tarkan’ın müzik hayatında bıraktığı 20 yıla, seslendirdiği ölümsüz şarkılara bakınca, ortaya çok iyi yönetilmiş bir marka çıkıyor. Diyeceksiniz ki, “Her sanatçının bir marka direktörü var.” Evet ama Tarkan dersini iyi çalıştı, kendine yatırım yaptı. Müzik hayatının iki günlük, dedikodusu bol bir macera değil, başına ne gelirse gelsin iyi yönetildiği takdirde hiç bitmeyecek bir efsane olduğunu herkese ispatladı. Pek çok kişi onun için “Bitti, megastar denilen Tarkan bu kadarmış” dediği dönemlerde de, müziğe asılmaya devam etti. Konserlerine gidenler “O hepimizin üstünde ama bir yandan da bizim aramızda gibi” diyor. Bu cümleyi, ne kadar para harcarsanız harcayın, ne kadar harika bir sahne ve şov yaparsanız yapın söyletemezsiniz. Almanya’da başlayıp, Karamürsel’de sürdürdüğü mütevazı hayatını bu noktaya getirmesinin hakkını vermek lazım. O, sahnede göbek atacak kadar Türk, klibinde ateşlice öpüşecek kadar Batılı; her konuda konuşmayacak kadar mesafeli, çevre konusunda sonuna kadar gidecek kadar duyarlı; hem kadınların hem erkeklerin sevdiği; hem dans ettiren, hem ağlatan... Her şeyin karışımı gibi. Biraz hayat gibi. Galiba ondan seviyoruz onu bu kadar.SU GİBİ GEÇEN 40 YIL 1972: Frankfurt’un Alzey kasabasında doğdu.1987: Almanya’dan İstanbul’a geldi.1990: Karamürsel Lisesi’nden mezun oldu.1992: ‘Yine Sensiz’ adlı ilk albümü 1 milyonun üstünde sattı.1993: Prodüktör Mehmet Söğütoğlu'yla tanıştı ve İstanbul Plak’la albüm anlaşması yaptı.1994: Aniden piyasayı sallayan Tarkan'a, Sezen Aksu el uzattı. ‘A-acayipsin’ yayınlandı ve Türkiye'de 2.5 milyon, yurt dışında 950 bin sattı.1995: Kendi firması HITT Prodüksiyon’u kurdu. Ahmet San ile menajerlik anlaşması imzaladı. Ahmet Ertegün’ün sahibi olduğu Atlantic Records’la anlaşma imzaladı. New York’ta dil eğitimi alırken, stüdyoda albümüne hazırlandı.1997: ‘Ölürüm Sana’ 2.5 milyon sattı. Hâlâ konserlerinin en coşkulu söylenen şarkılarından.1998: Seslendirmeler yaptı. Aynı dönem Sezen Aksu bestesi ‘Şımarık’ büyük başarı yakaladı.2001: Askerden sonraki albümü ‘Karma’ çıktı. ‘Hüüp’ ve ‘Kuzu Kuzu’ başarılı bir geri dönüş sağladı.2002: 2002'de Holly Valance'in söylediği ‘Kiss Kiss’ adlı şarkı, ‘Şımarık'ın İngilizce versiyonuydu. Tüm dünyada başarılı oldu.2003: ‘Dudu’ albümünde Nazan Öncel ile çalıştı. Albüm sadece Rusya'da 1 milyon sattı.2006: İngilizce albüm çalışmaları ‘Come Closer’ ile sonuçlandı.2008: ‘Metamorfoz’un satışları için 'vasat' dendi. Tabii Tarkan ölçülerinde. Albüm ilk iki ayda 500 bin sattı.2010: ‘Adımı Kalbine Yaz’ albümü inanılmaz başarı yakaladı. Hâlâ çalmadığı kulüp, bar yok.2012: ‘Aşk Gitti Bizden’ adlı single’ı bu yazın elle tutulur tek pop şarkısı.