Türkiye'de neredeyse birkaç nesildir unutulmaya yüz tutmuş topaç, 60 yaşındaki Osmaniyeli Ekrem ustanın ellerinde yaşamaya devam ediyor. Mobilyacılık yaptığı atölyesine tesadüfen gelen siparişle topaç yapmaya başlayan Ekrem Demirbaş, 41 yıldır el işçiliğiyle ağaca çocuk eğlencesinin şeklini veriyor.

TOPAÇ TEZGAHI İLE ETKİNLİKLERE KATILIYOR

Ekrem usta, oyuncağı unutturmamak için Türkiye genelinde geleneksel el sanatlarının sergilendiği etkinliklere katılarak torna tezgahında topaç yapıyor. Demirbaş'ın tezgahını ziyaret edenler, ağacın topaca dönüşmesini ve ustasının farklı tekniklerle oyuncağın nasıl oynanacağını göstermesini keyifle izliyor. 

"ÇOCUKLAR TANISIN, YETŞKİNLER UNUTMASIN" İSTİYOR

Bir etkinlik için Konya'ya gelen Demirbaş, sanatını devam ettirecek çırak bulamasa da sağlığı ve ömrü yettikçe tezgahının başında olacağını söyledi. Kültür ve Turizm Bakanlığınca geleneksel el sanatkarlarına verilen sanatçı kartına da sahip olduğunu belirten Demirbaş, topacı çocuklara tanıtmaya, yetişkinlere de unutturmamaya çalıştığını dile getirdi.

"TOPACI UNUTANLAR, GÖRÜNCE HATIRLAYIP MUTLU OLUYOR"

Yurdun dört bir yanındaki etkinliklere davet edildiğine ve elinden geldiğince hepsine katıldığına dikkati çeken Demirbaş, şöyle konuştu: "Edirne, Tekirdağ, İstanbul, Ankara'ya gittim. Konya'ya 10. gelişim. Yurt dışında da Türkmenistan'a kadar gittik. Yine Sinop, Ahlat, Malazgirt, Kırşehir'e, birçok kente gittim. Her gittiğim şehirde canlı performans sergiliyorum. İnsanlar tornayı görüyor, sesini duyup geliyor. Hem topacı görüyor hem de nasıl yapıldığını izliyor. Gelen de memnun oluyor, biz de memnun oluyoruz. Topacı unutanlar, görünce yeniden hatırlayıp mutlu oluyor." Demirbaş, dört farklı şekilde topaç yaptığını, malzeme olarak da çam, portakal ve demircik ağaçlarını kullandığını kaydetti.

"ÇEVİREMEYEN OLURSA ÖĞRETİYORUM"

Topacın, çocukların ilgilisini çok fazla çekmese de eski günleri anımsattığı için yetişkinleri tebessüm ettirdiğini ifade eden Demirbaş, şunları söyledi: "Arkamızdan gelen kimse yok. Bunu yapan son nesiliz. Kendi çocuklarım dahi yapmadı. Elimden geldiği kadar bunu yaşatmaya çalışacağım. Tezgahıma çocuklar da geliyor, kadınlar, erkekler de geliyor. Topacı çevirdiğimi gören yetişkinlerin ayakları mutluluktan adeta yerden kesiliyor. Onlar mutlu olunca, ben de mutlu oluyorum. Bazıları deniyor ama çeviremiyor. Benim bir prensibim var. Çeviremeyen birini görürsem çalışıyorsam bile makineyi kapatıp ona öğretirim. Önemli olan insanlara o mutluluğu tattırmak. Tek tesellimiz bu."