CHP Genel Başkan Yardımcıları Sezgin Tanrıkulu ile Veli Ağbaba, ASELSAN çalışanlarının şüpheli ölümlerinin araştırılması amacıyla Meclis Araştırması açılmasını istedi.

TBMM Başkanlığı’na sunulan Meclis Araştırma isteği ve gerekçesinde, Askeri Elektronik Sanayi (ASELSAN) Türk Silahlı Kuvvetlerine askeri haberleşme ve elektronik ekipmanın sağlanması amacıyla 1975 yılında kurulmuş, yerli savunma sanayinin en önemli kuruluşlarından biri olduğu hatırlatıldı. Savunma sanayisinde dışa bağımlılığı azaltan, önemli ekipmanları yurt içi üretimi ile Türk Silahlı Kuvvetleri başta olmak üzere emniyet güçlerine sağlayan ASELSAN’ın, son yıllardaki çalışmaları ile Türk savunma sanayinin dünyanın çeşitli ülkelerine ihracat yapan değerli bir kuruluşu olduğu belirtilerek, "Ülke savunmasında kullanılan ve kullanılması planlanan birçok özgün projeyi hayata geçiren ASELSAN, Türkiye için stratejik bir sanayi tesisi olmaktadır. Üretim ve Ar-Ge faaliyetleri ile bünyesinde çok sayıda çalışanı barındırmaktadır." denildi.

'ÖLÜMLER KAMUOYUNDA DERİN ŞÜPHELERE YOL AÇMAKTADIR'

ASELSAN'ın ülke gündemine sadece ürettiği gurur verici ‘yerli savunma sanayi ekipmanları’ ile değil, şüpheli ölümler ile de geldiğine dikkat çekilen gerekçede şunlar yer aldı:
"7 Ağustos 2006 tarihinde ASELSAN mühendislerinden Hüseyin Başbilen, 17 Ocak 2007 tarihinde ASELSAN mühendislerinden Halim Ünal, 26 Ocak 2007 tarihinde ise ASELSAN mühendislerinden Evrim Yançeken, 5 Mayıs 2008’de zorunlu askerlik hizmetlerini yerine getiren ASELSAN bağlantılı mühendislerden Zafer Oluk ve 9 Ekim 2007 tarihinde ise Burhaneddin Volkan hayatlarını kaybetmişlerdir. 2006-2008 yılları arasındaki mühendislerimizin şüpheli ölümleri kamuoyunun hafızasından silinmemişken, 25 Ocak 2013 tarihinde bir başka ASELSAN mühendisi Hakan Öksüz trafik kazasında hayatını kaybetmiştir. Son olarak da şüpheli bir ölüm Çankaya Cebeci Mahallesi’nde meydana gelmiştir. Akat sokak 4/2 adresinde meydana gelen olayda, iki gündür işe gitmediği için endişelenerek kontrol etmek için ASELSAN mühendisi Erdem Uğur’un (28) evine gelen arkadaşları, kapının açılmaması üzerine polis ekiplerine haber vermiş ve olay yerine gelen polis ekipleri, çilingir yardımıyla girdiği evde Uğur’un cesedi ile karşılaşmıştır. Erdem Uğur, üzerinde battaniye örtülü halde, ağzına dayanmış büyük tüp hortumuyla yatağında bulunmuştur. Ülkenin stratejik bir sanayi kuruluşunda çalışan mühendislerin şüphe uyandıran ölümleri akıllara birçok soruyu getirmektedir. Mesleki yeterlilikleri açısından yurt dışındaki meslektaşları ile yarışabilecek kadar donanımlı mühendislerimizin ölümleri intihar ve kaza ile açıklanması olayın ayrıntılı araştırmasının yapılmaması ihmalkârlıktır. Her biri Milli Askeri Projelerde görev alan mühendislerimizin ölümleri kamuoyunda derin şüphelere yol açmaktadır."

'ÖLÜMLER BASİTE İNDİRGENDİĞİNDE, ÜLKE SAVUNMASINI İLGELENDİREN BİRÇOK KONUNUN DA ÜSTÜ KAPATILACAKTIR'

Türkiye’de yıllar önce yaşanan şüpheli ölümlerin, faili meçhul cinayetlerin dahi aydınlatılamadığı gerçeği ortada iken yakın tarihte yaşanan bu şüpheli ölümlerin üzerinde fazla durulmadığına vurgu yapan Tanrıkulu ve Ağbaba, şunları dile getirdi: "Yabancı İstihbarat servislerinden, derin devlet yapılanmalarına, terör örgütlerine kadar birçok komplo teorisinin ortaya atılmasının sebebi ise ASELSAN mühendislerinin ölümleri hakkında kamuoyunu tatmin edici cevapların adli ve siyasi makamlarca verilmemesinden kaynaklanmaktadır. Trafik kazasında hayatını kaybeden mühendisimiz Hakan Öksüz’ün daha önceki yıllarda kimliği belirsiz kişilerce saldırıya uğraması, ölen mühendislerimizin ailelerinin isteği sonucu Başbakanlık Teftiş Kurulunun araştırma yapması kamuoyundaki şüphelerin haklılığını göstermektedir."

Kamuoyunun ve öncelikle hayatını kaybeden mühendislerin ailelerinin şüphelerinin giderilmesi için olayların Türkiye Büyük Millet Meclisi (TBMM) tarafından incelenmesi ve açıklığa kavuşturulması gerektiği belirtilen yazıda, olaylar intihar ve kaza ihtimalleri ile basite indirgendiği takdirde ülke savunmasını ilgilendiren birçok konunun da üstünün kapatılacağı vurgulandı.