Yazar İsa Yılmaz, son yıllarda dinin yozlaştırıldığına dikkat çekerek, 'Ölüme Götüren Mutluluk&Bonzai' Romanı ile gelişmelerin perde arkasını kaleme aldı. Yılmaz, "Klasik değimiyle insanlar artık huzuru İslam'da değil bonzaide arıyor." dedi. Yılmaz, esrar ve eroin gibi uyuşturuculara nazaran daha ucuz olan sentetik uyuşturucuların gençler arasında gittikçe yaygınlaştığı acı gerçeğini okurlarıyla paylaşıyor.

Yazar İsa Yılmaz, vahim bir tablo ile karşı karşıya olan Anadolu insanına 'Ölüme Götüren Mutluluk&Bonzai' adlı kitabı ile ışık tutmaya çalışıyor. Kitapçılarda raflardaki yerini alan romanı ile Yılmaz'a göre değerleri elinden alınmış, ekonomik anlamda tatmin edilir bir seviye yakalayamamış insanların çareyi gerçeklerden kaçmakta bulduğunu söylüyor. Yılmaz, hep var olmak isterken yokluğun bataklığına saplanan insanların bir an mutlu olma ve gerçekleri unutma düşüncesiyle zararlı maddelere müptela olduklarını aktarıyor.

"İNSANLAR YARINI BELLİ OLMAYAN BİR ÜLKEDE YAŞAMAKTAN KORKUYOR"

Siyasi ve toplumsal tartışmaların insanları çıkmaza sürüklediğini belirten Yılmaz, "İnsanlar, yarını belli olmayan bir ülkede yaşamaktan korkuyorlar. Kimsenin ne işi garanti ne de yarına çıkabileceği. Her gün ayrı bir tartışma gündemi meşgul ediyor. Yaşanan dehşet en çok gençleri etkiliyor. Geleceğe dönük hayalleri olanlar bir anda umutsuzluğa sürükleniyorlar. Ekonomik anlamda zorda kalan ailelerde anne-babalar belki yetinmeyi biliyorlar ama gençler hep daha fazlasını istiyor. Tüketim toplumu sürekli aç bir neslin doğmasını sağlıyor. Tatmin olamayan insanlar da bir nevi intiharı seçiyor." dedi.

Dini ve kültürel değerlerin alt üst olduğuna dikkat çeken Yılmaz, "İnsanlar Hz. Muhammed (sas) zamanında su içer gibi içki içiyorlardı ama içki ayeti indiğinde evlerinde ne kadar içki varsa hepsini sokaklara boşaltmışlardı. Bir gençliği ancak Allah'a hesap vereceği düşüncesiyle dizginleyebilirsiniz. Her şeyi dünyadan ibaret görenler ne olacaksa burada olsun derler, hep daha fazlasını isterler, yetinmeyi bilmezler. Böyle olunca da hayal kırıklığına uğrarlar. Sonuç olarak içlerindeki değersizlik hissini bastırayım derken kendilerini tüketirler." açıklamasında bulundu.

"SİGARA VE İÇKİDEN ÖLEN İNTİHARDAN YARGILANABİLİR"

Aynı zamanda ilahiyat fakültesi mezunu olan İsa Yılmaz, sigara konusunda da ilginç değerlendirmelerde bulundu. Alimlerin 'Sigara mekruhtur' dedikleri yıllarda içilen sigara ile şimdiki sigaranın aynı olmadığını kaydeden Yılmaz, "İslam alimlerinin yüzlerce yıl önce verdikleri sigara mekruhtur fetvasını kullanarak sigarayı dini anlamda meşrulaştırmaya çalışıyorlar. Oysa mekruh olsa bile bir mekruhun sık sık tekrarlanması o fiili harama dönüştürür. Öte yandan, bugünkü sigaranın sadece tütünden oluşmadığı da bir gerçektir. Bugünkü sigarada 262 çeşit madde bulunmuştur ve en az 3 çeşit alkol tespit edilmiştir. Sigaranın tadı değişsin diye alkolde bekletilip süzüldüğü bir gerçektir. Yani bugün içilen sigaraların içeriği değiştiği için geçmişte verilen fetvalar hükmünü yitirmiştir." dedi.

Yasaklı maddelerin verdiği zararın sadece dünya hayatıyla ibaret olmadığına dikkat çeken Yılmaz, "Bir insan ister zehri bir yemekle ya da su ile gram gram alsın ve iç organlarını tüketmesi 40 yıl sürsün, isterse bir seferde yüksek dozda alıp intihar etsin, intiharın sadece süresi değişmiştir. Ya da birini bir seferde zehirleyip öldürün, isterseniz de zehrin dozunu azaltıp yıllar süren ağır bir ölümle öldürün, intihar intihardır. Eğer bir insan zararını bildiği halde sigara ve alkolü alıyorsa ve bunların etkisiyle ölüyorsa mahşerde intihardan, cinayetten yargılanmayacağını kimse iddia edemez. Çünkü ha bir insan karaciğerini bıçakla deşsin ha da sigarayla yok etsin sonuç aynı araçlar farklıdır. Bu şüpheli durumdan kaçınmak gerek. Bir insanı öldüren bütün insanlığı öldürmüş gibidir, ayeti olayın vahametini ortaya koymaktadır." şeklinde konuştu.