CHP Genel Başkan Yardımcısı ve İstanbul Milletvekili Sezgin Tanrıkulu, Baran Tursun İnsani Yardım Vakfı'nın kapatılacağı iddiasını Türkiye Büyük Millet Meclisi'ne taşıdı.

Başbakan Ahmet Davutoğlu tarafından yazılı olarak cevaplanması istemiyle soru önergesi veren Tanrıkulu, şu soruları yöneltti:

Polisin karıştığı ölüm olaylarını araştıran ve raporlayan bir vakıf olan, Baran Tursun İnsani Yardım Vakfı'nın kapatılması için İçişleri Bakanlığı tarafından Emniyet Müdürlüğü aracılığıyla Vakıflar Genel Müdürlüğü’ne talep yazısı gönderildiği iddiası doğru mudur?

İddia doğru ise, İçişleri Bakanlığı tarafından Baran Tursun Vakfı’nın kanuna aykırı herhangi bir faaliyeti tespit edilmiş midir? Edilmesiyle, hangi yetki ve gerekçeyle Vakfın kapatılması talep edilmiştir?

Vakfın kapatılmak istenmesinin nedeni Baran Tursun Vakfı’nın organizasyonu ile polis şiddetine maruz kalmış ailelerini 17 Şubat tarihinde Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) grup toplantısını ziyaret etmesi ve vakfın polis şiddeti raporunun CHP Genel Başkanı Sn. Kemal Kılıçdaroğlu tarafından kürsüden okunması mıdır?

Vakfın kapatılması için Vakıflar Genel Müdürlüğü’ne Emniyet tarafından İçişleri Bakanlığı adına gönderilen yazının, vakıf yöneticilerinin CHP grup toplantısını ziyaret ettikten bir gün sonra tarihli olması tesadüf müdür?

Tesadüf değilse, Ana Muhalefet Partisinin grup toplantısına katılmak İçişleri Bakanlığınca bir vakfın kapatılmasını gerektiren bir suç olarak mı görülmektedir?

Vakfın kapatılma talebinde İçişleri Bakanlığı tarafından gösterilen gerekçenin vakfın faaliyetlerinin “hukuka, ahlaka, milli birlik ve beraberliğe” aykırı olduğu kamuoyuna yansımıştır. Vakfın faaliyetleri içerisinde bu gerekçeyi haklı çıkaracak herhangi bir somut olay ya da rapor mevcut mudur?

İçişleri Bakanlığı’nın, ilgili bilgi ve verilerden yararlanarak kanun dışı faaliyetlerin tekrarlanmaması konusunda önlem alması gerekmez mi?