İsmi Gaziantep ile özdeşleşen, 13 yıl Gaziantepspor, 3 dönem de Gaziantep Büyükşehir Belediye Başkanlığı’nın görevini üstlenen Celal Doğan, 7 Haziran seçimlerde tercihini Halkların Demokratik Partisi (HDP)’den kullandı. HDP Gaziantep birinci sıra milletvekili adayı Celal Doğan, Türk-Kürt kardeşliğinin inşasına katkıda bulunmak, tek adamlığına karşı çıkmak ve yolsuzlukların hesabını sormak için HDP’den aday olduğunu açıkladı.

'YARGI ALANINDA UTANILACAK NOKTAYA GELİNDİ'

Yargı alanında utanılacak noktaya gelindiğine dikkat çekerek, hakim ve savcıların birbirlerini tehdit ettiği bir dönemde yaşadıklarını belirten Celal Doğan, 17-25 Aralık soruşturması sonrasında iktidarın yolsuzlukları ayıp olmaktan çıkarır hale getirdiğini hatırlatarak, Sıffin Savaşı’nda yaşananlar ile günümüzde yaşanılanlar arasında hiçbir farkın kalmadığına değindi. Doğan, “Sıffin Savaşı’nı Hz. Ali’nin kazanacağı kesindi ama Muaviye’nin askerleri mızrakların ucuna Kur’an-ı Kerim asarak hile yaptı. Şimdi biz Türkiye’de her haksızlığı, yolsuzluğu sorguladığımızda, kasaların, kunduraların, saatlerin sıfırlanmasını sorguladığımızda mızrakların ucunda paralel var. Bu paraleli şimdi bizim hak aramamızı engelleyen Kur’an ayetlerine çevirdiler. Bu kadarına da pes denir.” ifadelerini kullandı.

'BİZİ APTAL YERİNE Mİ KOYUYORLAR?'

Hizmet Hareketi’ne, Kimse Yok Mu ve iş adamlarına derneklerine yönelik baskılara tepki gösteren Doğan, artık bu olayın Hükümet-Cemaat meselesi olmadığını hatırlatarak, “Ben cemaatçi değilim ama hiçbir sivil düşüncenin örgütlenmesinin önünde bir engel olmasını istemem. Pensilvanya’ya gözyaşları içerisinde mesajlar gönderip, ‘gelin bu hasret bitsin’ dediler. Şimdiki Başbakan’ı görüşmeye siz gönderdiniz. Bizi aptal yerine mi koyuyorlar? Saf olduklarını ve Ergenekon ve Balyoz davalarında kandırıldıklarını söylüyorlar. Burası saftirik bir memleket değil ki, burada devlet yönetiyoruz.” dedi.

'BİZİM GİBİ ÜLKELERDE BU LİDERLERİN SONU YA SADDAM’DIR YA DA KADDAFİ’DİR'

Ülkeyi yönetenlerin insanları birleştirmesi gerekirken ayrıştıran bir politika izlediğine değinen Doğan, Türk- Kürt kardeşliğinin inşasını sağlayıp, çocuklarına bırakacağı en büyük mirasının bu olacağını dile getirdi. HDP’nin barajı aşacağına inandığını söyleyen Doğan, ülkeyi başkanlık sistemi tehlikesinden kurtarmanın tek yolunun HDP’nin yüzde 10 barajını aşmasından geçtiğini kaydetti. HDP barajı geçememesi halinde silahlı mücadeleye asla geçilmeyeceğinin sözünü veren Doğan, “Barajı geçemezsek bir Baas anlayışıyla, tekçi bir anlayışla, tek kişinin güdümündeki siyasi rejime doğru gideceğiz. Bizim gibi ülkelerde bu liderlerin sonu ya Saddam’dır ya da Kaddafi’dir. Biz barajı aşmazsak kıyamet kopmaz. 100 metre koşan atlet değiliz. HDP’nin en önemli özelliği Türkiye’de bir seçenek, umut haline gelmesidir. Demokratik mücadelemizi hiçbir şekilde silaha başvuracak koşulları defterimizden çıkarıyoruz. Mücadelemizi demokratik parlamenter rejim anlayışı ile devam ettireceğiz.” diye konuştu.

'BUGÜN TÜRKİYE’DE YARGIDAN BAHSETMEK MÜMKÜN DEĞİL'

Emniyetin ardından yargıda başlayan tasfiyelere dikkat çeken Doğan, yargının artık tarafsızlığını yitirdiğine vurgu yaparak, Türkiye’de yargının utanılacak seviyelere geldiğini paylaştı. HDP’li aday, “Hakimler ve savcıların birbirlerini tehdit ettiği, gırtlaklarını boğazladığı bir noktaya geldik. Cumhuriyetin bu konuda sabıkasının olduğunu biliyoruz. Genellikle siyasi suçlarda İstiklal Mahkemeleri’nden başlayan rahmetlik Menderes’in asılması, Deniz Gezmişlerin idamı gibi kararlarda Özel Yetkili Mahkemeler, Devlet Güvenlik Mahkemeleri’nin Türkiye’de defolarının olduğunu biliyoruz. Ama adli suçlarda en azından başvurduğumuz bir yargı vardı. Bugün Türkiye’de yargıdan bahsetmek mümkün değil.” şeklinde konuştu.

'KAÇAK SARAY, YOZLAŞMA DÖNEMİNİN MALİKANESİDİR'

Celal Doğan, ülkede gereksiz her şeye çok rahatlıkla kaynak bulunabilirken, işçi ve emekliye ‘kaynak yok’ denilmesinin insanları kandırmak olduğunu söyledi. 'Ak Saray’ı yozlaşma döneminin malikanesi olarak nitelendiren Doğan, “Hz. Ali halife olduğunda Muaviye’de kendi halifeliğini ilan etmek istedi. Hz. Ali, hem Hz. Osman’ın katillerini bulabilmek hem de ikili yönetimi engellemek için Sıffin’e gider. Hz. Ali orada çeşitli malikanelerin olduğunu görür. Hz. Ali’ye ‘sizde bunlardan bir tanesinde kalın’ denir. Hz. Ali ise ‘bunlar yozlaşma döneminin bir malikanesidir. Ben yozlaşma döneminin anlayışı içerisindeki bir yerde oturmam’ der. 19 milyon yoksulluk sınırı içerisinde vatandaşınız olacak, siz 2-3 katrilyonluk sarayda oturacaksınız. Bunun o dönemdeki yozlaşmadan farkı yok.” açıklamalarına yer verdi.

'YOLSUZLUK AYIP OLMAKTAN ÇIKARILDI'

"17-25 Aralık yolsuzluklarına karışanların istifa etmemeleri, ahlaksız olduklarının başka bir ifadesidir" diyen Doğan, haram olan yolsuzluğun toplumda ayıp olmaktan çıkarıldığını söyledi.

Darbenin sadece asker tarafından yapılmadığına dikkat çeken Doğan, şuanda sivil bir darbe ile karşı karşıya olduklarını aktardı. Doğan, "Darbe illa asker tarafından olmaz ki. Rejim kilitleniyorsa, insanlar özgür değilse, insanlar istediklerini söyleyemiyorsa, iletişim araçları kontrol altındaysa, telefonlar dinleniyorsa bunun adı ha asker olmuş ha sivil olmuş, ne fark eder. Hitler sivil değil miydi, şuanda Putin sivil değil mi? Despotizm uygulamanın illa adının Kenan Evren olması gerekmez." diye konuştu.