Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, asgari ücret yüksek tutulursa işverenin işçi çalıştırmaktan kaçacağını ve işsizliğin artacağını söyledi. Seçim sürecinde asgari ücretin açık arttırmaya çıktığını belirten Erdoğan, “Birisi bin 400, birisi bin 500, birisi bin 600, birisi de çıkmış 5 bin diyor, bende diyorum ki 'var mı arttıran?' Asgari ücreti 2 bin yap, 3 bin yap senin bileceğin bir iş ama eğer siz asgari ücreti yüksek tutarsanız işveren, işçi çalıştırmaktan kaçar, istihdam zafiyete girer. Onlar bunun farkında değiller. Ondan sonra sokaklarda işsizlik işsizlik diye bağıranların sayısı daha da artar.” dedi.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Türkiye Otobüsçüler Federasyonu’nun Söğütözü Anadolu Hotels’de düzenlenen Genel Kurulu’na katıldı. Artık yollarda güvenle, huzur içinde seyahat yapılabildiğini belirten Erdoğan konuşmasında şu ifadeleri kullandı: “Bölünmüş yollar sayesinde yakıt ve iş gücünden yıllık 16 milyar liraya yakın tasarruf sağlandı. Bu müthiş bir şey. 2005 yılında ülkemizde 11 milyon 145 bin araç vardı toplam, bugün bu rakam 19 milyonu bulmak üzere. Yollardaki araç sayısı böylesine yüksek oranda artmasına rağmen yaralanmalı ölümlü ve maddi hasarlı kaza sayılarında yüzde 60’lara varan azalma oldu. Bütün bunlar insana verdiğimizi değerin bir göstergesidir. Şoför arkadaşların sevdiği fakat bizlerin tehlikeli bulduğu bir söz var. tek rakibim Türk Hava Yolları diye. Artık bu sözün tahsis edilme ve tek rakibim Türk Hava Yolları ve hızlı tren şekline dönüşme zamanı geldi.”

Havayolu ve demiryolunun gelişmesinin otobüsçüler için asla bir tehdit olmadığını belirten Erdoğan, şöyle devam etti: “Ulaştırma sektörü kendi içinde ne kadar çeşitlenir ne derece gelişirse bundan sektörün tüm unsurları payını alır ve rakamlara baktığımız zaman zaten alıyor. 2002 yılında ülkemizde 26 havalimanı vardı bugün bu rakam 55’e yükseldi. Havayolu yolcu sayısı 34 milyondan 166 milyona çıktı. Daha önce ülkemizde hızlı tren sadece Avrupa gidenlerin gördüğü bir ulaşım aracı idi. Türkiye’de böyle bir şey yoktu ancak banliyö tipi şeyler vardı. Şu anda bin 213 kilometre hızlı tren hattı var ve buna sürekli yenileri ekleniyor. Bugün otobüslerimizde hamdolsun 12 yıl öncesinden çok daha modern çok daha konforlu hale geldi. Ulaşımdaki rekabet ortamı otobüs sektörüne olumsuz değil tam tersine olumlu yönde yansıdı. 2005 yılında 163 bin olan otobüs sayımız geçen yıl 211 bini geçti.”

Bu ülkenin Cumhurbaşkanı olarak şoförlerle aynı parantezin içinde ifade edilmiş olmayı kendi için şeref saydığını belirten Erdoğan, “Onlar böyle diyerek güya bizi tahkir ediyorlar ama aslında bize en büyük payeyi verdiklerinin farkında değiller. Bir başkası çıkmış 'Cumhurbaşkanı nereye çağrılsa gidiyor, evde konserve mi yapacaksınız yufkamı açacaksınız çağırın gelir' diyor evet ben milletim çağırdığı her yere bugüne kadar gittim bundan sonra da giderim. Bu benim için ayıp değil şereflerin en büyüğüdür. Çünkü ben zaten oralardan geldim. Ben 40 yıldır milletimle birlikte olduğum milletimle birlikte yol yürüdüğüm için buradayım. Doğuda, Güneydoğu’da Kürt kardeşimin duygularını istismar edip İstanbul’da beyaz Türklerle kadeh tokuşturmuyorum böyle bir derdimde yok.” dedi.

"Diyarbakır'da sözde müftü, Eskişehir'de eşcinsel aday göstermiyoruz biz." diyen Erdoğan, böyle bir dertlerinin de olmadığını belirtti. Erdoğan, şunları kaydetti: “Ege’de İç Anadolu’da Karadeniz’de demokrasi ve özgürlük nutukları atıp bölgede insanları hayatlarından bezdirircesine tehdit etmedik etmiyoruz bizim böyle bir şeyimiz yok. Ve maalesef aynı şekilde milliyetçiyim deyip bölücü örgütün güdümündeki parti ile paralel örgütle aynı dili de kullanmadık kullanmıyoruz. Asgari ücret aman Yarabbim açık arttırmaya çıktı. 'Birisi bin 400, birisi bin 500, birisi bin 600, birisi de çıkmış 5 bin' diyor ben de diyorum ki 'var mı arttıran?' Ne diyeyim yani. İnanın bunlara sorun asgari ücret nedir bilmezler. Asgari ücret bir çerçevedir yani bu çerçevenin aşağısına inemezsiniz. Sen bir işveren olarak asgari ücreti 2 bin yap, 3 bin yap senin bileceğin bir iş ama eğer siz asgari ücreti yüksek tutarsanız işveren, işçi çalıştırmaktan kaçar, istihdam zafiyete girer. Onlar bunun farkında değiller. Ondan sonra sokaklarda işsizlik işsizlik diye bağıranların sayısı daha da artar.”