CHP Grup Başkanvekili Levent Gök, Recep Tayyip Erdoğan'ın Türk vatandaşlarını ve Türk okullarını şikayet etmesini eleştirdi. Gök, "Cumhurbaşkanı her zaman olduğu gibi bu konuda da görevini aşmıştır, kendisini hem yürütme hem de yargının yerine koymuştur." dedi.

CHP Grup Başkanvekili Levent Gök, Meclis'te basın toplantısı düzenledi. Aydın Güven Gürkan, İsmail Cem ve Uğur Mumcu'yu ölüm yıl dönümleri sebebiyle andı. Yüce Divan oylamasına değinen Gök, yolsuzluk ve rüşvetin bundan sonra da konuşulmaya devam edeceğini belirtti, Meclis'in bu konuda kötü bir sınav verdiğini söyledi. Gök, "Tarihi oylamada AKP'nin tehditle ve siyasi rüşvetle milletvekillerini baskı altına alarak oylamayı nasıl yönlendirdiğine tanık olduk. Bu oylamada tehdit ve siyasi rüşvet maalesef etkili olmuştur." ifadelerini kullandı.

"22 Aralık'ta yapılan Meclis Soruşturma Komisyonu toplantısında karanlık ilişkiler ortaya çıktı." diyen Gök, "Tehdit, şantaj, telefon trafiği, verilen vaatler, bu konuda üst tepede alınan kararlar etkili olmuş ve toplantı ertelenmiş, süre kazanılmıştır. Bu süreç şaibelidir. Pandoranın kutusu açılmıştır. Tekrar yolsuzluk ve rüşveti çuvala koyup ağzını kapatmak mümkün değildir. Bu olayın takipçisi olacağız." diye konuştu.

MEHMET ALİ ŞAHİN'E CEVAP

AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Mehmet Ali Şahin'in Yüce Divan oylaması sonrası yaptığı açıklamaları eleştiren Gök, şöyle devam etti: "Bülbül gibi konuşanlar var. Bir yıldır konuşmuyor. Yine çelişki ve kafalar karışık; Mehmet Ali Şahin. Günaydın diyoruz. Dili çözülmeye başladı. Peki darbe ne oldu. O şu anda durdu, başka bir şey. Onu oylamada yapacaktınız. Oylamadan sonra konuşman bir anlam ifade etmiyor."

AKP Grubu'nun rahatsız olduğunu dile getiren Levent Gök, "Bu kolay taşınabilir ahlaki değildir. Bunu taşıyamayacaklar, taşınmaz. Bunu toplum vicdanı, kamu vicdanı mahkum edecektir. Kirli ilişkiler tek tek ortaya çıkacaktır. AKP iktidarı, rüşveti, yolsuzlukları, her türlü kirli ilişkilerin oylama ile aklama yoluna girmiştir. Kirli ilişkilerin ileri doğru sürdürülebilmesi mümkün değildir." şeklinde konuştu.

ALİ İSMAİL KORKMAZ DAVASI

Ali İsmail Korkmaz kararını da eleştiren Gök, "O kararı veren hakim, kararın arkasında ise o tekmelerin acısını, annenin acısını görmediyse; Türk adaleti tarihinin yüz karası kararlarından bir tanesidir." dedi.

ULUDERE SAVUNMASI

Uludere konusunda Adalet Bakanlığı'nın Anayasa Mahkemesi'ne yolladığı savunmaya değinen Gök, "Hükümet 'makul ölümler' deme cüretini göstermiştir. Adalet Bakanlığı 'Biz onlara para verdik, daha ne istiyorlar?' dedi. Daha öğrenemedin mi; adalet istiyorlar. Bu nasıl bir savunmadır, bu nasıl bir acı durumdur. Sorumluların yargı önüne çıkmasını istiyorlar." diye konuştu.

TÜRK OKULLARI

Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın Türk okullarının kapatılmasını istediğinin hatırlatılması üzerine Gök, şu ifadeleri kullandı: "Ortada bir suç varsa, mahkeme kararı ortadaysa, kesinleşmişse gereğini hepimiz yaparız. Ama bir cumhurbaşkanının kendisine ait olmayan bir görevi, kendisine ait olmayan bir yargıyı orada değerlendirerek Türk vatandaşlarını, oradaki Türk okullarını şikayet etmesini anlamak mümkün değildir. Bu cumhurbaşkanının işi de değildir. Cumhurbaşkanı her zaman olduğu gibi bu konuda da görevini aşmıştır, kendisini hem yürütme hem de yargının yerine koymuştur. Cumhurbaşkanını Anayasal sınırlar içerisinde olmaya sürekli davet ediyoruz. Ortada kesinleşmiş mahkeme kararıyla işlenmiş bir suç varsa gereğini yapmak hepimizin görevidir ama ortada öyle bir karar yoksa, ortada böyle bir talebi iletilecek durum söz konusu değilse bunu söylemek de tamamen fuzuli bir şeydir."

BAKAN YEĞENİNİN SAHTE DİPLOMASI

CHP Grup Başkanvekili Levent Gök, sahte diploma ile TÜBİTAK'a giren Hasan Başaran'ın, eski Bilim Teknoloji ve Sanayi Bakanı Nihat Ergün'ün yeğeninin eşi olduğunun ortaya çıkmasıyla ilgili şunları söyledi: "Bu eğer bir CHP'li yöneticinin ya da sorumlu mevkide olan bir sorumlu arkadaşımızın yakını olsaydı Türkiye'de kızılca kıyamet kopardı. Bunu da kamuoyunda tartışmak ve bu konuyu sürekli diri tutmak medyamızın görevidir. Şimdi ciddi bir sorgulama döneminin başlamasını bekliyoruz. Halkımızın da bu gerçekleri gördüğünü biliyorum. Bu konuda kamu vicdanı fevkalade rahatsızdır. Gariban çocuklar, iki üniversite bitirmiş çocuklar her gün kapımızı aşındırıyor. Çalışamıyorlar, iş bulamıyorlar."