Başbakan Ahmet Davutoğlu, Bitlis’te CHP ve HDP’yi hedef aldı. İki partinin de Diyanet’e karşı olduğunu savunan Davutoğlu, “Neden karşı, ne zarar gördünüz? Çünkü geçmişte Kürt kardeşlerimizi Kürt vatandaşlarımızı istismar ederek siyaset yapmaya çalıştılar. Şimdi de Alevi vatandaşlarımızı memnun edebilmek için yarışa girdiler.” dedi. Davutoğlu, “İkisi de aynı anda Diyanet’e savaş açarak, ruh ikizi olmuşlardır. Onlara artık CHDP diyebiliriz.” diye ekledi. Davutoğlu, HDP EŞ Genel Başkanı Selahaddin Demirtaş’ın sözlerine atıf yaparak, “Allah Kürtçe bilmiyor mu diye bir soru sorulabilir mi? Tek parti döneminde ‘Allah Türkçe bilmiyor mu’ diyerek ezanı aslından koparan zihniyetle şimdi ‘Allah Kürtçe bilmiyor mu’ diyerek bir takım tartışmaları başlatan zihniyet aynı zihniyettir.” diye cevap verdi.

Seçim mitinglerine bugün Bitlis’le devam eden Başbakan ve AK Parti Genel Başkanı Ahmet Davutoğlu’nun gündeminde yine Diyanet tartışması vardı. Davutoğlu, 22. seçim mitingi olan Bitlis’teki konuşmasında “Türkiye’de öylesine yanlış işler yapıldı ki, yanlış adımlar atıldı ki maalesef bu milletin aziz rehberi değişik mezhebi ayrımlar içine sokulmak istendi. İşte bu çerçevede bugün bir AK parti zihniyeti vardır milleti bir ve beraber kılmaya çalışan. Bir de CHP zihniyeti vardır, HDP zihniyeti vardır, MHP zihniyeti vardır, Milletin arasında nifak tohumları ekmeye çalışan.” ifadelerini kullandı.

İKİSİ DE DİYANET’E KARŞI

CHP ile HDP’nin “neredeyse ikiz kardeş haline geldiği” iddiasında bulunan Davutoğlu, şöyle konuştu: “İkisi birden Diyanet’e karşı çıkıyor. İkisi birden İmam Hatip’e karşı çıkıyor. Çünkü onlar Bitlis’in irfanından ders almadılar. CHP döneminde Tek Parti döneminde bu toprakların öz evlatlarının dilleri, örfleri, lehçeleri, kültürleri yok sayıldı. Bir ret politikası takip edildi. 12 Eylül’de bu takip edildi. Biz bütün bu ret politikalarını tarihin çöplüğüne attık. Bunun yanında HDP aynı zihniyetle nasıl CHP Türkleri İslamdan uzaklaştıran bir zihniyete sahipse HPD de Kürtleri yiğit Kürt kardeşlerimizi tarihten koparmaya çalışan bir zihniyetin peşinde. Dikkat ediniz, ikisi de Diyanet’e karşı. Neden karşı, ne zarar gördünüz? Çünkü geçmişte Kürt kardeşlerimizi Kürt vatandaşlarımızı istismar ederek siyaset yapmaya çalıştılar. Şimdi de Alevi vatandaşlarımızı memnun edebilmek için kendilerince ihanetle ilgili yarışa girdiler.”

Kendileri için her yerde, her zaman insan onurunun esas olduğunu savunan Davutoğlu, “Bir taraftan Türkiye’de o tarihi bağları koparmaya çalışırken bu zihniyet tam bir eş başkan anlayışı içinde AK Parti iktidarını zayıflatmaya çalışıyor. Çünkü CHP ile HDP bir ruh ikizi gibi Esed’in Arap dünyasındaki karşılığı bunlar. Biri Kürt Baas’ı, biri Türk Baas’ı.” dedi.

Kılıçdaroğlu’nun 2011’de Bitlis’e geldiğini hatırlatan Davutoğlu, kalabalıktan yuhlama sesi gelince “Yuhalamayın.” uyarısı yaptı. Ardından da şöyle konuştu: “Diyor ki 'Biz Bitlis’e gelip sizinle sohbet etmedik, tabi bize oy vermezsiniz, bundan sonra geleceğiz.' Ey Kılıçdaroğlu. Mesele senin Bitlis’e gelmen değil. Mesele senin Bitlis’in ruhunu anlayabilmen. Milletin ruhunu anlayabilmen. Ama anlamıyor ki milletle göz göze bakamıyor ki. Milletle diz dize oturamıyor ki. Milletin dilini konuşamıyor ki. Sultan Selim ile İdris-i Bitlisi’nin kardeş kıldığı bu halkları Sultan Alparslan’ın Sultan Selahaddin’in kardeş kıldığı bu hakları ruhunu dünyasını örfünü hayasını anlayacaksınız ki birlikte yol yürüyebilirsiniz."

ONLARA ARTIK CHDP DİYEBİLİRİZ

HDP ve CHP’nin bu milletin tarihiyle barışık olmadığını savunan Davutoğlu, “Aksine ikisi de aynı anda Diyanet’e savaş açarak, aynı anda aynı söylemlerle bu milletin tarihine yabancılaşarak ruh ikizi olmuşlardır. Onlara artık CHDP diyebiliriz. Zihniyet olarak bir farkı yok. CHDP.” dedi.

ALLAH KÜRTÇE BİLMİYOR MU DİYE SORULABİLİR Mİ?

Davutoğlu ardından Kürtçe meal tartışmalarına değindi: “Bir yanda baktığınızda tek parti zihniyetli CHP, diğer yanda baktığınızda Diyanet İşleri Başkanlığı ile Kürtçe meal üzerinden şu soruyu sorar mı Allah Aşkına? Allah Kürtçe biliyor mu diye soruyor. Allah Kürtçe bilmiyor mu diye bir soru sorulabilir mi? Allah mutlak ilim sahibidir. Bütün diller mukaddestir. Yunus Emre’nin Türkçesi ezan-ı Muhammedi’nin Arapçası, Fakî-yi Tayran’inin Kürtçesi hepsi aynı güzel tevhit mesajını verir bize. Aynı güzelliği sunar. Aralarında bir fark gözetmeyiz. Ama tek parti döneminde ‘Allah Türkçe bilmiyor mu’ diyerek ezanı aslında koparan zihniyetle şimdi ‘Allah Kürtçe bilmiyor mu’ diyerek bir takım tartışmaları başlatan zihniyet aynı zihniyettir.”

BEDİÜZZAMAN’IN ŞAM HUTBESİNİ OKUSALARDI…

Davutoğlu, sözlerini şöyle sürdürdü: “Devlet ile millet arasında zıtlık oluşturmaya çalışanlar 28 Şubat’ta ikna odalarında başörtülü kızlara zulüm yapanlar. İşte eski Türkiye buydu. Tarihe yabancılaşma, Türkiye’nin bu ülkede yaşayanların kültürü ile Bitlis’in kültürü ile yabancılaşma. Ah. Bediüzzaman’ın Şam Hutbesi’ni bir okusaydılar bunlar Şam Hutbesi’ni alem-i İslam birliği ne demek bilirlerdi. Eğer Bitlis’in irfanından istifa etselerdi, ‘Kudüs Yahudilerin kutsal mekanıdır’ demezlerdi. Bitlisliler. ‘Kudüs Yahudilerin kutsal mekanıdır’ diyenlere bu meydanları bu toprakları bırakacak mıyız? Selahaddin Eyyubi’nin zihniyetini anlamayanlara bir ders verecek miyiz?”

PAPA NE DİYORSA BUNLAR AYNISINI SÖYLÜYOR

Bitlis’in “Ermeni zulmü karşısında” büyük ızdıraplar yaşadığını dile getiren Davutoğlu, şöyle devam etti: “Birinci Dünya Savaşı’nda yakıldı, yıkıldı. Bugün HDP’nin eşbaşkanı CHP’nin de eşbaşkanı yurt dışına gidiyor yurt dışında Ermeni diasporasıyla Bitlis’i de Ermenistan’ın içinde gösteren haritalar önünde konuşmalar yapıyor. Biz buna izin verir miyiz? Bitlis’i böyle yakıp yıkanların yaptığı zulmü unutup sizin dedelerinizin bizim bütün Türkiye’de yaşayanların dedelerinin soykırım yaptığı iddiasına destek verenlere bu meydanları bırakacak mısınız? Onlara Bitlis tarihi şahittir ki zulmü biz gördük. Bitlis tarihi şahittir ki asırlarca bu topraklarda hep beraber yaşadık. Ve eğer dış bir tesir olmasaydı Anadolu halklarından Kafkas halklarından olan Türkler ve Ermeniler hep beraber yaşayacaklardı. Papa ne diyorsa bunlar aynısını söylüyor. Ermenistan ve diaspora ne söylüyorsa aynısını söylüyor. Türkiye’ye karşı kurulmaya çalışılan bu kıskaca karşı ayakta durmaya var mıyız? Bütün bu kıskaç hareketine karşı paralele karşı CHP’ye HDP’ye karşı eski Türkiye’nin sözcülüğünü yapan MHP’ye karşı yeni bir Türkiye doğuyor demeye var mısınız?”

SEÇİM SONUCU NE OLURSA OLSUN ÇÖZÜM SÜRECİ NİHAYETE ERECEK

Davutoğlu, ardından şu şekilde konuştu: “12 yıl içinde bir taraftan özgürlükler dedik, çözüm süreci dedik, diğer taraftan da ekonomik kalkınma dedik. Tam da Türkiye ayakları üzerinde doğrulmuşken birçok tuzaklar kurdular. Çözüm sürecini başlattığımızda Gezi provokasyonları ile Türkiye’yi kaosa sürüklemek istediler. Arkasından 17-25 Aralık operasyonları ile paralel çeteyi devreye soktular. Daha sonra tam da çözüm süreci ivme kazanmışken 6-7 Ekim olaylarını şiddeti bütün Türkiye’de yaymaya çalıştılar. Şimdi büyük bir tuzakla büyük kendilerince beklenti içinde 7 Haziran’da AK Parti’nin zaaf göstereceği ümidine kapıldılar. Hem CHP, hem HDP, hem MHP, hem de paralel ve arkasındaki uluslararası cephe. Ve istediler ki beklediler ki çözüm süreci dumura uğrasın, aksasın. Söz veriyoruz. Ne olursa olsun, seçimde ne netice alınırsa alınsın, çözüm süreci kararlılıkla sonuca ve nihayete erecektir. Bu ülkenin vatandaşları arasında nifak tohumu ekmeye çalışanlara izin verilmeyecektir.”