DSP Genel Başkanı Masum Türker, hakim ve savcıların tutuklandığı ülkede, yasama, yürütme ve yargının aynı kişi tarafından yönetildiğine dikkat çekti. Cumhuriyetten sonra saltanata benzettiği başkanlık sistemine karşı olduklarını vurgulayan Türker, Türkiye’de bu saltanatın yasal olarak tescil edilecek başkanlık sistemini asla kabul etmeyeceklerini belirtti. Türker, "Biz bunu şöyle anlatıyoruz: Şu an hepinizin cebinde akıllı telefon var. Şimdi size ‘bu telefonları toplayalım, eski sistemdeki gibi manyetolu telefonla konuşun’ desek hayatınızı kilitlemiş oluruz. İşte başkanlık sistemine geçmek, demokrasiden sonra tıpkı akıllı telefondan manyetolu telefona geçiş demektir” dedi.

Partisine ait seçim otobüsüyle Zonguldak’a gelen Türker, DSP Zonguldak İl Başkanlığı’nı ziyaret etti. Partililer tarafından karşılanan Türker, parti binasında gündeme ilişkin açıklamalar yaptı.

'SİSİ’YE İDAM OLMASIN DİYE MEKTUP GÖNDERECEĞİZ'

DSP olarak Türkiye’de ve dünyada idamlara karşı olduklarını belirten Türker, Adnan Menderes ve Deniz Gezmiş örneklerini hatırlatarak, “Çünkü idamdan sonra hatadan bahsetmenin anlamı yok.” dedi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın Doğan medyasına yönelik eleştirilerine değinen Türker, şunları söyledi: “Mısır Cumhurbaşkanı Sisi’ye mektup yazacağız. Birileri konuşur birileri yapar derler. Aslında birileri eleştiriyor diğerleri hala aynı hatayı yapmaya devam ediyor. Öyle yapmak lazım o reklamı. Bu ihtilal çıktı, başbakan kendisine verilen bilgi doğrultusunda mı neyse yüzde 52 ile Mursi iktidara gelmişti. Sanki bu aynı eylem Sayın Tayyip Erdoğan’a olacakmış gibi şikayet etti; ama döndü, haber yapan gazeteye ‘yüzde 52’ dedin, ‘beni mi kastettin’ diye üstüne gitti. Bu neden olur? Çünkü dev aynasında görüyorlar kendilerini. Ama aynanın karşısında çok küçük olduklarının farkında değiller. İnsan kendisini kendi gibi görmeli. Laf edeceğine diplomatik olarak göndersin ama şu anda hükümetin gönderme şansı yok. Çünkü bu günleri düşünmemiş, büyükelçisi yok. Bizim böyle bir mektup gönderme hakkımız var. Parti gündemimizdeki düşüncemizi ortaya koyacağız. Türkiye’de 27 Mayıs ihtilalinde idam edilen Adnan Menderes ve sonrasında 3 fidan dediğimiz Deniz Gezmiş ve arkadaşlarının geri getirilemeyeceğini bunu açıkça söyleyeceğiz. Partimizin bir görüşü olarak dünyada böyle bir talebin olduğunu belirteceğiz. Çünkü hükümet bunu yapamaz, büyükelçisi yok. Yaptığı zaman çok sert yanıt alır.”

'TÜRKİYE’DE BAŞKANLIK SİSTEMİNE GİRİLMEDEN SALTANAT SİSTEMİ BAŞLADI'

Cumhuriyetten sonra saltanata benzettiği başkanlık sistemine karşı olduklarını vurgulayan DSP Genel Başkanı Türker, “Türkiye’de başkanlık sistemine girilmeden saltanat sistemi başladı. Son yargıda gördüğümüz, aldığı karardan dolayı hakimlerin tutuklanması, gelen ihbarları değerlendirip TIR’ları çevirdiği için meslekten ihraç edilen savcıların bulunduğu bir ülkede artık yargı, yürütme ve yasama aynı kişi tarafından yönetilmektedir. Hele hele yasamada bulunan ve halen milletvekili adaylığını sürdüren bazı milletvekillerinin cumhurbaşkanına ‘peygamberdir’ diyecek kadar kendini kaybediyorsa, Türkiye’de bu saltanatın yasal olarak tescil edilecek başkanlık sistemini asla kabul etmeyiz. Biz bunu şöyle anlatıyoruz: Şu an hepinizin cebinde akıllı telefon var. Şimdi size ‘bu telefonları toplayalım, eski sistemdeki gibi manyetolu telefonla konuşun’ desek hayatınızı kilitlemiş oluruz. İşte başkanlık sistemine geçmek, demokrasiden sonra tıpkı akıllı telefondan manyetolu telefona geçiş demektir” dedi.

GENELKURMAY BAŞKANI SORUSU

Konuşmasının son bölümünde gazetecilere Genelkurmay Başkanı Orgeneral Necdet Özel’le ilgili önemli soruyu sormadığını ifade eden Türker, “Genelkurmay Başkanı ameliyat olduğundan beri hiçbir fotoğrafı medyada yer aldı mı? Acaba yaşıyor mu? Türkiye’de ve dünyada hiçbir kamu kurumu mensubu, izne çıkarken habersiz çıkmaz. Masum Türker Genelkurmay Başkanından neden haberimiz yok neden resmini görmüyoruz diyor.” şeklinde konuştu.

'ORDU ÜST YÖNETİCİLERİ 2 ŞEYDEN RAHATSIZ'

Türker, gazetecilerin “Biraz daha açık konuşur musunuz?” sorusu üzerine şunları söyledi: “Genel Kurmay Başkanını ortada yok olduğu tarihte aslında Türkiye’nin savaşa girmesinin çok konuşulduğu günlerdi. Bu konu Antalya’da NATO Dışişleri Bakanları Toplantısı’nda konuşulurken, bütün diplomatik ve devlet geleneklerine aykırı olarak hatta ülkeyi küçük düşürecek şekilde Başbakan, ABD Dışişleri Bakanlığı’nın ayağına Antalya’ya gitti. Bunların üzerinde düşünmek lazım. Savaşla seçimin ertelenmesi olasılığı da var. Bu konuda bir rahatsızlığı varsa en azından bir resminin yayınlanması gerekir ki inanalım. İnşallah Genel Kurmay Başkanımız sağlamdır. Suriye ile savaş ihtimali var. Ayrıca ordu üst yöneticileri 2 şeyden rahatsızlar. Birisi, kendi arkadaşlarına yapılan haksızlıklar ortaya çıktıkça ‘o gün demiştik ama dinlemediniz’ rahatsızlığı yaşıyorlar. İkincisi de istemeseler de sivil otoritenin isteklerini yerine getirdikleri için terörde ve her yerde suçlandıkları için rahatsızlar. Bir albayın, TIR’lar dolayısıyla gözaltına alınmasından rahatsızlar. Şu anda ‘1000 kişilik liste verilip bunları çıkarın’ denmesi orduyu çok tedirgin etmiştir. Ve o dengeyi kuran ordunun üst yöneticileri, ister istemez fazladan hastalanmaya başladılar.”