HDP Eş Genel Başkanı Figen Yüksekdağ, "Sayın Cumhurbaşkanı, bu halk sana sırtını dönmesin de ne yapsın? Barışı katledene, Kürdü inkar edene, halkımıza eşitsizliği reva görenlere, başkan olup diktatörlük ilan etmeye çalışanlara sırtımızı döneceğiz." dedi.

Figen Yüksekdağ, partisinin Ağrı'da düzenlediği mitinde vatandaşlara seslendi. Yüksekdağ, "Bizler yola çıkarken büyük insanlık dedik. Bu sözün ilhamını nereden aldık biliyor musunuz? Ağrı’dan. Ağrı’nın yürekli, cesur, yiğit insanlarından. Ağrı’da Diyadin’de savaştan nemalanmaya çalışanlara karşı, kandan iktidar kurmaya çalışanlara karşı, bütün dünyaya ve iktidara insanlık dersi verenlerden aldık biz bu çağrıyı. Bundan 2 ay önce bu zalim iktidara, savaştan beslenen bu iktidara ve bütün Türkiye halklarına bir kere daha büyük insanlığın ne demek olduğunu gösterdiniz. Bir kere daha büyük insanlık çağrısını yaptınız. Bütün Türkiye halklarını büyük insanlığa çağırırken sizlerin o büyük direnişinin, sizlerin o kahramanca, fedaice hareketinizin çağrısını yaptık. Diyadin’de siyasi iktidarın zulmüne, savaş siyasetine, komplolarına, provokasyonlarına Ağrı halkı geçit vermedi." şeklinde konuştu.

Belediye seçimlerinde hırsızlık yapanları yönetimden gönderdiklerini, genel seçimlerde de Ağrı’dan AK Parti'yi tamamen göndereceklerini söyleyen Yüksekdağ, sözlerine şöyle devam etti: "Ağrı’nın plakası ne, 04. Biz 7 Haziran'da ne yapacağız; AKP 0, HDP 4; 4’te 4 kazanacağız. Ağrı 4, 4’lük kazanmayı hak ettiniz. Onları Ağrı’da sıfırlayacağız. Hırsızlıktan beslenenler, paraları taşıya taşıya sıfırlayamadılar. Ama inşallah biz onları Ağrı’da sıfırlayacağız. Yeri geldiğinde her yer benim yerim derler ama Ağrı’ya bir hastaneyi çok görürler. Çok iyi biliyorsunuz. Ağrı'da çoluğunuz çocuğunuz hastalandığında Ersurum’a hastaneye gitmek zorunda kalıyorsunuz. 2012’de bir hastane yapımı başlattılar, yıl 2015, hala hastane yapımını bitiremediler. Hala Ağrı halkı komşu şehirlere, Erzurum'a hastaneye gidyor. Sağlık en temel insan hakkıdır. Ama siyasi iktidar Ağr'ıya bu hakkı çok görüyor, sağlıklı yaşamayı çok görüyor, hastane yapmıyor. Doktor göndermiyor. Gönderdiği doktorlar da çarpık sağlık politikası yüzünden Samsun’da öldürülen Kamil Furtun gibi ölümle karşı karşıya kalıyorlar. Her yerde bir siyasi iktidarın halkını, yurttaşlarını yaşatması gerekir değil mi? Ama bunlar öldürüyorlar, yok ediyorlar."

'BU SİYASİ İKTİDAR ARTIK YIKMAKTAN, SAVAŞMAKTAN BAŞKA BİR ŞEY BİLMİYOR'

Yüksekdağ, sözlerine şöyle devam etti: "Bunların ömürler bitmiş, tek dertleri kendi ömürlerini bir nebze daha uzatmak. Kendi ömürleri çin halkının ömrünü feda eden bir siyasi iktidar var karşımızda. Biz her yerde bu ölüm ve yıkım siyasetine karşı yeni yaşamı savunacağız. Halkımızın özgürlük, emek, barış hakkını savunacağız. Ve 7 Haziran günü bütün Türkiye halklarının yaşam hakkı kazanacak."

'CUMHURBAŞKANI KENDİNİ KAYBETMİŞ'

Cumhurbaşkanı'nın, Başbakan'ın ardından meydan meydan dolaştığını ifade eden Yüksekdağ, "Ama her yerde karşılarına acı gerçekler çıkıyor. Meydanları dolduramıyorlar, anketleri görünce neredeyse hortlak görmüşe dönüyorlar. Çünkü o anketlerde, o meydanlarda kendi sonlarını görüyorlar. Dün Cumhurbaşkanı öyle bir kendini kaybetmiş ki artık insanlık değerlerine sığmayacak sözler sarf ediyor. Küfür, hakaret, saygısızlığın bini bir para. Iğdır’da sırtını dönerek kendisini protesto eden kadın arkadaşlarımıza küfür eden, hakaret eden, edep lafını kullanarak edepsizlik sergileyen bir cumhursaşkanı bizim cumhurbaşkanımız olamaz. Kadınlara hakaret, küfürü reva gören bir cumhurbaşkanı bizim çumhurbaşkanımız olamaz. Her yerde kendilerinin kaybettiğini gördükçe kendilerini kaybediyorlar. Ama biz o Iğdır'daki kadın arkadaşlarımızın o demokratik direnişini sonuna kadar sahipleniyoruz. Sayın Cumhurbaşkanı, bu halk sana sırtını dönmesin de ne yapsın? Bizler bu cumhurbaşkanına sırtımızı dönmeye devam edeceğiz. Barışı katledene sırtımızı döneceğiz. Kürdü inkar edene sırtımızı döneceğiz, halkımıza eşitsizliği reva görenlere sırtımızı döneceğiz. Başkan olup diktatörlük ilan etmeye çalıyanlara sırtımızı döneceğiz."

Ülkede iç huzurun kalmadığını ifade eden Yüksekdağ, "Bütün Türkiye halklarını savaşla tehdit ediyorlar. Barış ve müzakere sürecini bitirmekle tehdit ediyorlar. Hiç kusura bakmasınlar, bu müzakere sürecini kazanan, barışın güvencesi olan ne AKP hükümeti ne de Erdoğan'dır. Barışın ve çözümün güvencesi, bugün İmralı'da tacrit altında tuttukları başkan Öcalan'dır. Bugün barışın ve çözümün güvencesi Ağrı’dır, Diyadin’dir." dedi.

Yüksekdağ, "Tayyip Erdoğan yıllar önce bir belediye başkanı olarak yola çıktığında, basının karşısına çıkıp demişti ki 'tek servetim bir yüzük'. Yüzüğü göstermişti. Ardından, şöyle söylemişti; 'bir gün eğer çok zengin olduğumu duyarsanız, bilin ki haram yemişimdir.' Bugün sadece duymuyoruz görüyoruz, biliyoruz. Tayyip Erdoğan ve avanesi dünyanın en zengini haline gelmiş durumda. Yıllar önce itiraf etmişti, bugün bir söyleyince kızıyor. Haram yemişsin demek ki. Haram yemeden zengin olamam diyordun. Haram yemişsin demek ki bu kadar zengin olmuşsun. Haram yemişsin demek ki paraları çuvallara dolduruyorsun, gönderiyorsun gönderiyorsun sıfırlatamıyorsun. İşte haram yiyen bir siyasi iktidar, haram yiyen bir şahsiyet, bugün gelip bize dürüstlük dersi veremez. Dürüst ve demokratik siyaset dersi veremez. Onların hırsızlıkları, yolsuzlukları bizim değerlerimiz karşısında yıkılıp gidecek. Bunlardan her hile, şer, fesatlık beklenir. Gittiğimiz illerde halkımızı tehdit ediyorlar. Burada da Ağrı köylülerini tehdit ediyorlar. Ağrı'da tehditle kendilerine oy toplamaya çalışıyorlar. Ağrı'nın köylülerini, ‘Eğer AKP’ye oy vermezseniz, 7 Haziran'dan sonra elektriklerinizi keseriz’ diye tehdit ediyormuş. Bunu yapan AKP belediyesi. Cevabımız ne biliyor musunuz? Eğer bizim elektriklerimizi keserseniz sizin ampülünüz patlar. Bizim elektriklerimizi keserseniz o ampulü patlatırız. 1. sıra adayları Tedaş müdürü, herhalde ona güveniyorlar." diye konuştu.