CHP İstanbul Milletvekili Barış Yarkadaş, Silivri cezaevinde tutuklu bulunan gazeteci Mehmet Baransu’ya cezaevi yönetimi tarafından uygulanan tutum ve davranışları TBMM gündemine taşıdı.

Adalet Bakanı Kenan İpek tarafından yazılı olarak cevaplanması istemiyle Meclis Başkanlığı'na soru önergesi veren Yarkadaş, Silivri Cezaevi’nde tutuklu bulunan Gazeteci Mehmet Baransu’nun cezaevinde diğer mahkumlardan farklı tutum ve davranışlara maruz kaldığının kamuoyuna yansıdığını hatırlattı.

Yarkadaş, "Eşiyle cam arkasından görüşme sırasında sesin kesilmesi, görüşmenin erken kestirilmesi, kaşıksız yemek verildiği ve bir saatlik ziyaretçi görüşmesinin keyfi olarak yarım saatte kesildiği gibi insan hakları, hukuk ve demokrasiyle bağdaşmayan uygulamaların cezaevi yönetimi tarafından uygulandığı, yine aile ve avukatlar aracılığıyla kamuoyuyla paylaşılmıştır. Gazeteci Mehmet Baransu’ya uygulandığı ifade edilen çağdışı eylem ve davranışların, gazetecinin hükümete muhalif tutumu ve 17/25 yolsuzluk ve rüşvet operasyonlarında aldığı tutumdan kaynaklandığı şeklinde yine kamuoyunda yoğun bir görüş oluşmuştur." dedi.

Bu çerçevede Yarkadaş, şu soruları yöneltti:

"- Görüş günlerinde 4-5 mahkumun birlikte görüşe çıktığı, Gazeteci Mehmet Baransu’nun ise tek başına görüşe çıkarıldığı doğru mudur?

- Bazı gardiyanların Gazeteci Mehmet Baransu’nun üzerine yürüdüğü ve darp etmeye teşebbüs etmeye kadar ileri giden fiil ve davranışlarda bulunduğu iddiaları doğru mudur?

- Kapalı görüşme esnasında Gazeteci Mehmet Baransu’nun eşiyle yapmış olduğu telefon görüşmesinin kesildiği doğru mudur?

- Gazeteci Mehmet Baransu’ya uygulandığı ifade edilen ve bir nevi 'sistematik işkence' olarak tabir edilebilecek muameleler hakkında bakanlığınız tarafından açılmış veya açılması düşünülen bir soruşturma var mıdır?

- Bakanlık olarak 'Ceza ve Güvenlik Tedbirlerinin İnfazı Hakkında Kanun' ile bağdaşmayan ve kamuoyunda ciddi bir derecede rahatsızlık uyandıran uygulamaların, doğruyu yansıtıp yansıtmadığı noktasında bir bilgilendirme açıklaması yapmayı düşünüyor musunuz?"