MHP Ankara Milletvekili Prof. Dr. Özcan Yeniçeri, Meclis'te basın toplantısı düzenledi. Çözüm sürecinin Kürt asıllı yurttaşlar ile PKK terör örgütü ayrımını ortadan kaldırdığını belirten Yeniçeri, hapishanedeki Öcalan’ı Kürtlerin lideri, PKK’yı da onların haklarını savunan silahlı örgüt kimliğine ulaştırdığını savundu. Çözüm sürecinin suç işleme sürecine dönüştüğünü ifade etti.

Öcalan’ın sosyalist/ateist ve seküler olmasının Erdoğan’ı bu bağlamda yeni bir arayışa soktuğunu dile getiren Yeniçeri, İslamcı ve milliyetçi Kürtlerin AKP yönlendirilmesi için Erdoğan tarafından 30 Mart seçim sürecinde Barzani bunun için Diyarbakır’a çağrıldığını; böylece Güneydoğu bir yanda Öcalan’ın HDP’si diğer yandan Barzani’nin desteğini alan AKP arasında siyaseten taksim edildiğini ileri sürdü.

Geçtiğimiz hafta HDP’li Önder ile Zana’nın, Abdullah Öcalan'ın yazdığı mektubu Mesud Barzani'ye ilettiklerinin duyurulduğunu belirten Yeniçeri, IŞİD ile oluşan yeni siyasal iklimde sorunun Irak’ın ya da Suriye’nin sınırlarının yeniden çizilmesinden ibaret olmadığına dikkat çekti. Yeniçeri, "Türkiye’nin sınırlarının yeni operasyonlardan muaf olduğunu düşünmek doğru değildir. Bu bağlamda Barzani ile Öcalan’ın mektuplaşması, ilişkisi ya da dayanışması da manidardır. AKP’nin Barzani/Öcalan ilişkisinin arasındaki ilişkiye kolaylaştırması ve teşvik etmesi de ancak aklını yitirmiş bir iktidarın yapacağı iştir." diye konuştu.

'TÜRKİYE GÜMBÜR GÜMBÜR BÖLÜNMEYE DOĞRU GİDİYOR'

"Türkiye’de HDP’nin seçime yüzde on barajı ile girmesi Öcalan, Barzani ve Kandil arasında ki görüşme ve mutabakatın sonucu olmadığını kimse söyleyemez. Çünkü malum sorunun aktörleri bölgeyi bütünsel olarak taksim etme amacındadır." diyen Yeniçeri, yüzde on barajıyla parti olarak seçime girerek barajı aşmasının da baraja takılmasının da HDP’ye ve bölücü emellere hizmet edeceğini söyledi. Türkiye gümbür gümbür bölünmeye doğru giderken Yalçın Akdoğan’ın Öcalan umudunun devam ettiğini kaydetti.

Erdoğan’ın talimatıyla başlatılan ve Cizre ile bazı kentlerin denetiminin PKK eline geçmesiyle sonuçlanan Çözüm Sürecinin baş aktörü Hakan Fidan'ın, milletvekilliği adaylığı için görevinden istifa ettiğini hatırlatan Yeniçeri, hizmet ettiği davayı savunan HDP’den değil AKP’den aday olacağının da kesinleştiğini kaydetti.

"Bürokrat olarak Türkiye’nin idari yapısını, milli devletini ve sınırlarını PKK’yla tartışmaya açan Fidan, milli devlette açtığı bu deliği siyasetle genişletmeye çalışacaktır." diyen Yeniçeri, Hakan Fidan'ın MİT Müsteşarlığı’na gelen ikinci sivil olduğunu; milletvekili olursa ilk kez bir MİT Müsteşarının milletvekili olarak parlamentoya girmiş olacağını söyledi.

'İSRAİL, HAKAN FİDAN’IN MİT MÜSTEŞARLIĞINA ATANMASINA KÖSTEK DEĞİL DESTEK AÇIKLAMASI YAPTI'

"MİT’ten gelen bir kişinin milletvekili yapılması, istihbarat ve güvenlik odaklı politikaya gidişi hızlandıracaktır.
Eylül 2011’de sızdırılan ses kayıtları, başta Hakan Fidan olmak üzere MİT yöneticilerinin PKK’yla Oslo’da masaya oturduklarını kanıtlamıştı." diyen Yeniçeri, Hakan Fidan ve İsrail konusuna değindi. İsrail’in Hakan Fidan’ın MİT Müsteşarlığına atanması sırasında yaptığı açıklamanın köstek değil destek açıklaması olduğunu savunan Yeniçeri, Hakan Fidan’ın görünürde aleyhinde gerçekte ise lehinde olan bir açıklama olduğuna dikkat çekti.

Hakan Fidan’ın en büyük marifetinin PKK liderleriyle Oslo’da yaptığı görüşmeler olduğunu dile getiren Yeniçeri, Güneydoğu illerine PKK’nın şikayetçi olmadığı aksine PKK’yı memnun eden vali ve emniyet yetkililerinin gönderildiği, bunu bizzat PKK’lılara Hakan Fidan'ın söylediğini kaydetti. "Hakan Fidan’ın hakkında ki bunca iddia ve ithamların hiç biri cevaplandırılmış değildir." diyen Yeniçeri, şöyle devam etti: "Bölücü ve teslimiyetçi çevreler Öcalan ve HDP’nin Hakan Fidan Üzüntüsü manşetini kullanmaları anlamsız değildir. Hakan Fidan’ın Öcalan dışında Kürdistan Bölgesel Yönetim Başkanı Mesut Barzani’nin güvenini kazanmış olmasını da yandaş medya onun olağanüstü bir kazanımı olarak sunuyorlar. Türk İstihbaratının başındaki kişiye Barzani ve Öcalan’ın değil Türk Milletinin güvenip/güvenmediği önemlidir! Hakan Fidan’ın Öcalan ya da Barzani’yle kurduğu iyi ilişkilerden çok Türkiye Cumhuriyeti’nin bürokratı olarak Türk Milletine karşı sorumluluklarını yerine getirip getirmediği, görev, yetki ve sınırlarını aşıp aşmadığının sorgulanması gerekir. Hakan Fidan’ın üzerinden Tayip Erdoğan’ın koruması kalktığına göre kendisinin bağımsız yargı karşısında yukarıda bir kısmı ifade edilen iddialarla ilgili olarak ifade vermesi gerekir. Anayasanın ve hukukun AKP’den de ve Erdoğan’dan da büyük olduğuna inanan Cumhuriyet Savcılarına bu konuda büyük görev düşüyor. Yargının sinmiş olması, savcıların korkması ve Hakan Fidan’ın da süreçte milletvekili seçilmesi yargılanmasını yalnızca beş yıl uzatır." şeklinde konuştu.