MHP Grup Başkanvekili ve İzmir Milletvekili Oktay Vural, Başbakan Ahmet Davutoğlu ve Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ı eleştirdi. Başbakan Davutoğlu’na, "Doğru söylemiyorsun, yalan söylüyorsun, 17-25 Aralık’ta kısık seslerle milyar dolarlar sıfırlanırken neredeydin?" diyerek yüklenen Vural, Cumhurbaşkanı Erdoğan’a da Diyanet'e alınan lüks makam arabası tartışmaları üzerinden yüklendi.

MHP’li Oktay Vural, seçim kampanyası kapsamında oluşturdukları 'umutcicekleri.com' sitesinin tanıtımını yaptı. Hatay semtinde bulunan seçim irtibat bürosunda kameraların karşısına geçen Vural, ülke gündemini de değerlendirdi. Başbakan Ahmet Davutoğlu’nun ‘şirazesinin iyice kaydığını’ ileri süren Oktay Vural, "Davutoğlu’nun şirazesinin iyice kaydığını görüyoruz. Birkaç gün önce, ‘Menderes asılırken MHP neredeydi’ dedi. Biz de dedik ki bre cahil o tarihte MHP’mi vardı? Bu sorumuza cevap bulamayınca, ezilince bu kez de, ‘80 darbesinde MHP neredeydi’ diye soruyor. Allah akıl fikir versin. Mitinglerinin sonunda, Nuh tufanı olduğunda, Kabil Habil’i öldürdüğünde, Malazgirt’te, Ankara savaşında MHP neredeydi diye sorarsa kimse şaşırmasın. 12 Eylül’de MHP nerede miydi? MHP, demokrasiyi savunduğu için Mamak zindanlarındaydı, idam sehpalarındaydı, darbecilere karşı mücadele ediyordu." dedi.

'SEN KİM ELİF GİBİ DİMDİK DURMAK KİM'

Başbakan Ahmet Davutoğlu’nun, Denizli’de, 'Elif gibi dimdik durduk' dediğini aktaran Oktay Vural, sözlerine şöyle devam etti: "Sen kim elif gibi durmak kim. Moon tarikatının finansörlüğünde misyonerlik seyahatine çıkmamış mıydın? Gemiyle seyahat eden sen değil miydin? Çık açıkla. Senin başında olduğun hükümetin Oslo’da PKK ile masalar kurarken, PKK’ya özerklik verirken sen neredeydin? Başbakan yardımcısı, Öcalan’ın 10 emrini Dolmabahçe’de gülücüklerle okurken sen neredeydin? Tarihin en büyük rüşvet ve yolsuzluğa bulaşmış Bakanlar Kurulunun 4 üyesi için Yüce Divan oylaması yapılırken sen neredeydin? Paris’e kaçmıştın değil mi? 17-25 Aralık’ta kısık seslerle milyar dolarlar sıfırlanırken neredeydin? Türk bayrağı indirilirken sen neredeydin? Cevaplarını ver çık millete, bunların cevabını ver. Bölücülerle aynı kapta yer, aynı kapta pislersiniz. Meclis'te komisyonlar kurar, Dolmabahçe’de selfiler çekersiniz. Davutoğlu diyor ki, ‘Cumhuriyeti hakim kılmak görevimizdir, her santimetrede milli birliği savunduk’. Hayır, doğru söylemiyorsun yalan söylüyorsun."

'SÖYLENENE BAKACAKSIN LAF MI DİYE, SÖYLEYENE BAKACAKSIN ADAM MI DİYE'

Başbakan Ahmet Davutoğlu’na eleştirilerini sürdüren Oktay Vural, "Diyarbakır’da megri okuyorsun, Balıkesir’de dombıra. Bildirgende Türk milleti ibaresine bile yer vermiyorsun. Anayasa’da Türk lafını çıkartacağını taahhüt ediyorsun. Senin neren milli? Davutoğlu diyor ki, ‘birileri Kudüs Yahudilerin kutsal mekanıdır dediğinde MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli bir cevap verdi mi’ diyor. Dinimize, maneviyatımıza dil uzatan herkes haddini bilecek ve cevabını almıştır MHP’den. Sen de haddini bileceksin. Söylenene bakacaksın laf mı diye sonra söyleyene bakacaksın adam mı diye. Ben de buradan Davutoğlu’na soruyorum, İçişleri Bakanı Efkan Ala, (haşa) ‘Peygamber (haşa) gurura kapıldı, biz kapılmadık’ dediğinde sen ne cevap verdin ey Davutoğlu? Egemen Bağış, ‘her Cuma google’den bir ayet sallıyorum, salla gitsin’ dediğinde sen ne cevap verdin? Mehmet Ali Şahin, Peygamber Efendimiz’in Sakal-ı Şerifi için ‘kıl, sakal’ dediğinde sen ne cevap verdin? Recep Tayyip Erdoğan, ‘bizim rahmetimiz gazabımızı aşacaktır’ diyecek kadar gözü dönmüşken sen ne cevap verdin acaba? Sen milleti aptal mı zannediyorsun? Kuru cahil mi zannediyorsun? Dinimizi kirli siyasetin aracı olarak kullanmayın. Yine sallamaya devam ediyor Davutoğlu, ‘kendi uçağını, kendi tankını yapan, kendi helikopterini yapan, izzetli, kudretli Türkiye’ye geçişi kim sağladı’ diyor. Vızır vızır uçaklarımız geçiyor, vızır vızır helikopterlerimiz geçiyor. Maket helikopter, maket uçaklardan edebiyat yapıyor. 3- 5 terörist tehdit etti diye Süleyman Şah Türbesi’ni, toprağımızı gece ansızın terk edip kaçan, kaçtığın için de şükür namazı kılan sen değil misin? Ne kadar kudretlisin, hamdolsun kaçtık." ifadelerini kullandı.

'MERAL AKŞENER’E İFTİRA ATANLAR HALÂ AYNI YERDE, DÜKKAN SENİN DEĞİL Mİ?'

MHP’li Meral Akşener’e hükümete yakın 'a haber' adlı kanalda atılan iftiraya değinen Oktay Vural, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’a da seslendi. Vural, "Meral Hanım’a yapılan iftiralar, bütün bunlara bakıldığında, iftira hatipleri yandaşı, candaşı iftiraları yapıyor. Ben buradan soruyorum sana, ey AKP’nin eş genel başkanı, bu millet sana cumhurbaşkanı ol diye oy verdi, AKP’nin eş genel başkanı ol diye oy vermedi. Bu iftira yayınlarını yapan kanalın sahipleri senin sülalen değil mi? Dükkan senin. Bunlarla ilgili timsah gözyaşı dökeceğine o kendini bilmezleri kovalasana. İşine geliyor, medya mensupları eleştirdiği zaman, ‘dükkan senin kov’ dediğin zaman işine geliyor. Şimdi niye yapmadın, niye yapmıyorsun? ‘Benim önümü kesemezsiniz’ diyor. Sen milletten büyük müsün ya! Sen hukuktan üstün müsün ya! Meclis'te namus ve şerefin üzerine yemin etmedin mi? Yemin senin için kutsal değil mi?" diye sordu.

VURAL'DAN CUMHURBAŞKANI'NA DOMUZ ELEŞTİRİSİ

Oktay Vural, Cumhurbaşkanı'nın işçiler için kullandığı ifadeleri de eleştirerek, "Cumhurbaşkanın hangi lafını düzeltelim bilmiyorum. Ama daha önce şunu demişti işsizlerle ilgili, ‘devletin malı deniz yemeyen domuz diye bakıyorlar’ demişti. İşsizleri böyle niteleyen, devlet kesesinden, millet kesesinden yaptığı mitingleri eleştirdiğimizde, ‘devletin parasıyla yapıyorum size ne’ diye çıkışmıştı. Şimdi soruyorum size, kim devletin malını deniz olarak görüyor? Kimi domuz yerine koyuyorsunuz? İşsizlere böyle bir hakareti Türkiye tarihinde gördünüz mü?" dedi.

'DİYANET'E, SEN MERCEDES’İ İADE EDERSEN BEN SARAYI, UÇAKLARI, VİLLAMDAKİ DOLARLARI NE YAPACAĞIM DİYOR'

Vural, Diyanet'e alınan lüks makam aracı tartışmasına da değinerek konuşmasını şöyle tamamladı: "Bunu söyleyen kimse, Diyanet'e, ‘sakın o arabayı verme, bu makam her tür arabaya fazlasıyla layık’ demişti. Diyanet İşleri Başkanı, ‘ibreti alem için makam arabasını iade edeceğim’ demişti. Aslında ibret alması gereken tabii Recep Tayyip Erdoğan. Kızım sana söylüyorum, gelinim sen anla gibi olmuş herhalde, bu üzerine alınmış ve gerçekten yüzsüzlükte zirve yapılmış. Dün, ‘o tür arabaların fiyatı ne ki 300-320 bin lira. Herkes alabiliyor artık. Edepsizce saldırıyorlar.’ Ben buradan soruyorum, bu Mercedes’e kaç kişi binebiliyor, ey vatandaşlarım? Kaçınızın Mercedes’i var? Herkes alabiliyormuş. Zihniyete bakın. Lüks makam aracıyla ilgili çok vahim bir konuyu ifade ediyor, diyor ki, ‘dini kanaat önderleri korunmayacaksa biliniz ki bu tespihin ucundaki imame gibidir. O imame koptuğu an tespih nasıl dağılırsa, önümüzdeki önderler yok olduğu zaman da aynen dağılırız’ diyor. Yani diyor ki ey Diyanet İşleri Başkanı, sen ibreti alem için bu Mercedes’i iade ettin ya, bunu iade edersen ben sarayı ne yapacağım diyor. Uçakları ne yapacağım diyor. Villamdaki milyar dolarları ne yapacağım diyor." diye konuştu.