CHP Kocaeli Milletvekili Mehmet Hilal Kaplan, "Çalışan işçinin, emekçinin, ezilenlerin ve özgürlüğün bayramı olan 1 Mayıs işçi ve emekçi bayramının sembolü olan Taksim Meydanı, bu yıl yine baskı ve dikta uygulaması sonucu yasaklanmıştır. AKP iktidarının yasakçı zihniyetinin altında yatan korku ve baskı psikolojisi, Taksim’de kitlelerin bir araya gelmesini engelleme adına birçok adım atmaktadır." dedi.

Kaplan, 1 Mayıs İşçi Bayramı dolayısıyla yaptığı yazılı basın açıklamasında, hem işçi ve emekçilerin 1 Mayıs'ını kutladı hem de 1 Mayıs'ın Taksim’de yasaklanmasını eleştirdi. 1 Mayıs'ın demokratik hak ve özgürlükleri kullanma adına, bu uğurda mücadelenin, birliğin ve dayanışmanın yaşama geçirilmesinin ifade edildiği bir gün olduğunu belirten Kaplan, açıklamasında şu ifadelere yer verdi:

"Taksim'deki 1 Mayıs kutlamaları uzun yıllardır yasakçı ve baskıcı bir zihniyetle engellenmiştir. 1 Mayıs 1977 yılında Taksim'de bir katliam yaşandı. Derin devlet bu katliamın ortaya çıkmaması adına her şeyi yaptı. Bu haklı mücadele, ekmek ve özgürlük arama kavgasında yitirdiğimiz canların, dökülen kanların failleri daha bulunamadığı gibi çekilen hapislerin, yapılan işkencelerin de hesapları sorulmadı. Devletin taksim korkusu ve yasağı nedeniyle uzun yıllar kutlamalar Taksim dışındaki alanlarda gerçekleşti. Çalışan işçinin, emekçinin, ezilenlerin ve özgürlüğün bayramı olan 1 Mayıs işçi ve emekçi bayramının sembolü olan Taksim Meydanı, bu yıl yine baskı ve dikta uygulaması sonucu yasaklanmıştır. AKP iktidarının yasakçı zihniyetinin altında yatan korku ve baskı psikolojisi, Taksim’de kitlelerin bir araya gelmesini engelleme adına birçok adım atmaktadır. Bu yasakların güvenlik güçleriyle vatandaşlar arasında doğurabileceği çatışma ortamı kaçınılmazdır.”

İstanbul Valiliği'nin uygulamaları sonucu, 1 Mayıs günü şehirde ulaşımın durdurulması, toplu taşıma araçlarının hizmet vermemesi ile birçok vatandaşın seyahat özgürlüğünün kısıtlanacağını vurgulayan Kaplan, şunları kaydetti: "Taksim’de yaşanabilecek gerilim ve çatışmanın sorumlusu, başta taraflı olduğunu belirten Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ve sonrasında İçişleri Bakanı, İstanbul Valisi ve İstanbul Emniyet Müdürü olacaktır. Güvenlik güçlerinin kanunsuz emirlerle vatandaşlarımıza yapacakları müdahaleler suç unsuru teşkil edecektir. Bu noktada vatandaşa yönelik olabilecek kanunsuz uygulamalarda savcıları şimdiden göreve davet ediyorum. Bizler, işçi kardeşlerimizin emeklerinin karşılığını almak için verdikleri haklı mücadelenin yanında duracağız, katkı sağlayacağız, omuz omuza vereceğiz. Toplumun her noktasında üreten, geliştiren ve hizmet sunan emekçilerimizin, bu yasakçı iktidar döneminde emeklerinin karşılığını alamadığının bilincinde olan Cumhuriyet Halk Partisi bu haksızlığın her zaman karşısındadır. Asgari ücret uygulamasındaki haksızlıklar, taşeron işçilerinin haklarının gasp edilmesi, emekçinin grev hakkının yasaklanması, sendikalı işçilerin işten atılması gibi birçok yasakçı ve haksız uygulamanın yapıldığı bu dönemde, 1 Mayıs daha fazla anlam ve önem kazanmaktadır. Grevlerin yasaklanmadığı, sendikalı işçilerin işten atılmadığı, örgütlenmenin engellenmediği, kamu emekçileri de dahil tüm çalışanların grevli toplu sözleşmeli sendikal haklara sahip oldukları, özgürlükçü bir demokrasi için işçilerimizle, emekçilerimizle omuz omuza mücadele etmeye, AKP Hükümeti'nin işçi haklarını gasp etme girişimleri karşısında durmaya devam edeceğiz. Bu duygu ve düşüncelerle, emek, hak ve özgürlük mücadelesinde yaşamlarını yitirenleri saygı ile anıyor, işçi ve emekçi kardeşlerimizin 1 Mayıs İşçi Bayramını kutluyorum."