Milli İttifak liderlerinden Büyük Birlik Partisi (BBP) eski Genel Başkanı Mustafa Destici, Türkiye’yi yönetenlerin demokrasiden, demokratikleşmeden ve sivilleşmeden korktuğunu savundu. Destici, “Çünkü Türkiye sivilleşirse, sivil, demokratik bir anayasası ve seçim yasası olursa iktidarı kaybedeceklerini biliyorlar.” dedi. Saadet Partisi (SP) Genel Başkanı Mustafa Kamalak da iktidarın vaat ettiği başkanlık sisteminin tam anlamıyla 'despotizm' olduğunu öne sürdü.

SP ve BBP tarafından oluşturulan Milli İttifak'ın liderleri Mustafa Kamalak ve Mustafa Destici, seçim çalışmalarına Trabzon Atatürk Alanı’nda düzenlenen mitingle devam etti. Milli İttifak’ın ülkenin içine düştüğü zor durumun bir neticesi olduğunu söyleyen Destici, hiçbir dönemde İslami değerlerin bu kadar istismar edilmediğini, ahlaki değerlerin bu kadar yozlaştırılmadığını, milli değerlerin yok edilmediğini, milliyetçiliğin ayaklar altına alınmadığını belirtti.

AKP iktidarının her seçimde yeni anayasa vaat ettiğini hatırlatan Destici, “2002 yılında tek başına anayasayı değiştirecek güçtelerdi, yaptılar mı? Sonraki yıllarda dediler, yaptılar mı? Yapmazlar. Çünkü demokrasiden, demokratikleşmeden, sivilleşmeden korkuyorlar. Türkiye sivilleşirse, sivil, demokratik bir anayasası ve seçim yasası olursa iktidarı kaybedeceklerini biliyorlar. Hem Türkiye’yi demokratikleştirmediler, darbe anayasası ile yönetiyorlar hem de diyorlar ki 'Bu gömlek bu ülkeye dar geliyor, başkanlık sistemine geçmemiz lazım'. Hayır, bu gömlek bu bedene dar gelmiyor. Siz bu millete bu memleketi dar ettiniz, 7 Haziran'da da bu millet size sandığı dar edecek." ifadelerini kullandı.

Darbecilerin yaptığı anayasayı sonradan gelen sivillerin de kendi çıkarlarını korumak için değiştirmediğini anlatan Destici, şunları söyledi: "Çözüm basit. Milleti ayrıştırmanın, kamplaştırmanın anlamı yok. Cumhurbaşkanının yetkilerini Almanya Cumhurbaşkanı'nın yetkilerine indirirsin ve iş kökünden hallolur. Bunun için milleti kamplaştırmaya gerek yok. Ama bunlar niye başkanlık istiyorlar; çünkü Apo'ya söz verdiler. PKK ile pazarlıkta dediler ki 'seni 2015 seçimlerinden sonra çıkartacağız' dediler. Özerklik, ana dilde eğitim, vatandaşlık kanununu değiştirme sözü verdiler. Bunu AKP'li vekiller söylüyor."

AKP iktidarında borçlanmayan kimsenin kalmadığını anlatan Destici, dış ticaret açığının 100 milyar dolara çıktığına dikkat çekti. Destici, iktidardakilerin ülke ekonomisini değil, kendi ekonomilerini güçlendirdiğini söyledi. ‘AKP'ye verilen her oy HDP'ye; HDP'ye verilen her oy da PKK'ya verilmiştir’ iddiasında bulunan Destici, borcu olmayan insan kalmadığını belirtti. Destici, "Fırat'ın kenarındaki kurtsunuz siz, kuzuları yiyorsunuz." diyen Destici, Hz. Ömer'den örnek vererek, "Hz. Ömer hassasiyetini gösterselerdi 3,5 milyara 'çerez parası' derler miydi? 10 milyarlık sarayda otururlar mıydı? 500 milyonluk uçağa binerler miydi? Milyon dolarlık arabalara binerler miydi? Devletin arabası ile devletin valisi, kaymakamı her türlü imkanı ile seçim meydanlarında kendi partilerine oy isterler miydi? Bunların adaleti tamamen kendilerine." diye konuştu.

Türkiye’de yargı bağımsızlığı ve tarafsızlığının yok edildiğine vurgu yapar Destici, şöyle devam etti: “Yargıya güveni yok ettiler. Bir devleti ayakta tutan adalet sistemidir. Bunlar adaletin temeline dinamit koydular. Neden? Kendi yanlışları, hataları ve gayri yasal işler soruşturulmasın diye adalet sisteminin dibine dinamit koydular. Pek çok faili meçhul olay aydınlatılmadı. Pek çok insan suçsuz yere gözaltına alındı ve yıllarca tutuklu kaldı. Geçmişte yaptıklarını 'biz hata etmişiz' diye çıkarttılar, bugün başkalarını gözaltına almaya başladılar. Yarın 'biz burada da hata yapmışız' diyecekler, bu sefer başkalarını almaya başlayacaklar. Ama Allah ve milletimiz 7 Haziran'da bu gidişe son verecek." Destici, iktidara geldiklerinde bütün adaletsizliklerin hesabını soracaklarını sözlerine ekledi.

“VADETTİKLERİ SİSTEM DESPOTİMZDİR”

Daha sonra kürsüye gelen SP Genel Başkanı Mustafa Kamalak da hükümetin icraatlarını eleştirdi. AKP’nin vatandaşa vadedecek bir şeyi kalmadığı için kavga politikasına sarıldığını, toplumu kutuplaştırdığını anlatan Kamalak, sihirli bir mesele gibi ‘Başkanlık’ konusuna sarıldıklarını dile getirdi. Kalamak, vaat edilen başkanlık sisteminin tam anlamıyla 'despotizm' olduğunu öne sürdü. ‘Sanki başkanlık sistemi gelince Türkiye’nin bütün sorunları çözülecek’ diyen Kamalak, “Hadi oradan be, kimi kandırıyorsun. Senin başkanlık dediğin sistem despotizmdir. Bir parti 550 milletvekilinin tamamını alsa başkanlık sisteminde hükümet kuramayacak. Bütün atamaları başkan yapacak. Atama ve görevden alma yetkisi ona ait. O zaman Meclis ne işe yarayacak? Misalen; bunlar fındık borsasını Karadeniz’e getirmek istedi de parlamenter sistem de, siz mi engellediniz. İşçiye, memura yüzde 50 zam vermek istediler de parlamenter sistem mi engel oldu, işçi, memur mu istemedi ?” ifadelerini kullandı.

Türkiye’nin çözülemeyecek problemi olmadığını ifade eden Kamalak, geçmişten verdiği örneklerle, bu sorunu çözecek yegane partinin kendileri olduğunu anlattı. Kamalak, bu iktidar döneminde sata sata bitirilemeyen tüm fabrikaların ya teme atması, ya da açılışında kendilerinin olduğunu dile getirdi.