HDP Eş Genel Başkanı Figen Yüksekdağ, hükümeti eleştirerek, “Onlar yıkıyor, onlar savaş çıkarıyor, onlar şiddet uyguluyor, onlar baskı ve yasa üzerinden siyaset yapıyor. İşte biz de bunun tam tersini yapacağız. Biz, barış siyasetini geliştireceğiz, biz yıkmak, tahrip etmek üzerinden değil, yeniden kurmak ve yeniden üretmek üzerinden siyaset geliştireceğiz.” dedi.

HDP Eş Genel Başkanı Figen Yüksekdağ, Orta Doğu Teknik Üniversitesi’nde (ODTÜ) düzenlenen ‘Akademisyenler Barışı Konuşuyor’ konulu programa katıldı. Yüksekdağ, programda terör saldırıları ile ilgili değerlendirmelerde bulundu. Çatışmanın en fazla alevlendiği, en fazla bu gerilimin toplumu tehdit ettiği dönemde dahi 7 Haziran seçimleri öncesinde ve sonuçlarında oluşan toplumun savaşı sorguladığını ifade eden Figen Yüksekdağ, sadece savaş ve çatışmanın hedefi doğrudan siyasi hedefi olanlar değil, aynı zamanda bu savaşa kurban edilen cepheye ve alana sürülenler de bu çatışmayı sorguladığının altını çizdi. Yüksekdağ, “Siyasi iktidar gerilim ve çatışma ikliminde tekrar seçim yaparak 7 Haziran da ıskaladığını düşündüğü başkanlığı ve tek başına iktidarı kazanacağını düşünüyordu. Ama bir ay boyunca yaşananlar aslında AKP’nin ve sarayın evde yaptığı hesabın hiç de çarşıya uymadığını gösterdi. Çünkü artık Türkiye toplumu bu çatışmanın yaşanan ölümlerin haklı ve kutsal bir gerekçesi olmadığını çok iyi biliyor.” şeklinde konuştu.

Yaşamını kaybeden askerlerin, polislerin ve ailelerinin Türkiye’de bir bölünme tehdidin olduğunu düşünmediklerini belirten Figen Yüksekdağ, o kişilerin böyle bir tehdit algısıyla hareket etmediklerini vurguladı. Gerçekte böyle bir tehlike olmadığını dile getiren Yüksekdağ, konuşmasına şöyle devam etti: “7 Haziran seçimlerinden sonra gerilimi tırmandıranlar savaş ve çatışma siyasetinin ve karizmasının düğmesine basanlar olmayan bir tehlike gerekçesiyle bu savaşı başlattılar. Yaşanan sivil kayıplarda, yaşamını kaybeden gerillalarda, askerlerde, polislerde olmayan bir tehdide ve olmayan bir tehdit gerekçesiyle açılan savaşa kurban edildi. Bütün Türkiye toplumu artık bu gerçeği daha fazla görüyor, daha iyi görüyor, daha net görüyor. Sarayın iktidarını perçinlemek ve pekiştirmek için amaçsız olacağı bilinen kavgaya Türkiye toplumu girmek istemiyor. Artık sarayın da AKP’nin de toplumun bu isteğini ve tepkisini görmekten başka şansı yoktur.”

'TOPLUM BARIŞ ÜZERİNDEN YENİ BİR YAŞAM İNŞA ETMEK İSTİYOR'

Şu anki tablonun ortada olduğunu dile getiren Figen Yüksekdağ, korku imparatorluğu kurarak artık bu toplumu kendi istediğiniz kalıba dökülemeyeceğini kaydetti. Geride kalan süreçte kendisine biçilen gömleklerin dar geldiğini çok iyi gördüğünü söyledi. Yüksekdağ, konuşmasına şöyle devam etti: “O gömleklerin dikişleri patladı. Toplum geride bırakılan süreçte an itibariyle kendisine biçilen kalıplardan taştı. Artık yeni oluşan bu durum ve toplumsal bilinç kendisine gerçek bir demokrasi ve halkalar arasında kurulacak bir barış üzerinden yeni bir yaşam inşa etmek istiyor. Siyasi iktidar bu isteği görmediği müddetçe bu isteğin altında kalmaya da mecburdur.”

Figen Yüksekdağ, “Karşımızdaki savaş çözümsüzlük ve faşist restorasyona yağması rejim kendisine yeniden tahkim edecek ve bizlere eskiyi yeniden dayatacak bası ve zor yoluyla siyaset kurumu yine işletilecek ya da bunun karşısında gerçek yeni ve demokratik kurucu siyaset kanalı kurulacak.” dedi.

Savaş üreten eski yapıya karşı yeni demokratik siyasal kurumlaşma alternatifinin HDP’nin olduğunu kaydeden Figen Yüksekdağ, “Bugün toplumsal ve sosyal yaşam hakkından hala bir zorunluluk ve ihtiyaç olarak önlerinde duruyorsa bu siyaset kurumunun insana ve insanın ihtiyaçlarına yakışır bir şekilde yeniden düzenlemek HDP’nin temel görevi olmak zorunda.” olduğunu kaydetti.

'ONLAR YIKIYOR, ONLAR SAVAŞ ÇIKARTIYOR, ONLAR BASKI VE ŞİDDET UYGULUYOR'

Türkiye’deki merkez siyasi kurumları insani ihtiyaçlarına ve insani yeniden üretimine yanıt vermediğini belirten Yüksekdağ, en küçük yanıt bile vermediğini söyledi. Figen Yüksekdağ, konuşmasına şöyle devam etti: “Tam tersine toplumsal yapıyı kırıyor, yıkıyor, yozlaştırıyor, savaş ve şiddetin merkezi siyasetin temel kurumu kurumsallaşması haline götürüyor. Bu çok büyük bir sorundur. İşte bu sorunun üstesinden gelebilmek için de alternatif siyaset alanının güçlendirmek ve yeniden kurmak demektir. Türkiye’yi demokratik temelde yeniden kurmak demektir. Onlar yıkıyor, onlar savaş çıkarıyor, onlar şiddet uyguluyor, onlar baskı ve yasa üzerinden siyaset yapıyor. İşte bizde bunun tam tersini yapacağız. Biz barış siyasetini geliştireceğiz, biz yıkmak tahrip etmek üzerinden değil, yeniden kurmak ve yeniden üretmek üzerinden siyaset geliştireceğiz. Bu siyasi gelişim için toplumu düşünen üreten bütün kesimlerinin katkısına ve katılımına ihtiyacımız var. Bu Türkiye’yi demokratik temelde siyasetten yeniden kuracağımız süreçte sizin yapacağınız gösterdiğiniz ön açıcılığında çok önemli ve değerli olduğunu yeniden ifade etmek istiyorum.”