Türkiye’nin deneyimli siyasetçilerinden İzmir eski Büyükşehir Belediye Başkanı Burhan Özfatura, devlet çarkının felç edildiğini, hukuk düzeninin ortadan kaldırıldığını, her şeyin tek bir kişinin emir ve talimatlarına amade kılındığını söyledi.

Dünyanı yöneten sömürgecilerin uyguladığı politikanın adının kontrollü kaos düzeni olduğunu, AK Parti’nin de aynı taktiği uyguladığını belirten Özfutara, bu düzenin amacını da, “Her seçimde mağduriyet senaryoları, kamplaştırma, ortamı germe metotları, hayali düşmanlar, tehlikeler icat etme uygulamaları. Amaç, kendilerine oy veren kesimi elden kaçırmamak, kemikleştirmektir.” şeklinde özetledi. Ellerinde devletin bütün kaynakları ve ciddi bir yandaş medya mevcut olduğunu vurgulayan Özfatura, “Bitip tükenmez beyin yıkama faaliyetlerini sürdürürler. Gerçekleri saptırırlar. Farklı düşünenleri sindirmek için her türlü baskıyı, kıyımı, fişlemeyi, dışlamayı mübah sayarlar. İnsanların ekmeği, haysiyeti, manevi duyguları ile oynarlar. Bu seçimde de aynı senaryoların uygulandığını görmekteyiz.” dedi. Baskıların, tehditlerin, kıyımların, din istismarının, algı operasyonlarının zirveye ulaştığının altını çizen deneyimli siyasetçi, biat etmeyenlerin hukuka ve ahlâka uymayan yollarla tasfiye edildiğini, kadroların yandaşlarla doldurulduğunu belirtti. Devlet çarkının felç edildiğini, hukuk düzeninin ortadan kaldırıldığını, her şeyin tek bir kişinin emir ve talimatlarına amade kılındığını vurgulayan Özfatura, işsizlik, ekonomik kriz, enflasyon, kalkınma hızının asgariye inmesi ve gelir dağılımındaki dengesizliğin hiçe sayıldığını, ekonomik başarı masalları üretildiğini söyledi.

Halkın bilinçli olarak kışkırtıldığını söyleyen Burhan Özfatura, şöyle devam etti: “Efkan Ala’nın söz ve davranışları, Bilal Erdoğan’ın toplantıları, polis kolej ve akademilerinin kapatılarak binlerce evladımızın istikbali ile oynanması, Cumhurbaşkanı'nın Anayasa'yı ve tüm hukuk düzenini hiçe sayması, il il dolaşması, Burhan Kuzu’nun bir anayasa profesörüne hiç yakışmayan yağ dolu konuşmaları, kanser tedavisi gören, bir emniyet müdürüne hasta yatağında yapılan emeklilik tebligatı, din istismarı yapılırken diğer taraftan da Kâbe ve Kur'ân–ı Kerîm benzeri pastaların yenmesi, Diyanet teşkilatının vicdanları kanatan suskunluğu ve lüks tutkusu, Manisa Emniyet Müdürü'nün tehditleri, kamu kaynakları ile beslenen ak trollerin terbiyesizlikleri, Süleyman Soylu’nun yağcılık ve tehditleri, başta kaçak saray olmak üzere şahit olduğumuz lüks, israf, saltanat harcamaları, aleni hale gelmiş rüşvet, yolsuzluk, torpil, kayırma, yağma icraatları, halkın maruz kaldığı GDO afeti, bitip tükenmek bilmeyen tehditler, yalanlar, iftiralar, azgınlaşmış terör hepimizin huzurunu bozmakta, sinirlerini germektedir. Toplumu strese ve ümitsizliğe sevk etmektedir. Tek çare basiret, feraset ve fazilet sahibi olabilmektir. Vicdanları ve mantıkları devreye sokmaktır. Ülkenin çöküşüne göz yummamak ve sessiz kalmamaktır. Baskılara, tehditlere, yalanlara kulak asmamaktır. 7 Haziran fırsatını kaçırırsak çok pişman oluruz.”