Saadet Partisi (SP) Genel Başkan Yardımcısı Mehmet Karaman, çözüm sürecinde ne yapıldığının kimsenin bilmediğini öne sürdü. Sürecin, halk tarafından da bilinmediğini belirten Kahraman, "Çözüm sürecini hükümet üyelerinin de bilmediği kanaatindeyim." dedi. Kahraman, dört eski bakanın komisyon tarafından yüce divana gitmelerinin engellenmesini ise "Bu işi yaptılarsa kendileri biliyor, bir de Cenabı Allah biliyor. Esas yüce divan Allah’ın divanıdır." şeklinde değerlendirdi.

Partisinin Bursa İl Başkanlığı’nda düzenlediği basın toplantısında konuşan SP Genel Başkan Yardımcısı ve Seçim İşleri Başkanı Mehmet Karaman, çözüm sürecini değerlendirdi. Türkiye’de çözüm sürecinde ne yapıldığını bilen kimsenin olmadığını iddia eden Kahraman, şöyle devam etti: "Var mı, bilmiyorum. Çözüm sürecini bizim içimizden bilenin de olmadığı gibi hükümet üyelerinden de bilenlerin olduğunu tahmin etmiyorum. Geçenlerde bir avukatla yolculuk yaptım, sordum, ‘Sen Hakkari’de avukatlık yapıyorsun, çözüm sürecini nasıl buluyorsun?’. Bana dedi ki; ‘Devlet orada yok, tüm işleri KCK görüyor. Mahkemelerini kuruyor, vergilerini topluyor.’ Eğer bir bölgeyi bir gruba terk ederseniz bu çözüm süreci olmaz. Çözüm sürecinde orada dinlenecek milyonlarca insan var. Sadece Mecliste grubu var, milletvekilleri var diye bir grubu muhatap alırsanız orada o insanları mahkum ederseniz. Mahkemede alınan bir karar var. Tapu davasında davayı kazanan vatandaş, ama öbür tarafta KCK davasında aynı mahkeme görülmüş, vatandaş kaybetmiş. Tapu müdürü, tapuyu mahkemede kazanan vatandaşın üzerine yapmıyor, ‘can güvenliğim yok’ diyor. Böyle bir çözüm sürecini biz kabul edemeyiz."

Türkiye’deki teröre en büyük desteği batı ülkeleri verdiğini savunan Kahraman, "Bu insanlar, silahı nereden alıyorlar? Ya ABD’den ya Avrupa’dan geliyor. Bugün Suriye’de çatışanlara silahı kim veriyor? Suriye’deki insanları silahlandırıp yönetime kaşı ayağa kaldırıyorlar, Türkiye daha kötüsünü yapıyor; ‘eğit, donat, gönder’. Suriye’deki muhalifleri getireceksin, eğiteceksin, orada savaşacaklar. Yarın Suriye anlısını Türkiye’ye yapacak. Başka bir ülke de aynısını yapacak. Senin içindeki muhalif grubu alacak, götürecek eğitecek, eline silahı verecek Türkiye’ye gönderecek. Böyle bir şey hiçbir şekilde kabul edilemez. Biz, terörün her türlüsüne karşıyız. Her türlüsü, Müslüman kan akıtamaz. Zalimin zulmünde bile silaha başvuramaz. Paris’teki yürüyüş, sadece göstermelik yürüyüştür." diye konuştu.

"IŞİD 2 BİN KİŞİYDİ, ŞİMDİ 20 BİN DENİLİYOR BU İŞTE BİR BİT YENİĞİ VAR"

Fransa’nın IŞİD’le mücadele amacıyla bölgeye uçak gemisini gönderdiğini anlatan Kahraman, "Fransa, uçak gemisini IŞİD’le mücadele için gönderiyor. Bu, IŞİD nereden çıktı? 2 bin insan vardı, 10 bin, 20 bin dediler. Eğer 2 bin kişiyle bütün Avrupa ülkeleri birleşip baş edemiyornlarsa demek ki bunun altında başka bir bit yeniği var." dedi.

"YÜCE DİVAN ALLAH’IN DİVANIDIR"

AK Partili dört eski bakanın yüce divana gönderilmemesini de yorumlayan SP Genel Başkan Yardımcısı Mehmet Kahraman, şunları kaydetti: "Dört bakan Mecliste 9 AK Partili milletvekillerinin oylarıyla yüce divana gitme yolu kapatıldı. İkinci aşamada mecliste gizli oylama yapılacak. Eğer meclisteki çoğunluk oy verirse bunlar aklanmış olacak. Biz bu bakanların bu işi yaptığı konusunda bir karar verme mercii değiliz, böyle bir yetkimiz de yok. Bu işi yaptılarsa kendileri biliyor, bir de Cenabı Allah biliyor. Esas yüce divan Allah’ın divanıdır. Bunlar bunu yaptılarsa ahrette bunun hesabını verirler. Ama milletin nezdinde de aklanması lazım. Partinin adı ‘ak’sa bunların Anayasa Mahkemesi’ne gönderilmesini bekliyoruz. Milletin bu düşüncesine milletvekilleri oylamada dikkat ederler diye ümit ediyoruz."