CHP Genel Başkan Yardımcısı Bülent Tezcan ile İstanbul Milletvekili Umut Oran, Ankara Cumhuriyet Başsavcısını makamında ziyaret ederek, CHP milletvekillerine ilişkin soruşturmaların seçim öncesinde sonuçlandırılmasını talep etti. Tezcan, "Bugünkü görüşmede öğrendiğimiz bizim şikayetlerimizin yetkisizlik kararı verilerek İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığına gönderilmiş olmasıdır. Gerekçe olarak da yayın kuruluşlarının merkezinin İstanbul olması gerekçe gösterilmiştir." dedi.

Tezcan ve Oran görüşme sonrasında basın açıklaması yaptı. Ankara Cumhuriyet Başsavcısı Harun Kodalak’ı ziyaret ettiklerini ifade eden Tezcan, "Ziyaret sebebimiz biliyorsunuz hem Umut Oran’a hem CHP’ye ve Genel Başkanımız Sayın Kemal Kılıçdaroğlu’na belirli basın kuruluşları tarafından sistematik şekilde yürütülen iftira kampanyasıyla ilgili suç duyurusunda bulunmuştuk. Bu iftira kampanyaları büyük bir tezgahın, büyük bir senaryonun parçasıydı. Neydi o senaryo, bir taraftan CHP milletvekillerini hedef gösterip bir suçun parçası gibi hedefe koymak Sayın Umut Oran başta olmak üzere. Öbür taraftan da Sayın Genel Başkanımızla birlikte CHP’yi suç ilişkilerinin parçası gibi gösterip parti kapatma sürecine kadar gidecek bir tezgahın ilk işaretini o haberlerle vermişlerdi. Bunlarla ilgili hukukçu arkadaşlarımız derhâl harekete geçtiler ve çok sayıda suç duyurusunda bulunduk. Hem iftira hem hakaret hem diğer noktalarda milletvekili arkadaşlarımız Sayın Umut Oran, Genel Başkanımız ve CHP Tüzel kişiliği adına çok sayıda suç duyurusunda bulunduk. Aradan geçen süre içerisinde bu suç duyurularının akıbetiyle ilgili sağlıklı bilgi alamamıştık. Bugün bunları görüşmek üzere Sayın Ankara Cumhuriyet Başsavcısını ziyaret ettik." diye konuştu.

"Biz bu süreçte özellikle bu haberlerin basit bir basın yoluyla iftira olmanın ötesinde suç işlemek için örgüt kurma niteliğinde bir eylem olduğu iddiasındayız" ifadesini kullanan Tezcan, şöyle konuştu: "Yaptığımız suç duyurularından bir tanesi de suç işlemek için örgüt kurma açıkça bir örgüt faaliyeti çerçevesinde iftira atma ve bu çerçevede anayasal düzene yönelebilecek çeşitli girişimlerin bu örgüt eliyle hazırlığı diye düşündük ve bu çerçevede şikayetlerimiz de vardı. Bugünkü görüşmede öğrendiğimiz bizim şikayetlerimizin yetkisizlik kararı verilerek İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığına gönderilmiş olmasıdır. Gerekçe olarak da yayın kuruluşlarının merkezinin İstanbul olması gerekçe gösterilmiştir. Hukuki olarak farklı mütalaalar yapılabilir. Biz soruşturmanın burada yürümesi gerektiği, yürüyebileceği inancındayız. Bunu kendileriyle de paylaştık. Ancak bu süreçten sonra süreci İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı nezdinde takip edeceğiz."

Ankara Cumhuriyet Başsavcısı Kodalak'ın bir konuda kendilerine bir güvence verdiğini ifade eden Tezcan, bunu şöyle açıkladı: "Bundan sonrasına ilişkin de bugüne kadar da CHP ya da bir başka siyasi parti çerçevesinde iktidarın tesiri altında hareket etmeyeceklerini, hukukun sınırları içerisinde hareket edeceklerini ve bu çerçevede hiçbir etki altında kalmadan hukuk çerçevesinde soruşturmayı yürütecekleri güvencesini vermiştir. Biz Ankara Cumhuriyet Başsavcının bu güvencesinin en azından dikkate alınıp takip edilmesi gerektiğini düşünüyoruz. Bu çerçevede İstanbul’a gönderilen yetkisizlik kararlarından sonra da hızla İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığının bu soruşturmaları hızlı bir şekilde tamamlanması ve failler hakkında gerekli hukuki girişimleri yapıp kamu davalarını açmasını bekliyoruz. Ortada bir çete vardır. Bu çete seçim öncesi eğer hukuk gerekli girişimi yapma konusunda gecikirse seçim öncesinde aynı pervasızlıkla iftiralara, hakaretlere, kurgularına devam edecektir."

CHP İstanbul Milletvekili Umut Oran da seçimlere 64 gün kaldığını hatırlatarak, "Seçimlere 64 gün kala ana muhalefet partisine yapılan bu çirkin saldırılar. Medya görünümlü ama arkasında bir çete olduğunu bildiğimiz, iddia ettiğimiz, bununla da ilgili suç duyurusunda bulunduğumuz bu sürecin bir an evvel hukuki olarak tamamlanmasını bekliyoruz. Çünkü bizler ana muhalefet partisi olarak, milletvekilleri olarak yasama faaliyetlerimizi rahat bir şekilde yapabilmek için hukukun bu yalanları, bu iftiraları hedef göstermeleri ortaya koyan, atan bu çeteye karşı yaptırımı olması gerekir, hukukun hızlı çalışması gerekir. Hukukun bunlarla ilgili suçluları tespit edip mahkeme önünde cezalandırması gerekir. CHP olarak bunun sonuna kadar takipçisi olacağız." şeklinde konuştu.

Bu sürecin bir an evvel seçim süreci tamamlanmadan evvel, seçim sürecine girmeden önce bunun bir evvel belirlenmesi ve sonlandırılmasını talep ettiklerini kaydeden Oran, "Bunun da takipçisi olacağız. Bundan sonra da Türkiye’de ahlaklı siyaset adına, etik siyaset adına bu tür çetelerin oluşmaması; ister bunların bir ayağı medya olsun, ister bir ayağı siyaset olsun, ister bunların bir ayağı bürokrat olsun ne olursa olsun bu çetelerden Türkiye’yi kurtarmak bizim CHP olarak temel görevimiz. Türkiye’de temiz, ahlaklı, temiz siyaseti hakim kılmak bizim görevimiz. Bunun sonuna kadar gideceğiz. Bu suçu işleyenlere adalet önünde bunun hesabını soracağız." diye konuştu.

'ANA MUHALEFET PARTİSİNİN ÖNEMLİ AÇIKLAMALARININ BU ANA KADAR CİDDİYE ALINMADIĞINI GÖRÜYORUM'

‘MİT’e çok ciddi suçlamalarınız oldu. İlk kez bir örgütten bahsettiniz. İşletilen süreçte izin talebiniz oldu mu?’ sorusu üzerine Oran, "Gördüğümüz kadarıyla biz örgütten ilk defa bahsetmedik. Biz haberler yapılır yapılmaz o hafta içerisinde suç duyurusunda bulunduk. Bir suç örgütü olduğunu ifade ettik. Genel Başkanımızın da bu konuda açıklamaları oldu. Ama şu anda ana muhalefet partisinin bu kadar önemli açıklamalarının bu ana kadar ciddiye alınmadığını görüyorum." dedi.

'ŞİKAYETİ BURADAN İSTANBUL’A GÖNDERMİŞLER'

Bülent Tezcan ise "İzin talebi ile ilgili herhangi bir talebimiz yok şu anda dosyada. Gördüğümüz kadarıyla şikayeti buradan İstanbul’a göndermişler. Buradan herhangi bir işlem yapmadan gönderdiklerini gördük. İstanbul’un ne yapacağını takip edeceğiz." ifadesini kullandı.

Gazetecinin ‘Süreçler hızlanmazsa benzer süreçler yaşanır ifadesini kullandınız. Nasıl bir yol haritanız var, bu süreçle ilgili’ sorusu üzerine Tezcan, "Bizim tek yol haritamız hukuk. Biz savcılığa verdik. Cumhuriyetin, devletin savcısı takip edecek. Biz bir siyasi partiyiz. Hukukun hakim ve etkin olmasını istiyoruz. Gerisi milletin takibinde." dedi.