Konuşmasına Nurullah Genç'in "Kardeşler arasında heyhat, su-i zan düştü / Zedelendi sağduyu; körleşen iz'an düştü / Şarkısıyla yaşadık yıllar yılı baharın / İnsanlık bahçemize sensizlik hazan düştü" mısralarıyla başlayan Ali Eşin "Müslümanların dünyanın her yerinde; Asya’da, Afrika’da, Avrupa ve Amerika’da ne kadar hor ve menfur, mazlum ve mağdur durumda olduklarını" söyledi.
"Hemen Yanı başımızda; Suriye, Filistin’e, Biraz ötemizde; Doğu Türkistan, Kafkaslar’a, ve dünyanın dört biryanına baktığımızda, çoğunlukla ülkeleri çiğnenmiş, hürriyetleri ellerinden alınmış, başlarına hain ve zalimler çöreklenmiş, kıpırdamalarına bile fırsat vermiyorlar. Yer altı ve yerüstü tabii kaynakları yabancı ülkeler tarafından doymak bilmez bir iştihla sömürülürken, kendileri aç kalıyor, köle gibi yaşayıp, aç susuz ölüme terk ediliyorlar" diyen Ak Parti Kahramanmaraş Milletvekili aday aday Ali Eşli konuşmasını şöyle sürdürdü:
Başına çorap örülmemiş, dertsiz, belasız, kaç İslâm ülkesi gösterebilirsiniz soruyorum sizlere?
Tüm İslam toprakları üzerinde, kara bulutların dolaştığı şu günlerde, bu ümmetin her bir ferdine çok büyük görevler düşmektedir.
İlahî bir kardeşliğe sahip, biz Müslümanların, birbirlerine zulmetmemesi, kardeşini düşmanın pençesine teslim etmemesi, terk etmemesi, yardımsız, yardımcısız bırakmaması, hor ve hakir görmemesi; bilakis her vesileyle, her zaman, her yerde, malıyla, canıyla, gönülden desteklemesi gerekmektedir.
Bir Müslüman’ın, diğer Müslüman’a, canı, kanı, malı, ırzı, şerefi haramdır düsturuyla hareket etmeli; yani onlara el uzatmamalı, onların varsa ayıbını araştırıp, çarşaf çarşaf gazetelerde manşet yapmamalı; onların çoluk çocuğuna iftira atmamalı, kumpas kurmamalı; tam aksine, Kardeşim dediği insanı koruyup kollamalıdır.
Şu iyi bilinmelidir ki; içeride ve dışarıda bu milleti, bu devleti bölmeye çalışanlar, bizi bizden daha iyi tanıyorlar. Bizim güç ve moral kaynaklarımızı, bunlar gayet net olarak biliyorlar. Onun için; bize, nereden nasıl saldıracaklarını, imanımızı sarsıp, bizi manen ve madden çökertmeyi çok iyi biliyorlar.
Aramızdan hainler buluyor, onları bize saldırtıyorlar. Halkımızı Türk-Kürt, Sağcı-Solcu, Alevi-Sünni diye birbirine düşürüp ülkemizi ve milletimizi bölmeye çalışıyorlar.
İşte bu ortamda, 2002 yılında “Tek Millet, Tek Bayrak Tek Vatan Tek Devlet” sloganıyla, siyaset sahnesine çıkan AK Parti, oynanan bu oyunları görmüştür. Sayın Cumhurbaşkanımız, Recep Tayyip Erdoğan’ın sürekli kardeşlik vurgusu yaptığı, bu milletin, bu ümmetin dertleriyle dertlendiği bir zamanda, birtakım iç ve dış oyunlarla yıpratılmaya çalışılması ,Müslümanlar olarak hepimizi derinden üzmektedir.
Hallacı Mansur'un; “Bizi düşmanın attığı taş değil, dostun attığı gül yaralar” dediği gibi, bizleri gönülden yaralamakta, kardeş kardeşe bunu yapar mı? diye saçımızı, başımızı yoldurtmaktadır.
Kurulduğu günden bu yana, sürekli Ülkemizin daha ileriye gitmesi için çalışan; Yoksulluk, Yolsuzluk, ve Yasaklarla savaşan, Vatanını, Milletini seven, bu uğurda canlarını bile esirgemeyen, Başta Cumhur Başkanımız, Başbakanımız ve AK Partinin dava erlerinin yanında;
Ben de bu vazife ve görev aşkıyla,İnşaa edilen YENİ TÜRKİYE’nin temellerinde bir tuğla olmak için yola çıktım.
Bu uğurda iman dolu yüreğimi ortaya koyarakbu davanın GENÇ BİR NEFER’i olmaya yemin ettim.
Bu yola bir kefenle çıkan sayın cumhurbaşkanımız,Recep Tayyip ERDOĞAN ve bilge başbakan,Sayın Ahmet DAVUTOĞLU ile kader birliği yapacağımı sizlerin huzurunda bir kez daha tekrar etmek istiyorum.
AK Partimize gönül vermiş çok değerli sevda erleri; güzel ve temiz duygularla çıktığım bu yolda bana desteklerini esirgemeden buraya kadar gelme zahmetinde bulunan siz gönül dostlarıma teşekkür eder, saygılar sunarım.
Allah’a Emanet Olun.
...
...