MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, Genelkurmay Başkanı ve üç Kuvvet Komutanı'nın emekliliklerini istemesiyle ilgili olarak yaptığı yazılı açıklamada, ''Bu olağandışı gelişmenin ciddi bir devlet krizine kapı araladığı gün gibi ortadadır. Esasen siyasi iktidarın yargının AKP'lileştirilmesinden sonra gözünü Türk Silahlı Kuvvetleri'ne diktiği ve bundan kaynaklanan gerilimlerin önlenemez ve yönetilemez bir aşamaya geldiği anlaşılmaktadır'' dedi. MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, Genelkurmay Başkanı ve Üç Kuvvet Komutanı'nın emekliliklerini istemesiyle ilgili olarak, ''Genelkurmay Başkanıyla birlikte üç kuvvet komutanının, demokratik olgunluk göstererek emekliliklerini istemeleriyle başlayan devlet krizinin çözülmesi en başta hükümetin ve Cumhurbaşkanı'nın sorumluluğu altındadır'' dedi. Bahçeli, yazılı açıklamasında, gelecek hafta yapılacak YAŞ toplantısı öncesi ülkenin büyük bir kriz ile karşı karşıya kaldığını savundu. Genelkurmay Başkanıyla, üç kuvvet komutanın emekliliklerini zamansız bir şekilde istemelerinin gündemi bütünüyle sarstığını savunan Bahçeli, son gelişmelerden TSK'nın yeniden dizayn edilmek istendiğinin anlaşıldığını ileri sürdü. Uzun zamandır, TSK'ya mensup amiral ve generallerin ''Ergenekon'', ''Balyoz'', ''İnternet Andıcı'' gibi isimlerle anılan darbe iddialarıyla ilişkilendirilmelerinin, bugün muhatap olunan krizin temelini oluşturduğu ifade eden Bahçeli, şunları kaydetti: ''Halihazırda 43 amiral ve general bu kapsamda tutuklu bulunmaktadır. Bunlardan 17'si YAŞ toplantılarında atama ve terfi etmeyi beklemektedir. Bir türlü sonuçlandırılamadığından şirazesinden çıkan darbe iddialarıyla ilgili yargı süreçlerinin, Türk Silahlı Kuvvetleri'ni tam anlamıyla yıpratma ve üzerinde baskı oluşturma amacına yönelik olduğu şüphesizdir. Özellikle etnik temelli vahşi terörün kanlı saldırılarını yoğunlaştırdığı bir dönemde ordunun yıpratılmasının, tahrip edilmesinin ve bütünüyle darbeci bir kurum olarak gösterilmesinin çok tehlikeli gelişmelere neden olacağı aşikardır. Türkiye'nin yakın dönemde yaşadığı siyasi, demokrasi ve anayasa krizinden sonra karşılaştığı bu devlet krizi ağır neticelere yol açacaktır. Siyasal ve sosyal dengesizliklerin devlet kriziyle eklemlenerek ülkemizi bir çıkmaza sürükleme ihtimali ciddi düzeyde artmış durumdadır. Bölücü terörün tırmandığı, özerklik zırvalarının yüksek sesle dillendirildiği ve ekonomik krizin ayak seslerinin işitildiği bir ortamda devlet krizinin belirlemesi her açıdan kaygı vericidir.'' Açıklamasında, ''Bugünkü sürece TSK'ya yönelik AKP'nin derin güvensizliği ve Cumhurbaşkanı'nın aşırı kuşkusu eşliğinde gelinmiştir'' diyen Bahçeli, ''Geleneksel terfi ve atama sisteminin bozulmasıyla, TSK;nın yapısı tümüyle harap edilmek istenmektedir. Nitekim istikrar sürsün sözleriyle ustalık dönemine geçtiklerini iddia eden AKP zihniyeti, şımarıklığından ve ölçüsüz kibrinden dolayı kontrolsüz bir istikrarsızlığın kapısını ardına kadar aralamıştır. Genelkurmay Başkanı'yla üç kuvvet komutanının, demokratik olgunluk göstererek emekliliklerini istemeleriyle başlayan devlet krizinin çözülmesi en başta hükümetin ve Cumhurbaşkanı'nın sorumluluğu altındadır'' değerlendirmesinde bulundu. Bu krizin kökleşmesine ve derinleşmesine fırsat vermeden, YAŞ toplantıları zamanında gerçekleştirilerek yeni bir komuta heyeti dahil atama ve terfilerin yapılması gerektiğini vurgulayan Bahçeli, açıklamasında şunları bildirdi: ''Sürecin normalleşmesi ülke ve millet menfaati yararına sağlanmalıdır. Sözde darbe iddialarına konu olduğundan dolayı terfi ve atamaları yapılmayan amiral ya da generallerin hakları da işleyen yargı sürecinin tamamlanmasına kadar saklı tutulmalıdır. Bu itibarla, artık bir kangren haline dönen darbe iddialarıyla ilgili mahkeme safahatının bir an önce sonuçlandırılmasını aziz milletimiz acilen beklemektedir. Ayrıca TSK'nın komuta kademesi; AKP hükümetinin gerilimden beslenen politikalarına aynı şekilde cevap vermemiş ve millet iradesine saygı göstererek demokratik olgunlukla emeklilikten yana tercihini kullanmıştır. AKP hükümeti bunu acziyet olarak görmemeli ve geçmişin intikamını alırcasına TSK'yı zan ve töhmet altında bırakan uygulamalarından artık vazgeçmelidir. Türkiye'nin bugünkü nazik, hassas ve kritik döneminde sağduyuyla ve sükunetle hareket etmek zorunluluk haline gelmiştir. AKP hükümeti sorumluluğunun farkına varmalı ve neden olduğu devlet krizinin çözülmesi için samimi adımları gecikmeksizin atmalıdır. Bu konuda siyasi iktidar tarih ve millet önünde büyük bir vebal altındadır.''