Bu moral ve motivasyon eşliğinde Futbolcular hızlı ve dinamik bir futbol ortaya sergiliyorlar. Bu da demektir ki Kahramanmaraşspor'un üzerindeki karabulutlar yavaş yavaş dağılıyor. Gerek deplasmanda gerek kendi evinde üst üste aldığı galibiyetler ile büyük ilerleme elde eden Şehrimizin tek profesyonel takımı Kahramanmaraşspor geçen hafta Bafra Belediyespor' u deplasmanda 2-1 lik bir skorla ev sahibi ekibi mağlup etti. Bu sevincle şehrimize dönen Kahramanmaraşspor kafilesi madi sıkıntıdan dolayı ve futbolculara ödenmeyen para nedeni ile idman boykotu gerçekleşti. Futbolcuların, alacaklarının ödenmemesini gerekçe göstererek idmana çıkmama kararı teknik direktör aracılığı ile basın mensuplarına duyuruldu. Hatta Teknik Direktörümüz Faik Demir Basına yaptığı açıklamada bu takıma sahip Çıkan Yok dedi. Basın açıklamasında üzerine basa basa söylediği "Play-off grubunda artık son düzlüğe geldik ve fikstür avantajı ile birlikte şansımız arttı. Okyanusu geçerek derede boğulmak istemiyoruz. Çok zor günler geçirdik ama futbolcularımızın artık dayanacak gücü kalmadı. Birileri bu çocuklara sahip çıksın istiyoruz. Bazı futbolcularının cebinde inanın 1 TL bile yok. Bu durum Kahramanmaraş'ın takımına yakışır mı? Futbolcular, kendi aralarında idmana çıkmama kararı aldıklarını bana iletti. Tıkandıkları için bu kararı almışlar. Hiçbir şey diyemedim. 'Son çaremiz' dediler. İnşallah çok yakın tarihte olayı netleştirirler. Birçok arkadaşım bakkala borç yapmış. Bunların futbolcu olduğunu hissetmesi lazım" dedi. Buda bizi ve ilimizi örseleyecek ve kahredecek bir durum. Bu takıma sahiden sahip Çıkan yok. Buradan İş adamlarına ve kahramanmaraşspor yönetimindeki yönetici Arkadaşlarıma seslenmek İstiyorum,”¦ Sadece sporcuları veya bir spor takımını sahalara sürmek, hatta şampiyon yapmak yöneticilik değildir. Sporcularla iyi ilişkisi olan,çevrenin katkısı için çırpınan, tribünlerdeki çirkin sözlere engel olmaya çalışan yönetici bence daha başarılıdır..Hakemlere saldırmak,başarısızlığın nedenlerini hakem kararlarında aramak da yöneticilik değildir. Futbolcu olmak kolay ama sporcu olabilmek zor... Yöneticiler eğitici olmalıdır. O nedenle önce kendini eğitmelidir. İdarecilik akılcılık ister, özveri ister, inanç ister ve her şeyden önce sevgi ve anlayış ister. İdarecilik kişilerin kendi kendilerine yakıştırdığı bir lakap değil, camianın, toplumun, taraftarın kişiye verdiği bir inanç görüntüsüdür. Tüm bu oluşum içinde ayrılıkların getirdiği ikilikler değil? ayrılıkların dahi oluşturulabileceği tolerans ve anlayış dolu, güven dolu bir ortam olmalıdır. Futbol yöneticiliği dünyanın en zor işlerinden biri sizde bu görevi yapıyorsunuz. Unutmayın ki bir ili Hemde Kahramanlık ile ünlü bir ili temsil eden Takımın Yöneticiliğini Yapıyorsunuz. Futbola hep duygusal yönden bakılır. Ama yöneticiler mümkün olduğunca futbolun ruhunu zedelemeden olaya rasyonel bakmak zorundadır. Yani duygu ve mantık birlikte kullanılmalıdır. İdeal başkan veya yönetici, hem kulübünün ruhunu çok iyi bilen hem de futbolu biraz daha ileriye taşıyabilecek vizyon'a sahip olmalı. Taraftar takımına bu denli bağlıysa, kulüp yöneticileri de diğer iş alanlarındaki yönetici ve liderlerden daha farklı görevler üsleniyor demektir. Kulüp yöneticilerinin en önemli handikabı, kendilerinin de yöneticisi oldukları takımın fanatiği olmaları. Yani, işin içine duygular da katılıyor. Hakemler, taraftarlar, basın, futbolcular ve sahalardan önce ilk konuşulması, eleştirilmesi ve bu eleştiriler ışığı altında kendine çeki düzen vermesi gereken kurum futbolumuzu yöneten "yöneticilerdir." Kulüplerin yaşadığı sorunların, kulüplerimizi ve futbolumuzu yönetenlerden kaynaklanan bir durum olduğu artık su götürmez bir gerçek. Liglerin sonu yaklaştıkça, iflas bayrağını çeken, yalnız bırakılan kulüplerin haberlerini duyuyoruz. Bu takımların taraftarları zamanla azalsa da heyecan ve tutku asla gönüllerden çıkmadı. Ekonomik darbeler spor kulüplerini vurdukça başarılar azaldı. Hele koskoca bir ilin iş adamları ligğ öncesi Sözler verilir, vaadler yapılır. Ama boş, arkasında hiçbir şey çıkmaz. O söz veren bey efendiler var ya maçlara bile gelmezler sonra. Her sene destek vereceğim diyenleri görürüz, sonra bir daha ortalarda yoklar. Tek başına birde Kahramanmaraş Belediyesinden gelen desteklerin, miktarları belli. Bu sene de diğer ligler gibi değil masrafı daha çok bir lig. Kulüp Başkanının Ne kadar durumu iyi olursa olsun tüm mal varlığını Kahramanmaraşspor takımına harcıyacak diye bir şart mı var. 10 tane işadamı çıksa 3-5 bin tl verse bu takıma ilaç gibi gelir. yokmu bu parayı kazanan verecek adam, var, eee nerde bunlar o kadar forma reklamı istendi kimse çıktımı yok. Kombine satışları yapıldı. Kim aldı? Belli sayıda. Bu takımı Tek başına kimse götüremez götürse de nasıl olur. Bu takım ne Saraylını nede Bir başkasının”¦ Bu takım bu Şehrin. Hiç olmazsa deplasman masraflarını çıkarın. 2 deplasman var. bir deplasman taş çatlasa 10-15 bin tl dir her şeyiyle. 3-5 işadamı çıksın da bunu versin. Bunu neden söylüyorum Biliyor musunuz artık bu takıma birilerinin sahip çıkması lazım.