Dünya Kupası maçları Rusya’nın farklı şehirlerinde gerçekleşti. Rusya’nın en önemli şehirlerinden olan Soçi’de bulunan Fisht stadyumuna araçla sadece 5 dakika mesafede olan Abhazya, Dünya Kupası'nda uluslararası politikanın kurbanı oldu.

Karadeniz’in kıyısında, 1000 yılı aşan zengin tarihi, doğal güzellikleri ve sürdürülmeye çalışılan kültürüyle dünyanın en güzel ülkelerinden biri olan Abhazya, Sovyetler Birliği'ne kendi isteği ile katılmış. Abhazya, Sovyetler Birliği'nin dağılma sürecinde bağımsızlığını ilan eden ülkeler arasında yer aldı. Fakat Gürcistan yönetimi, Abhazya topraklarının kendilerine ait olduğunu savunarak Abhazya’ya saldırdı. Bağımsızlığını yeni ilan eden Gürcistan, bu saldırıyla birlikte Kafkasya’da büyük bir güç olmayı planladı. Abhazya tarafında profesyonel ordu yoktu. Sovyetlerin ana karargahlarının bulunduğu topraklardan olan Gürcistan topraklarında 20 bini aşkın profesyonel asker ve mühimmat bulunuyordu. 1992 yılında başlayan savaşı Abhazya tarafı, ordusu olmadan, mühimmatı olmadan ve en önemlisi başka ülkelerin desteği olmadan kazandı. Abhazya'nın, Türkiye'nin, Suriye'nin, Ürdün'ün ve Avrupa’nın birçok ülkesinde, dünyada anti emperyalist düşüncede olan insanların katılımıyla Kafkasya’da Çeçenistan, Dağıstan, Adigey, Kabardey Balkar gibi birçok ülkeden Çerkes, Çeçen ve Türk kavimlerinin oluşturdukları milis güçler savaşın kazanılmasını sağlayan unsurlar arasındaydı.

2008 YILINDA RUSYA TANIDI

Abhazya, zaferini ilan ettiği 30 Eylül 1993 tarihinden sonra da ekonomik ve askeri saldırılara maruz kaldı. Dünyada hiçbir ülke Abhazya’nın bağımsızlığını tanımadı ve bu nedenle ekonomik ambargo uygulandı. Ülkeye mal giriş ve çıkışı yasaktı. Savaşta birçok hastane, okul ve binayı bombalayan Gürcistan yönetimi, uluslararası baskıyla da ekonomik ambargoyu sürdürdü. Abhazya ise vazgeçmedi, direndi, başkaldırısını sürdürdü. 1999, 2001 ve 2008 yıllarında Gürcistan yöneticileri sürekli Abhazya’ya saldırdı. Fakat 2008 yılında Saakaşvili döneminde Güney Osetya ve Abhazya’ya saldıran Gürcistan’ın karşısına bu kez Rusya çıktı. Rus tankları Tiflis’e girerek Gürcistan’ın bu ülkelere saldırısına karşı çıktı ve bu gelişmenin ardından hemen Abhazya ile Güney Osetya’yı tanıdı. Böylelikle Abhazya’nın bir kapısı dünyaya açıldı. Rusya’nın tanımasından sonra Venezuella, Nikaragua, Nauru, Vanuatu ve Tualu Cumhuriyetleri de Abhazya'yı tanıdı. Geçtiğimiz ay ise Suriye Devlet Başkanı Beşar Esad tarafından Suriye, Abhazya ve Güney Osetya’yı resmen tanıdı.

SOVYETLERİ YAŞAYAN ÜLKE

Abhazya, doğası ve kültürü ile dünyanın en güzel ülkelerinden biri. Diğer taraftan Sovyetler mimarisi, yaşantısı, tarihi eserleri ve sanatı hala Abhazya’da hayat bulmaya devam ediyor. Ülkenin birçok şehrinde Lenin heykelleri ve mozaikleri, büyük tiyatro salonları, devlet daireleri ve toplu taşıma alanları mevcudiyetini koruyor. Fakat daha yeni bağımsızlığına kavuşan ülke, ekonomik kalkınma sürecini sürdürdüğü için bu eserlerin bakımları konusunda sorunlar yaşanıyor. Ülkelede tüm yapılar bakımsızlıkla karşı karşıya. Sivil toplum örgütleri ve ülkede yaşayan insanlar bu eserlerin yok olmaması için büyük çaba sarf ediyor.

DÜNYA KUPASI'NDA GÖRÜLMEYEN GÜZELLİK

Rusya’da düzenlenen Dünya Kupası organizasyonu için Abhazya’da büyük çalışmalar yapıldı. Dünya Kupası'na katılan taraftarların Abhazya’ya girişlerinde vizeler kaldırıldı. Fakat batılı ülkeler, kendi taraftarlarına Kafkasya ülkeleri ve Abhazya gibi ülkelere gidilmemesi konusunda uyarılar yayınladı ve tabii ki tedirgin olan taraftarlar Abhazya’ya gitmedi. Oysa ki Abhazya, Dünya Kupası maçlarının oynandığı şehirlerden biri olan Soçi’ye sadece 5 dakika mesafede ve Abhazya’nın gizli kalmış güzellikleri batılı ülkeler tarafından yine gizlenmiş, ambargo devam ettirilmiş oldu. Ülkelerinin bu duyurularına kulak asmayan bazı taraftarlar ise Abhazya’yı da ziyaret ederek bu tarihi ülkeyi yerinde görmüş oldu.

Abhazya (Fotoğraf: Arife Sağır)