Fenerbahçe Teknik Direktörü Vitor Pereira, Porto'da görev aldığı yıllarda Beşiktaş'la İstanbul'da yaptıkları maçın ardından atmosfere hayran kaldığını bunun üzerine, "Ben bir gün gelip burada bu ülkede çalışacağım" şeklinde kendi kendine söz verdiğini söyledi.

Düzce Topuk Yaylası'nda yeni sezon hazırlıklarını sürdüren Fenerbahçe'de teknik direktör Vitor Pereira, basın mensuplarıyla sohbet toplantısı gerçekleştirdi.

Türkiye'ye gelişiyle ilgili bir hatırasını paylaşan teknik direktör Vitor Pereira, "Porto ile burada Beşiktaş’a karşı bir maç yapmıştık. O zaman Porto’da çalışıyordum. O maç için Türkiye’ye geldiğimizde maçtan sonra kendime bir söz verdim. Ben bir gün gelip burada bu ülkede çalışacağım. Neden açıklayayım çünkü buradaki tutku coşku futbola duyulan aşktan çok fazlasıyla etkilendim. Buradaki taraftardan fazlasıyla etkilendim. Türk taraftarların beni büyülemesiyle İstanbul gibi güzel bir şehri gördükten sonra 'bir gün Türkiye’ye gelip çalışacağım' dedim." ifadelerini kullandı.

Türkiye liginde son 8 yıldır sadece Türk antrenörlerin şampiyonluk yaşadığının hatırlatılması üzerine Pereira, "Yarışmacılığın dini, ülkesi ve rengi olmaz. Bazısı daha hırslıdır, bazısı daha yarışmacıdır, bazısı daha az yarışmacı ve mücadelecidir. Kaliteli futbol ortaya koymak için herkes mücadele içinde futbol dünyasında. Bunu tüm yıla yayabilen, bu hırsı ve yarışmacılığı tüm yıla yayabilen başarılı oluyor kupalar kazanıyor." şeklinde konuştu.

"KUPALAR KAZANMAYA DEVAM ETMEK İSTİYORUM"

Karakteriyle ilgili bilgiler de veren Pereira, saygı gördüğü herkese saygı gösterdiğini söyledi. Pereira, "Ben herkese açık olmaya gayret gösteriyorum, yüz yüze konuşuyorum. Bana saygı duyuluyorsa ben de karşımdakine saygı duyarım. Kendimden eminim bu saygıyı herkese göstermeye gayret gösteririm. Yarışmacı ruhuma inanıyorum oyuncuma ve şu anda içinde bulunduğum kulübe inanıyorum ve güveniyorum. Kupalar kazanmaya devam etmek istiyorum. Benim için en önemli nokta bu olacak. Kariyerimde kazandığım kupalara devam etmek istiyorum." diye konuştu.

Pereira, Nani ve Josef'le ilgili soruları ise henüz resmi imzaların atılmamasını gerekçe göstererek yorum yapmaktan kaçındı.

"Terraneo’ya sormak lazım. Ben önce sözleşmeyi görüp önüme oyuncuyu getirsinler ben o zaman konuşurum" diyen Pereira, şu ifadeleri kullandı: "İmzaladı mı, imzaladıysa söyle konuşayım. Ben konuştum, oyuncu geldi sonra başka kulübe gitti, boşuna fikri belirtmiş olurum. Bana desinler imzaladı gelsin bundan önce inanmıyorum. İmzalasın sonra konuşacağım."

"TAKIMIN ÇOK UZUN BİR ZAMANA İHTİYACI YOK"

Takımın form durumuyla ilgili sorulara ise Pereira, "Takımın çok uzun bir zamana ihtiyaca yok hazır olabilmek için. Antrenmanları asla zaman kaybetmiyoruz. Hiçbir şekilde Zamanı boşa harcamadan atletizm antrenmanı değil futbol antrenmanı yapıyoruz. Bu şekilde devam ediyoruz.. Benim takımdan istediklerim fikirlerim net. Onlarla bunu paylaşıyorum. Aynı gazetecilik gibi teknik direktörlük de hem yetenek gerekir hem tecrübe gerekir. Tecrübe de yıllarla edinilir, tecrübemi bu takıma katmaya gayret gösteriyorum. Şu andaki seviyesine baktığımda takımın çok fazla zamana ihtiyacı yok. 28’inde Şampiyonlar Ligi’nde çok önemli bir maç oynayacağız. Tabii ki isterim 6 haftalık bir süre olmasını isterdim. Biz hazır olmak zorundayız o maça olabilecek en yüksek seviyede hazır olacağız." şeklinde konuştu.

HANGİ OYUNCULARIN GİDECEĞİ KARARINI NASIL VERİYOR?

Takımdan gönderilecek oyuncuları hangi kıstaslara göre seçtiğinin sorulması üzerine Pereira, "Bir kulübe gelince kulüpteki mevcut yapıyı kendi fikirlerinizle bir araya getirerek değerlendirirsiniz. Yıllardır oluşmuş bir oyun fikrim var. 15 yıldır hocalık yapıyorum ve üstüne kata kata bir oyun fikri oluşturdum. Size dürüstçe söyleyim oyuncular hakkında nasıl karar vediğime. oyunculara bir analiz yapıyorum. Ve bu analizleri yaptığımda şöyle düşünüyorum. Bu oyuncu bizim oynamak istediğimiz sisteme uygun mu? Sahaya yansıtmak istediğimiz fikre uygun mu? Eğer uygunsa bu oyuncuyla devam ediyorum. Sadece buna bağlı olarak seçim yapıyorum. Bu seçimim her zamam böyle oldu bizim sistemimize uyar mı diye. Benim kıstasım bu." cevabını verdi.

Açıklamalarını bir de soruyla süsleyen Pereira, "Bir sorum var sana. Bir tane gazetede bir yazı yayınlanacak. Bu senin kararın mı olur takım halinde mi karar verirsiniz. Herkesin fikrini alarım ama son karar benimdir." diye konuştu.

"SİZLE BİLE MAÇ YAPSAK KAZANMAK İÇİN ÇIKARIM"

Teknik direktör Pereira, karakteriyle ilgili bir soruya da "Hiçbir şeyden korkum yok. Futbolla ilgili hiçbir korkum yok. Hayatımdaki tek korkum çocuklarımın ailenin sağlığına bir şey olacak mı? Futbol keyif alınması gereken bir oyundur. Benim için haftanın en iyi günü maç günüdür. Ben her maç günü sadece ilk defa oyun oynayacak arkadaşlarıyla sokağa çıkıp top oynayacak bir çocuk gibi heyecanlanırım. Ben kupalar kazanmak istiyorum, başarılı olmak maç kazanmak hedefe ulaşmak istiyorum. Bu çalıştığım her kulüpte böyle oldu, böyle olmaya devam edecek. Ben hırsımı her yere taşıdım kendime olan güvenimi hiçbir zaman kaybetmedim, asla hiçbir korkum yok. Sizle bir maç yapsak ben o maça bile kazanmak için çıkarım. Benim doğam bu, bunu asla değiştiremezsiniz." karşılığını verdi.

"TARAFTARI İYİ FUTBOLUMUZLA İKNA EDECEĞİZ"

Taraftarların kendisi hakkındaki beklentilerinin büyük olduğunun ve onlara verilecek bir mesajının olup olmadığı yönündeki soru üzerine ise Portekizli teknik adam şöyle cevap verdi:

"Eğer bir taraftar olsaydım stada gittiğimde takımım beni etkilesin takım oyunu domine eden bir oyun oynasın etkileyici ofansif agresif bir oyun oynamasını isterdim. Ben kendimi taraftarın yerine koyduğumda böyle düşünüyorum. Stattan ayrılırken takımımla gurur duyarak ayrılmak isterdim. Mücadele ederek büyüdüm bugünlere geldim. Taraftarı lafla değil oynayacağımız oyunla ikna edeceğiz. İyi oynamak zorundayız ki taraftarlar maça gelsinler. Takım iyiyse taraftar gelir takım kötüyse gelmez. İyi sonuçlar alırsak iyi oyun oynarsak taraftarımızın desteği arkamızda olacak."