Kültür ve Turizm Bakanlığı, aralarında Kahramanmaraş Domuztepe, Direkli Mağarası, Keçemağrası gibi arkeolojik kazaların bulunduğu kazı çalışmaları için bu yıl ekim ayı itibarıyla toplam 30 milyon 533 bin 700 liralık ödenek aktarımında bulundu.

Kültür ve Turizm Bakanlığınca bu yıl ekim ayı itibarıyla arkeolojik kazı çalışmaları için aktarılan toplam destek 30 milyon 533 bin 700 liraya ulaştı.

Bakanlık, Türkiye'nin kültürel ve tarihsel zenginliklerinin ortaya çıkarılmasını sağlayan arkeolojik kazılara bu yıl da milyonlarca liralık destek sağladı. Bu kapsamda Bakanlık izniyle gerçekleştirilen kazı çalışmalarını desteklemek amacıyla 2018 yılı yatırım programında toplam 25 milyon lira ödenek ayrıldı.

Söz konusu ödeneğin şimdiye kadar yaklaşık 23 milyon liralık kısmı kazı çalışmalarına aktarılarak kullanıldı.

DESTEK YIL SONU İTİBARIYLA 34 MİLYON LİRANIN ÜZERİNE ÇIKACAK

Kazı çalışmaları için ayrılan 25 milyon liralık ödeneğin yanı sıra Kültür Varlıkları ve Müzeler Genel Müdürlüğünün cari bütçesinden işçi ödemeleri için 2 milyon 593 bin 700 lira ve Devlet Su İşleri (DSİ) Genel Müdürlüğünden de baraj bölgesi kazı çalışmaları için 5 milyon ödenek aktarımı yapıldı. Böylelikle 12 Ekim 2018 itibarıyla 2018 yılı kazı çalışmalarına aktarılan toplam ödenek 30 milyon 533 bin 700 liraya ulaştı. Böylelikle yıl sonunda, tüm ödeneklerin aktarılmasıyla kazı çalışmalarına 34 milyon liranın üzerinde destek sağlanmış olacak. Bakanlık geçen yıl da arkeolojik kazı çalışmaları için toplam 37,8 milyon lira ödenek aktarımında bulunmuştu.

BİNLERCE YILLIK GEÇMİŞE IŞIK TUTAN KAZILAR

Türkiye'de Bakanlar Kurulu kararıyla yapılan Türk kazılarının en önemlileri arasında, geçmişi milattan önce 3. yüzyıla uzanan Denizli'deki Laodikeia Antik Kenti, milattan önce 4. yüzyılda kurulan İzmir'deki Symrna Agorası ve Gaziantep'in en önemli tarihsel değerlerinden olan Zeugma yer alıyor. Ayrıca Muğla'daki Stratonikeia Antik Şehri ile İzmir'deki Metropolis Antik Kenti de Türk arkeolojik kazılarına en önemli örnekler olarak gösteriliyor. Bakanlar Kurulu kararıyla yapılan yabancı kazılar arasında da Aydın'daki Afrodisias Antik Kenti, İzmir'deki Efes ve Bergama antik kentleri, Burdur'daki Sagalassos Antik Kenti ile Malatya'daki Aslantepe sayılıyor.

DOMUZTEPE

Domuztepe Höyüğü Kahramanmaraş ili, Pazarcık ilçesi, Narlı beldesi sınırları içinde yer almaktadır. Üzerinde bulunan çok sayıdaki yaban domuzu yuvası nedeniyle yerel halk tarafından Domuztepe olarak tanımlanan yerleşim, 1994 yılında Amerikalı bir ekip tarafından yörede gerçekleştirilen yüzey araştırmasında keşfedilmiş; ekip başkanı Prof. Dr. Elizabeth Carter başkanlığında, Amerikan-İngiliz ortak heyeti tarafından 1995 yılından itibaren kazılmaya başlanmıştır. Kendisinin 2008 yılında emekli olmasının ardından, aynı zamanda başlangıcından beri kazı heyetinde görev alan Manchester Üniversitesi'nden Prof. Dr. Stuart Campbell kazı başkanlığını devralmış ve bu görevi 2012 yılına kadar sürdürmüştür.

2013 yılında İngiliz-Amerikan kazı heyeti Domuztepe kazılarını kendi rızalarıyla Hacettepe Üniversitesi arkeoloji bölümünden Doç. Dr. Halil Tekin'e devretmiştir. 2013-2014 kazı sezonlarında Doç. Dr. Halil Tekin’in Bilimsel Sorumluluğunda ve Kahramanmaraş Müze Müdürlüğü başkanlığında yürütülen çalışmalar, 2015 yılından itibaren Bakanlar Kurulu Kararlı bir kazı olarak Kültür ve Turizm Bakanlığı ve Hacettepe Üniversitesi adına Doç. Dr. Halil Tekin başkanlığında devam etmektedir.

Domuztepe Höyüğünde eski kazı heyeti höyüğün farklı kesimlerinde “sondaj” niteliğinde kazılar gerçekleştirmiş ve yaklaşık 20 hektarlık genişliğe sahip yerleşim tümünde Geç Neolitik iskân saptamıştır. Yeni kazı heyeti höyüğün batı yükseltisinde başladığı kazılarda yüzey toprağının hemen altında Mezopotamya’nın Erken Kalkolitik dönemi olarak bilinen “Ubeyd” kalıntılarına rastlamıştır. Bu dönemin karakteristik bina türü olan “Üç Bölümlü” yapı planına sahip taş temelli yapıların yanı sıra yuvarlak planlı silolar ortaya çıkartılmıştır.

Domuztepe Höyüğünün ilk kez MÖ 7.000 civarında iskân edilmeye başlandığı ve MÖ 5200 civarında terk edildiği anlaşılmaktadır. Yaklaşık 2000 yıl kadar kesintisiz iskân veren bir höyük yerleşimi olan Domuztepe kazı buluntuları, yerleşimin bir taraftan Mezopotamya ile yakın ilişkisini, diğer taraftan da Çukurova ve Kuzey Suriye’deki çağdaşı yerleşimleriyle temas halinde olduğunu ortaya koymuştur. Domuztepe Höyüğü, uzun erimli bir arkeolojik kazı olarak planlanmış olduğundan çalışmalar bu çerçevede yürütülmektedir.

DİREKLİ MAĞRASI

Kahramanmaraş’taki Direkli Mağarası’nda sürdürülen kazı çalışmalarında Üst Paleolitik döneme ait taş dilgi bulundu.

Kahramanmaraş’taki Direkli Mağarası’nda bulunan Üst Paleolitik döneme ait taş dilginin, mağaranın günümüzden 14000 yıl öncesine dayanan tarihinin, M.Ö 30000 kadar inebileceğini gösterdiği bildirildi. Direkli Mağarası’nda, Ankara Hacı Bayram Veli Üniversitesi Arkeoloji Bölümü Dr. Öğr. Üyesi Cevdet Merih Erek’in girişimiyle 2007’de başlayan kazılar devam ediyor. Erek başkanlığında yürütülen çalışmalara, Kültür ve Turizm Bakanlığı yetkililerinin yanı sıra üniversite öğrencileri de katılıyor.

Kazı Başkanı Erek, yaptığı açıklamada, 12 yıldır devam eden Direkli Mağarası’ndaki kazılarda, yeni bulgulara ulaşmaya devam ettiklerini söyledi. Bu sezon kazılarda, 2016 ve 2017’de ortaya çıkarılan mağara içi yapıların yenilerini bulduklarını dile getiren Erek, bunların mağara duvarlarının kenarında bulunan basit taş dizilerinden oluşan yapılar olduğunu belirtti. Erek, bu yapıların mağara içerisinde bireyselleşmeye, kişilerin özel alanlarını oluşturmaya yönelik yaptıkları aktivitelerin bir sonucu olduğunu ifade ederek, şöyle devam etti: “Gelinen noktada 9. arkeolojik seviyenin sonlarına doğru ulaşmaya başladık. 7. arkeolojik seviyenin tarihi 10730 iken bugün 9. arkeolojik seviyenin sonu itibariyle 14000’lere ulaşılmıştır. Henüz buna ilişkin bir karbon 14 sonucumuz yok ama en erken tarihimiz, 8. arkeolojik seviyenin içinde 12040’tı. Direkli’de 9. arkeolojik seviyenin sonu ile 10. arkeolojik seviyenin başlangıcına yani 14000 tarihlerine yaklaşmış oluyoruz. Bu da Anadolu için en erken yapıların oluşturulduğu bir sit alanı demek.”

Erek, Epipaleolitik (M.Ö. 14000-9500) dönemin son “avcı toplayıcılar” çağı olarak bilindiğini ama kendinden sonraki dönem olan Neolitik (Cilalı Taş Devri) dönemde de avcılığa toplayıcılığa devam edildiğini vurgulayarak, Direkli Mağarası’nın Epipaleolitik dönem içerisinde her yıl birçok defa iskana tabi tutulduğunu söyledi.

“MAĞARADA M.Ö. 30000’LERE KADAR GİDEBİLİRİZ”

Kazılarda mağaradan çıkan eserlere ilişkin örnekler de veren Erek, “2009’da çıkan pişmiş topraktan yapılmış kadın figürünün olması Neolitik çağın hazırlayıcısı olan bir dönemin Direkli Mağarası’nda yaşandığının ön önemli kanıtıdır. Veri olarak şu anda günümüzden 14 bin yıl öncesine dayanan tarihiyle Direkli Mağarası, Anadolu’nun en erken yerleşim yerlerinden biri olarak kabul edilebilir.” dedi.

Erek, mağarada obsidyenden ve özellikle de çakmak taşından yontularak yapılmış bir endüstri söz konusu olduğuna dikkati çekerek, bu sezon kendilerini çok heyecanlandıran bulgulara da rastladıklarını bildirdi. Epipaleolitik’ten bir önceki kültürel safha olan Üst Paleolitik döneme ait boğumlu dilgi (Bir tür kesici alet) bulduklarını vurgulayan Erek, “Bu tür göstergeler mağarada M.Ö. 30000’lere kadar gidebileceğimizi gösteriyor. Yontma taş aletindeki değişimden dolayı bunu söylüyoruz. Aletler bu dönemde başka çeşitlere dönüyor, bu dilgi örneğinde olduğu gibi. Yeni bulgular daha eskiyi anlatıyor. Bunun için de M.Ö. 30000’ne yakın tarihleri belirtiyoruz.” diye konuştu.

Haber: Mustafa Kılınç