İşsiz öğretmen 35 yaşındaki Gamze Filiz Arslan, dün evde bulunan av tüfeğiyle yaşamına son verdi.

Bir süre İstanbul'da özel bir dershanede kimya öğretmeni olarak görev yaptıktan sonra işsiz kalarak memleketi Sinop'a gelen Gamze Filiz Arslan, evde bulunan av tüfeğini çenesinin altına dayayıp ateş ederek canına kıydı.

Songül Korkmaz'ın Doğan Haber Ajansı'nda yer alan haberine göre, silah sesi üzerine odaya giren aile fertleri Arslan'ın kanlar içerisinde yerde görünce durumu hemen sağlık ekiplerine bildirdi. Eve gelen ekipler, Arslan'ın öldüğü belirledi.

İntiharla ilgili soruşturma devam ederken, genç öğretmenin cansız bedeni, otopsi için Sinop Atatürk Devlet Hastanesi morguna kaldırıldı.

HASİP KAPLAN ÖLÜMÜ MECLİS'E TAŞIDI

TBMM Genel Kurulu'nda dün Dershanelerin Kapatılması ve MEB üst yönetimi ile taşra teşkilatı ve okul müdürlerinin görevlerinin sona ermesini de içeren yasa tasarısı görüşüldü.

BDP Milletvekili Kaplan, yasa ile öğretmenlerin cezalarının artırılmak istenmesini eleştirdi. Dizüstü bilgisayarını açtı ve "Sözü cezalandırmak istediğiniz öğretmenlere veriyorum. İyi izleyin ama..." dedi.

Kaplan şunları söyledi:

"Gamze Filiz Aslan Sinop'ta öğretmen, 35 yaşında, dershanede öğretmendi, atama bekliyordu, işsizdi, KPSS sınavlarına çalışıyordu. Tercihlerini yaparken de 'beni neresi olursa olsun -Doğu ve Güneydoğu dahil, öncelikli- bir yere gönderin' diyen bu öğretmenimiz 35 yaşlarındaydı ve av tüfeğiyle intihar etti.  Şu görüntüler her şeyi anlatıyor aslında, dershaneleri de anlatıyor, atama bekleyen 350 bin öğretmeni de anlatıyor. Bu görüntüler, şu gördüğünüz tabut, eğitimin gerçek yüzüdür arkadaşlar, eğitimin gerçek yüzü budur.

Daha fazla ceza verebilir misiniz arkadaşlar? Ölümden daha büyük ceza verebilir misiniz? Kaç öğretmen oldu intihar eden, farkında mısınız? Farkında mısınız hakikaten? Bu gerçeklikle yüzleşmeden ve ülkemizin birçok yerinde hâlâ bir sınıf içinde birkaç sınıf okutulurken, bu dramı yaşarken öğretmenlere, yetmiyormuş gibi 657 sayılı kamu personeliyle ilgili cezalar, -uyarma, kınama, aylıktan kesme, kademe ilerlemesinin durdurulması- bir de bu kanunla YÖK'e bir ceza getiriyorsunuz. Aslında bu cezanın amacı, ola ki intihar etmemiş, öğretim üyesi olmuş, öğretmen olmuş; bir okula badireler, bentler aşarak gelmiş bir öğretmen varsa ve size düşüncesi uymuyorsa ve demokratik bir etkinliğe katılmışsa ve ola ki sendikal hakları için bir eyleme katılmışsa onu yekten okuldan atmak, yekten okuldan atmak. Evet, acı gerçek bu.

Şimdi, soruyorum size: Bunun müsebbipleri kimse, eğer inançlıysak cehennemde cayır cayır yanması lazım, Kur'an-ı Kerim de öyle diyor. Öyle mi, değil mi arkadaşlar? Güvenliğe yüzde 60 bütçe ayırıp da eğitimini ihmal eden bir anlayışın, eğitimiyle geleceğini hazırlamayan bir ülkede ve bu kadar işsizlik varken, yerel yönetimlerimizin açmış olduğu eğitim destek evlerinde yoksul çocuklara üniversiteye, KPSS'ye hazırlanma dersleri -üstelik de denetimli olarak- verilirken yerel yönetimlerimizin açtığı bütün eğitim destek evlerini Hükûmet birer birer kapatıyor .Orada beşer, onar, on beşer öğretmen istihdam ediliyor, sözleşmeli çalışıyor, bu işsizlik döneminde gelip çalışıyorlar.

Şimdi, Sinop'ta hayatına kast eden Gamze Öğretmen'in önünde ne diyeceksiniz, Allah aşkına söyler misiniz? İntiharlar devam edecek mi diyeceksiniz, önlem alınmayacak mı diyeceksiniz, cezalar yetmiyor, işe alınanları da okuldan atarak cezalarını artıracağız mı diyeceksiniz? Yazık bu ülkenin ilim irfan ordusuna; bunca zulme, bunca haksızlığa arkadaşlar. Biraz düşünün ne olur, biraz düşünün"