Birkaç arkadaşla sohbet ederken meslek lisesi mezunu olduğumu ve teknik resim dersinden dolayı kendimi zorlayacak olsam tabela ve bez afiş yazabileceğimi belirtmiştim. Günler geçerken eskiyen okul tabelamızı yenilemiştim. O zaman Kahramanmaraş spor birinciliğe çıkmıştı. Belediyede çalışan arkadaşlar, Kahramanmaraş spor'un kendi sahasında yapacağı maç için ÇAĞLAYANCERİT İLÇESİ KAHRAMANMARAŞSPOR'A BİRİNCİ LİĞDE BAŞARILAR DİLER şeklinde bir bez afiş yazmamı istediler. Yazılan bu afişle hem ilimizin takımına destek hem de ilçe olunması bir nevi ilan ve tescil edilecekti. Daha sonra ilçe Kaymakamı'nın atandığı ve Valilikte görevde olduğu ama en kısa zamanda ilçe teşkilatlarının hayata geçirileceği söylentisi ilçede yayıldı. O zaman ilçedeki amir ve hakim kurum belediye olduğu için hazırlıklara başlandı ve ilkler yaşanmaya başlandı. Benim yazmış olduğum yönlendirme tabelalardan biri Bertiz yolundaki Boylu köyüne dönüş kavşağına, diğeri Pazarcık-Gölbaşı asfaltındaki Çağlayancerit yol kavşağına, ilçe adı ve nüfusunun yazılı olduğu iki tabela da Aksu köprüsü ve Kuzgeçe tarafındaki girişe yerleştirilmişti. Tabii daha sonraları Gölbaşı asfaltındaki tabelanın Ç harfi silinmiş olduğu için tabelada aylarca AĞLAYANCERİT yazısı kalmıştı. 9 Eylül 1988 tarihi; Çağlayancerit'in ilçe kuruluşlarının göreve başladığı ve ilçe açılış töreninin yapıldığı bir milattır. Ortaokul olarak yapılan üç derslikli binanın bir sınıfı Makam odası, geriye kalan sınıflar ve idari odalar da Tapu, Nüfus, Yazı İşleri ve Mal Müdürlükleri ile servisleri olarak düzenlenmişti. İlçe Milli Eğitim Müdürlüğü lojman olarak, Jandarma da Halı kursu olarak yapılan binalarda yerlerini almışlardı. Jandarma, ilçeye gelmeden önce Çağlayancerit'in de bağlı bulunduğu eski Bucak merkezi olan Ağabeyli'de bulunuyor ve komutan ilçenin şehir planını istemişti. O zaman mahalle muhtarı (şimdiki Başkanımız)la birlikte ve rehberliğinde Kezban Camii'nin minaresine de çıkarak ayrıca sokakları da gezerek maharetimiz ölçüsünde ilçenin bir yerleşim planı oluşturmuştuk. Törene o günün Millî Eğitim Bakanı Hasan Celal Güzel, milletvekilleri, ilin valisi Mustafa Demir gibi protokolden ve çevreden misafirler ile kalabalık bir halk topluluğu katılmıştı. Çağlayancerit için çok önemli bir gün olarak 9 EYLÜL günlerinin her yıl bir anma günü olarak değerlendirilmesi hep gönlümden geçmiştir. Kaymakamlık ile Belediyenin birlikte düzenledikleri CEVİZ FESTİVALİ'nin bu tarihe alınması da olabilir diye düşünüyorum. Çağlayancerit ilçe olurken; ”¢ Daha önce Pazarcık ilçesine bağlı olan Helete Kasabası ile Bozlar(şimdi kasaba), Küçüküngüt, Bayırlı, Abbasiye, Başpınar ve Küçükcerit, köyleri, ”¢ Merkez ilçeye bağlı Boylu, Oruçpınarı, Zeynepuşağı, Emiruşağı, Kale, Soğukpınar, Başdervişli ve Ağabeyli gibi diğer bütün Bertiz köyleri Çağlayancerit ilçesine bağlanmışlardı. İlçemizin köy sayısı fazla idi özellikle Bertiz köylerinin ilçeye bağlantı yolları henüz tam olarak sağlıklı olmadığı için köy halkı ve bu köylerde görev yapan çoğunluğu öğretmen olan memurların ilçeye gidiş gelişleri pek de kolay olmuyordu. Örnek olarak ilçeye bir yazı getirmesi gereken bir okul müdürü önce Maraş'a gidiyor oradan da ilçeye gelebiliyordu. Memurlar da maaş almaya aynı şekilde geliyorlardı. Resmi dairelerde işi olanlar, yoğunluk az olduğu için işleri kolay ve kısa zamanda oluyordu ama ulaşım hiç öyle olmuyordu. Köylerde üretilen mahsulün pazarlanması ve köylerin gıda, giyim kuşam ve tüketim mallarının sağlanması gibi ticari iş ve işlemlerini eskiden olduğu gibi yine Kahramanmaraştan yürütülüyor ama resmi dairelerdeki işlemler yeni bağlandıkları Çağlayancerit ilçesinde gerşekleştiriliyordu. Hatta Demirelin katıldığı bir mitingte bir bez afişe BABA! BİZİ CERİDE BAĞLADILAR diye yazı yazmışlar da Demirel'in de Bağlallar, Bağlallar”¦ diye konuyla ilgileneceğini söylemiş olduğundan bahsediliyordu o günlerde. İşte sadece resmi işlemlerden dolayı zorluklarla gidiş geliş yapılan ilçeye bağlılık fazla uzun sürmedi ve Bertiz köyleri dediğimiz ilçeye ulaşımda zorluk çeken köyler tekrar merkez ilçeye bağlandılar. Çağlayancerit'teki Tapu, Nüfus, Maliye, Milli Eğitim gibi dairelere memur almak için mahalli olarak sınav için müracaatlar alındı. Müracaatlarda Çağlayancerit'ten katılım yok denecek kadar az olduğu için Merkez ilçe ve diğer ilçelerden lise mezunu olan genç adaylar sınava girmişlerdi. Lise mezunu olanlar zaten iki yıl önce kurulan belediyede istihdam edilmişlerdi. Bu beni bir öğretmen olarak çok etkilemişti. Yani Çağlayancerit'te ihtiyaç kadar lise mezunu genç yoktu. İlçede lise olmadığı için okumak isteyen gençler Kahramanmaraş'taki liselere gidiyorlar. Liseden mezun olanlardan yüksek okula gidenler zaten il dışına gidiyor, kazanamayanlar da bir işe yerleşiyorlardı. Ama bugün şükürler olsun Çağlayancerit'teki hangi kuruma gidilse Çağlayancerit'in gençlerini görmek mümkündür. Bir kısmı da bizzat öğrencilerimiz oluyorlar. İlk Kaymakamımız ilçede ilk defa kurum ve kuruluşların teşkilatlanmasındaki kurum kültürünün sağlam temeller üzerine oturtulması için çok titiz davranıyor. Ama Bertiz'in son ve büyük bir köyü iken önce kasaba, daha kasaba olmayı tamamlayamadan ilçeliğe geçişe henüz alışamamış olan halkımız ve görevlilerimiz Kaymakam beyin disiplinine ayak uydurmada zorlanıyorlardı. Bazı memurlar mesai saatleri dışında ilçede mahalli olarak giyilen şalvarı giyiyorlardı. Kaymakam bey de o kadar karşı çıkıyor ve bu serbestliği önlemeye çalışıyordu. Bir gün Alikocalar imamı olan Kale köylü Mustafa hoca ile karşılaşan Kaymakam Bey arabasını durdurup hocaya makama gelmesini istemiş ve yoluna devam etmiş. Hoca nasıl bir azar işiteceğini tahmin ettiği için hemen kendi vücut ölçüsüne uygun tanıdığı bir vatandaştan pantolon temin edip makama gitmiş. Kaymakam Bey hocayı pantolonlu görünce, sen az önce şalvarlı değimliydin diye sıkı bir sorgulamaya alıyor ama hoca daha hazır cevap hayır efendim pantolonluydum diyerek ısrarla Kaymakam Bey'in yanılmış olabileceğini hissettirmeye çalışmış ve başarmış olduğu için Kaymakam Bey mecburen çık dışarı demiş. Böylelikle hoca disiplin cezası almaktan kurtulmuştu. İlçe Milli Eğitim Müdürümüz Yaşar Yazarbozar Bey, Kaymakam Beyin, öğretmen ve idarecilerin üzerindeki baskılarını azaltmak için kendini adeta feda etmişti. Bu sebeple de bir türlü samimi bir ortam olamamıştı. Bir Mal Müdürü vardı ki Mehmet Aras ağabey, tam bir ağabey ve beyefendi bir insan. Nüfus Müdürümüz Ejder Canlı Bey ise ayrı bir ekoldü. En çok iki mahalle isminin uzun olmasından yakınıyordu. Fatih Sultan Mehmet ve Yavuz Sultan Selim. Bu mahallelerin adları sonra Yavuz ve Fatih olarak kısaltıldı. İlk olarak oluşturulan dairelerde görev alan ve adlarına kurucu Müdür ve memurlar diyebileceğimiz bu fedakâr insanlar Çağlayancerit'in o günkü imkânsızlıklarında hizmet ürettiler. Bu yöneticilerin bir kısmı da geçici görevlendirmelerle geldikleri için evlerini ilk etapta getirmemiş olduklarından dolayı eş ve çocuklarından ayrı olarak ve bekâr hayatı yaşayarak görev yaptılar. O günlerde görev yapan bu insanlarımızı ve onlara gönüllerini açan Çağlayancerit halkını saygıyla selamlıyorum.