Taraf gazetesinde yayınlanan Sivas Kampı yazı dizisinin ikinci bölümünde Nurcularla ilgili hatıralara yer verildi. Nevzat Çiçek tarafından yazılan haberde ilgili bölüm şöyle: 27 Mayıs darbesinde pek çok acı yaşandı. Başbakanlar, bakanlar idam edildi. Yassıada'da büyük dramlar yaşandı. Darbenin çok az bilinen bir başka acılı hikâyesi daha var. 27 Mayıs askeri darbesinden dört gün sonra Doğu ve Güneydoğu Anadolu'dan toplanan 485 kişi Sivas Kabakyazı'da 5. Er Eğitim Tugayı'nda askeri garnizon içindeki kampta dokuz ay süren bir “zorunlu misafirliğe” tabi tutuldular. Dokuz ay süren zorunlu misafirlik içerisinde Sivas'a getirilenlerin yaşları 14 ile 70 arasında değişiyordu. Nurcular da Sivas Kampı'nda Sivas Kampı'nın zorunlu misafirleri arasında Kürtler kadar Nurcular da yerini aldı. Görüştüğüm çoğu Nur gönüllüsü, Said Nursi'nin erkenden vefat etmemesi halinde onun da Sivas'ta zorunlu misafirliğe zorlanacağını ifade ettiler. Sivas Kampı'na gönderilen Nur talebeleri arasında Diyarbakır'dan Mehmet Kayalar, Erzurum'dan Mehmet Kırkıncı, Mehmet Serçil, Kamil Sirkeci, Yavuz Telli, Hilmi Ardos, Kahramanmaraş'tan Mustafa Ramazanoğlu, Malatya'dan Tarık Aktekin, gibi birçok insan vardı. Birçok insanın bütün hayatını vakfettiği Risale-i Nur ve Said Nursi hakkında Demokrat Parti'nin son dönemlerinde de “Gizli” ibareli raporlar tutuluyordu. Bu raporlar yıllar sonra Emniyet Genel Müdürlüğü vasıtasıyla kamuoyuna yansıtıldı. Kampa getirilen Mehmet Kırkıncı, Gülen'i Risale-i Nur ile tanıştıran kişiydi. Diyarbakır'dan Sivas'a getirilen Bediüzzaman Said Nursi'nin “Nurun Muallimi, Nurun Kahramanı, Nurun Yüksek Bir Talebesi, Hayatını Nura Vakfeden Mehmet Kayalar...” gibi ifadelerle anlattığı Mehmet Kayalar Selanik doğumluydu. 1937 senesinin mayıs ayında Harp Okulu'nu bitirir ve subay olarak ordu saflarına katılır. Konya, Susurluk, Kemalpaşa, Uşak, Bingöl ve Diyarbakır illerinde vazife yapar. Kayalar 1952 yılında 41 yaşında yüzbaşı olarak ordudan emekli olmuştur. Evli ve üç çocuk babası olan Kayalar 1994 yılında Yalova'da vefat eder. Mehmet Kayalar ismi Diyarbakır Nur hizmetleri ile bütünleşmiştir. Zira 1950'den 1973 yılına kadar bu şehirde kalmış ve “hizmetlere” imza atmıştır. İçişleri Bakanı olan Muharrem İhsan Kızıloğlu kampı denetlemeye geldiğinde herkes ayağa kalkar ama Mehmet Kayalar ve birkaç arkadaşı ayağa kalkmaz. M. İhsan Kızıloğlu, Kayalar'ın önünde durarak hakaret etmek ister ancak Kayalar onun hakaretine fırsat vermeden, “Senin soy ismindeki kızıllık, yüzünden görülmektedir. İsmin kızıllığı senin yüzüne aksetmiş” dedi. Kayalar daha sonra “55 Ağa” içerisinde yer alarak Çanakkale'ye sürüldü. Orada Milli Birlik Komitesi'ne yazdığı mektupta kısaca, “27 Mayıs'tan beri geçen 11 aylık zamanda maruz kaldığım acıklı muameleler, hapis ve neyfiyemdeki sıkıntılar ve bazı garazkâr neşriyatla üzerime tevcih edilen iftiraların hakikatsizliğini ifade etmek için şahsıma ait bu maruzatımı zikretmeye mecbur kaldım... Hatta bugün Şarkta Kürtçülük damarını kırdığımız ve aleyhinde bulunduğumuz için bu menfi fikri taşıyan Kürtler bize düşman kesilmişlerdir. Şayet bizde Kürtçülük fikri bulunsaydı muhakkak bir sızıntısı, bir ipucu, bir delil bulunacaktı. Halbuki 20-30 mahkemenin hiçbirisi, bu hususta en ufak bir delil bulamamış ve bir mahkûmiyet vermemiş olduğunu görüyoruz. Gerek umumi emniyette, gerek millî emniyette yapılan araştırma ve soruşturmalarda Kürtçülüğe dair en ufak bir emare görülmemiştir” diyordu.