56 yaşındaydı. Orucunu tutmuş, iftarını açmış, akşam namazını kılmış, teravih namazına hazırlanıyordu. Ecel işte tam da o anda geldi. [B]“Mü'minin iki sevinci vardır. Biri oruç tuttuktan sonra iftar açtığı zamanki sevinci, diğeri Rabbine kavuştuğu anki sevincidir.”[/B] Sevgili abim iki sevinci bir arada yaşamıştı. İftarını açmış, önce namazda Rabbinin huzuruna varmış sonra da Rabbine kavuşmuştu. Hastalığı şiddetlenen ve kendisine [B]“Allah'a kavuşma vaktidir”[/B] hünkarım diyen vezirini [B]“sen şimdiye kadar bizi kiminle belliyordun”[/B] diye azarlayan Yavuz Sultan Selim gibi o da hep Allah'la birlikteydi biliyorum. Bir an bile ölümü unuttuğunu hatırlamıyorum abimin. Gidişi acı oldu. Belki babamız öldüğünden bu yana bize babalık yaptığından, belki geride 3 yetim bıraktığından bilmiyorum ama çok acıttı gidişi. Annesi ve kardeşleri için çok az insanın yapacağı büyüklükte fedakârlıklar yapmıştı. Kanser olan ve hastalığının 3. senesinde kaybettiğimiz Mehmet abimiz için yaptıklarını da asla unutmayacağız. Adana'nın İmamoğlu İlçesinde büyük bir İlköğretim okulu'nda okul müdürüyken hasta olmuştu Mehmet abim. Tedavisi için deyim yerindeyse su gibi para akıtıyorduk. Bir süre sonra elimizde avucumuzda bir şey kalmadı. İşte o dönemde kritik bir karar verdi abim. Şehir merkezindeki okul müdürlüğünü bırakarak İmamoğlu'na 40 km uzaklıktaki bir köyde okul müdürü oldu. Zira Mehmet abimin hastalığı için daha çok para lazımdı ve artık ev kirası verecek durumda değildi abim. Köye gittikten bir sene sonra Mehmet abimi kaybettik. Ama abim hasbelkader aynı köyde 11 sene daha kaldı. [B]Kader-i İlahi abimizi bizim elimizden o köyde aldı. Onun tüm inancına, tüm fedakârlıklarına, samimiyetine, ihlasına, ibadetlerine, dürüstlüğüne, masumiyetine şahitti o köy.[/B] Şehadetlerini öldüğü gece de dile getirdi köylüler. Hemen hemen tüm köy halkı İmamoğlu'ndan cenazeyi gece yarısı alıp köye götürdüler ve cenazeyi yıkadıktan sonra sabah erkenden cenaze namazını okul bahçesinde evinin önünde kıldılar. Yine tüm köy halkı cenazeyle birlikte önce İmamoğlu'na ardından cenazeyi defnetmek üzere Kadirli'ye geldiler. Bu vesileyle gösterdikleri yakın ilgiden dolayı İmamoğlu Malıhıdırlı (Kaleköy) halkına, cenaze namazını kılmak üzere Köye kadar gelen ve cenaze defnedilinceye kadar yanımızdan ayrılmayan İmamoğlu milli Eğitim Müdürü Ramazan Arı beyefendiye de çok teşekkür ediyorum. Ölümün bir son olmadığına inanıyoruz. Aksine başta Peygamber Efendimiz olmak üzere pek çok dostumuzun bulunduğu yeni bir dünyanın kapısının ölümle açıldığını da biliyoruz ve iman ediyoruz. Zaten böyle iman etmesek yaşanan acılar dayanılmaz boyutlara ulaşır. Bu arada taziyede bulunmak üzere Kahramanmaraş'tan Kadirli'ye gelen isimlerini burada saymayacağım çok sevgili dostlarıma şükranlarımı sunuyorum. İnsan, acılı günlerinde dostlarını, kardeşlerini, arkadaşlarını yanında istiyor. Bunu bir defa daha hissettim. Kahramanmaraş'tan Kadirli'ye onlarca araçla taziyeye gelen canım arkadaşlarımı orada görmek acımızı hafifletti”¦ Sağolsunlar. Ölüm, bizi ne kadar yakarsa yaksın bir annenin yüreğini yaktığı kadar yakmıyor. Ramazan ayının son günlerinde anacığımın [B]“geçici fel甝[/B] teşhisiyle hastaneye kaldırıldığını duyduk. Anacığımın [B]“rabbimizin bir hediyesi”[/B] dediği hastalık şükürler olsun ki çabuk geçti. Anacığımız şimdi yanımızda ve çok istediği gibi namazlarını ayakta kılabiliyor. Kadirli Devlet Hastanesi Nöroloji servisinde yatan anacığımı yoklamaya gittiğimiz akşam saatlerce konuştuk anamla. Anlattıklarını burada yazmak istiyorum. Doktorunun ve tüm hemşirelerin kendisiyle ne kadar yakından ilgilendiğini anlattı anam. Bir hasta için hele hele 10 gün önce evladını kaybetmiş bir anne için sevginin, saygının, hoşgörünün, anlayışın, moralin ne büyük bir önemi vardır tahmin edersiniz. Hasta anama moral veren ve yakından ilgilenen [B]Kadirli Devlet Hastanesi'nde görevli Nöroloji Uzmanı Dr. Leyla Aslan [/B]hanımefendi başta olmak üzere, servisin tüm çalışanlarına teşekkür ediyorum. Ayrıca doktor hanımın anamı taburcu ettiğimiz gün gösterdiği yakın ilginin hepimizi duygulandırdığını da söylemek istiyorum. Sağ olsun. Hastanede görev yapan tüm ekip için aynı duayı ediyoruz. [B]“Melekler yüreklerinizden öpsün”[/B] Şimdi buradayız ve görevimizin başındayız. Hayat her şeye rağmen devam ediyor. Ahrete göçen ve inşallah Rabbine kavuşan abimizi şimdiden çok özledik. Anacığımız bundan böyle bizim yanımızda kalacak. Cenab-ı Allah anamıza hizmet etmeyi nasip ederse ne mutlu bize. Rabbimizin izin verdiği kadar yaşar ve günü gelince ölürüz. [B]“Nasıl yaşıyorsak öyle öleceğimize, nasıl ölürsek öyle dirileceğimize”[/B] inanarak.. İnna lillahi ve inna ileyhi raciun”¦