Prof. Dr. Arslan, yaptığı açıklamada, sözde Ermeni soykırımı ile ilgili Avrupa'nın ahlaki sorumluluk hissettiğini ve Türk milletinin de buna haklı olarak tepki gösterdiğini belirtti. Prof. Dr. Arslan, "Bugün gelinen noktada katliamı yapanlar masum, katliama uğrayanlar ise katil olarak gösteriliyor. Bu Avrupa'nın bir ayıbıdır. Ermeniler sadece Türkler'i değil, Müslüman olan Ermeniler'i de katletti. Sadece Kars'ta 483 bin Türk'ü, 80 bin de diğer halktan insanları katlettiler" dedi. Türkiye'de 7 milyona yakın insanın Ermeniler tarafından katledildiğini iddia eden Prof. Dr. Arslan, "1890'lı yıllardan başlayarak 1920 yıllarına kadar Türkiye'de 7 milyona yakın insan Ermeniler tarafından katledildi. Bu insanların katliamından Ermeniler sorumludur. Anadolu'da o tarihlerde zaten erkek yoktu çünkü hepsi savaştaydı. Yaşlılar, kadınlar ve çocuklar vardı. Ermeniler bunları katletti. Hatta buğday tarlalarını ateşe vererek kıtlık yaşanmasına sebep oldular. Ermeniler'in katledildiğine dair bilgilerin hepsi yalan, yalan üzerine kurulu yayınlar var. Kendilerini masum gösteriyorlar. Kendilerinin yaptıkları katliamları Türkler yapmış gibi anlattılar. Belgeler ortaya çıkınca, katliamı yapanların kendileri olduğu ortaya çıkınca bu kez de 'tehcir ettiler' demeye başladılar" diye konuştu. Ermeni saldırılarına karşı Türkler'in kendilerini savunduğunu ve bu saldırılar karşısında birçok insanın hayatını kaybettiğini ifade eden Prof. Dr. Arslan, şunları söyledi: "Bunu iyi anlatmamız lazım. Katliamı yapanlar Ermeniler'dir. Kendimizi daha iyi anlatmamız lazım. Tüm üniversitelerde, ABD ve Avrupa parlamentolarını belge yağmuruna tutmamız lazım. 1.5 milyon Ermeni'nin katledildiği söyleniyor ama o yıllarda Fransızlar'ın yaptığı nüfus sayımında 1 milyon 350 bin Ermeni çıkıyor. Kars'ta, Erzurum'da çok ciddi bir katliam yapıldı ve katliamı da Ermeniler yaptı. Türkler'in yaptığı bir soykırım olsaydı o tarihlerde açılmış davalar olurdu. Soykırımla ilgili hiçbir dava yok. O zamanki mahkemelerin salnamelerini inceledik, hiç böyle bir dava yok." Gaziantep Üniversitesi Fen Edebiyat Fakültesi Tarih Bölümü Öğretim Üyesi Yrd. Doç. Dr. Celal Pekdoğan da, sözde Ermeni soykırımı iddialarının hiçbir bilimsel temele dayanmadığı gibi hukuki temele de dayanmadığını dile getirdi. Yrd. Doç. Dr. Pekdoğan, 1915'de Osmanlı'da bir Ermeni soykırımı yapılmadığının belgelerle kanıtlandığını belirterek, "İngiltere Kraliyet Savcılığı, bu konuda 1920'li yıllarda araştırma yapmış ve o tarihlerde birçok Türk'ü tutuklamış ve yargılamıştır. Yapılan sorgulama sonucunda Türkler'in masum olduğu ortaya çıkmış ve beraat etmişlerdir. Eğer Avrupa kendi hukukunu inkar ediyorsa söyleyecek bir şey yok. Onları bilimsel dayanaklara uymaya, hukuka uymaya davet ediyoruz" ifadelerini kullandı. Dünyada hiçbir devlet ve kişi çıkarının, dünya barışından daha önemli olmadığını ifade eden Yrd. Doç. Dr. Pekdoğan, "Dünya barışına, insanlığa katkıda bulunmamız lazım. Ermeniler'in sırf kendi çıkarları için kin, nefret ve düşmanlık yaymaları, aşılamaları bir insanlık suçudur. Bunun kabul edilecek bir tarafı yoktur. Tüm herkesi dünya barışına katkı yapmaya davet ediyoruz" diye konuştu. Yrd. Doç. Dr. Pekdoğan, Türkler'in yaptığı bir Ermeni soykırımının söz konusu olmadığını dile getirerek, "16 Kasım 1895 yılında Gaziantep'te Ermeniler ilginç bir katliam yapıyor. Bu bilgilere de İngilizler'in belgeleri ile ulaşıyoruz. İngiltere'nin görevlendirmiş olduğu bir kişi, önce Kahramanmaraş'a sonra Gaziantep'e geliyor. Gaziantep'e geldiğinde korkunç bir kaitlamla karşılaşıyor ve bunu İngiltere'ye rapor ediyor. Raporda, 'Tabancaların, bıçakların kullanıldığı mezalimle karşılaştım' diyor. Babikoğlu'nun evinin silah deposu haline getirildiğini söylüyor. Sokaktan geçen insanların yüzlerine sülfirik asit fışkırtıyorlar. İnsanların gözleri kör oluyor, yüzleri yanıyor" açıklamasını yaptı. Yrd. Doç. Dr. Celal Pekdoğan, konuşmasını şöyle sürdürdü: "İddia edildiği gibi bir soykırım söz konusu değil. 1917'nin 1 Şubat'ında İslahiye'de 30 kişilik bir Ermeni çetesi Türkler'e saldırıyor. 4 kişiyi şehit ediyorlar. 5 Şubat'ta da Eriklibel'de Türkler'e saldırıyorlar, 3 kişiyi daha şehit ediyorlar. Ermeni yazarlardan Sarafyan'a göre 1 Haziran 1920'de 2 bin 500 Ermeni toplanıyor Gaziantep'te. Antep Savaşı'nın en sıcak günlerinde oluyor bu. Toplantıda, Antep'i Türk'lere teslim etmeyeceklerine dair karar alıyorlar ve bunu da bağıra bağıra ilan ediyorlar. Soykırım olduysa 1920'de 2 bin 500 kişi nasıl toplantı yapıyor? Buradan anlıyoruz ki bir soykırım söz konusu değildir. Ne olmuştur? Osmanlı, Ermeniler'i savaş bölgelerinin dışına göndermiştir. Bu bir tehcir de değildir. Tehcir, ülke sınırları dışına göndermektir. Halbuki, gönderilen yerler ülke sınırları içerisindeki yerlerdir. Arnavutlar, Kerdaniler ve Araplar da savaş bölgelerinin dışına gönderilmiştir." Yrd. Doç. Dr. Pekdoğan, Ermeniler'in yaptıkları katliamlarla ilgili belgelerin ABD, İngiliz, Rus ve Başbakanlık Osmanlı arşivlerinde bulunduğuna dikkati çekerek, "Dünya hepimize yeter. Barış, politik çıkarlara alet edilmemeli" diye konuştu.