Adana Tabip Odası, 14 Mart Tıp Haftası etkinlikleri kapsamında 'Sağlık, Sosyolojik ve Ekonomik Boyutuyla Göç ve Çukurova' konulu panel düzenledi. Moderatörlüğünü Türk Tabipleri Birliği Merkez Konsey Üyesi Dr. İsmail Bulca’nın yaptığı panele konuşmacı olarak CHP Mersin Milletvekili Prof. Dr. Aytuğ Atıcı, Çukurova Üniversitesi Eğitim Fakültesi’nden Prof. Dr. Adnan Gümüş ve Mersin Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi’nden Yrd. Doç. Ali Ekber Doğan katıldı.

Seyhan Belediyesi Kültür Merkezi’nde gerçekleştirilen panelde hekimlerin toplumun vazgeçilmez bileşeni olduğunu söyleyen Tabip Odası Başkanı Prof. Dr. H. Neslihan Önenli Mungan, “Bu nedenle hekimler sadece sağlıkla ilgili alanda değil, tüm sosyal süreçlerin tam kalbinde yer almak zorundadır. İktidarın savaş çığırtkanlığı ve Batılı sermaye güçlerinin rant beklentileri ile yarattığı, körüklediği ve giderek artan bir hızda Ortadoğu’ya yayılan savaşın bedelini göç ederek ödemek zorunda bırakılan tüm halkların hekimler olarak yanlarında olduğumuzu belirtmek isterim.” diye konuştu.

Göçe sağlık ve siyasi açıdan bakan CHP Mersin Milletvekili Prof. Dr. Aytuğ Atıcı, yaptığı konuşmada Çukurova’nın iliklerine kadar göç sorununu yaşadığını vurguladı. Göç eden insanların bulundukları ortama gerek sosyal gerek siyasi, gerekse sağlık açısından uyum sağlamalarının zor olduğunu aktaran Atıcı, şunları söyledi: “Göç edenler gittikleri yerlere hastalıklarıyla, bakterileriyle, virüsleriyle birlikte geliyorlar. Gelinen yerdeki insanlar alışık olmadıkları bu hastalıkların tehdidi altında kalıyorlar. Bunlar organik olarak sağlığı ilgilendiriyor. İnsanlar neden göç etmek zorunda bırakılıyorlar. Biraz kurcalayınca altında ekonomik nedenlerin, dinsel veya mezhepsel faktörlerin olduğu görülmektedir. İki milyon insanı kendi ideolojiniz, bir türlü doymayan egonuz için çağırırsanız iş çığırından çıkar. Suriye’den gelenlerin kaç kişi olduğunu inanın kimse bilmiyor. Gelenlerin en büyük sorunu beslenme, temizlik, hijyen ve barınma sorunlarına bağlı ortaya çıkan sağlık sorunları Kızamık ve çocuk felci gibi bulaşıcı hastalıklarla geldikleri gibi daha vahimi doğum ve aşılama gibi temel sağlık hizmetlerinin de yeterince verilememesine bağlı burada hasta olan sığınmacılar da var.”

Göçün sosyolojik boyutunu değerlendiren Çukurova Üniversitesi Eğitim Fakültesi’nden Prof. Dr. Adnan Gümüş, nüfusun kompartımanlara ayrışmasına Suriye kompartımanının da eklendiğini söyledi. Bölgenin yüz yıllardır farklı göç akımlarına uğradığını, her akım sonrası kültürel ve ekonomik yapıda değişiklikler olduğunu belirtti. Adana’nın göç aldığı kadar Suriyeli sığınmacıların gelişinden önce ekonomik sorunlar nedeniyle ciddi göçler de verdiğini hatırlatan Gümüş, nüfus bakımından Türkiye’nin 4. büyük ili iken 6. sıraya gerilediğini anlattı.

'ENTEGRE DÜŞÜNCESİYLE SORUNLAR KOLAY AŞILIR'

Türkiye’ye, Mersin'e ve Adana’ya gelen Suriyelilerin uzun süre geri dönmeyeceklerini ifade eden Mersin Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Kamu Yönetimi Anabilim Dalı’ndan Doç. Dr. Ali Ekber Doğan, 'ikili toplum değil de tek bir toplum haline gelinebileceği, farklılıklarımızla birlikte birbirimize entegre olunabileceği' düşüncesinden hareketle yola çıkıldığında sorunların daha kolay çözülebileceğini belirtti. Doğan, ülkenin içinde bulunduğu durumun, ekonomik ve idari sorunların tek sorumlusu olarak sığınmacıların gösterilmesinin bir hedef saptırma olduğunu, bu durumdan yarar bekleyerek yapılan her şeyin, toplumu daha fazla kavgaya ve içinden çıkılamaz sorunlara sürükleyeceğini söyledi.