Biz toprağa nelerimizi gömmedik ki? Tohum gömdük, insan gömdük ve bekledik yıllarca yeşeren umut ağacındaki meyveleri bizim sandık. Neler yedik, neler taşıdık şu pazarda”¦Hep kendi ipimizi çektik.Yağladığımız aynı ip, sapasağlam bağlandığımız dünya, destek veriyor darağacına ve biz hala çekiyoruz ilmek ilmek hayatı boğazımıza, duman duman üflüyoruz puslu,sisli ortamın loş rehavetine, yatık bedenimizdeki yorgun, vurdumduymaz yalancı gülüşlerdeki mutluluk skeçlerine gülüyoruz ”¦ Metni kim yazmış ki oyundan çık-ar-mak sana kalsın? Sahne, dekor ne çabuk değişiyor, değil mi? Hani bendim oynayan, irade benimdi, nereye sürsem at oraya giderdi”¦İnanma, kaptırma kendini etiketin şatafatına, kışırla kabukla, oyalanma, kertenkele hep yapar kuyruk oyununu ,suyun gözüne git oradan sor haramı, helali ve düşün etrafındaki analı öksüzleri, babalı yetimleri”¦ Kenardan seyretmek zordur alemi, ya dışından ya içinden rahatsız ederler insanı. Sende cevher varsa bitişin güneş kadar aşikar , kullanılırsın ya metinde ya sahnede ya dekorda”¦İki üç cümleyle dürerler bohçanı, helalleşemeden bile ayrılır gidersin menzilden”¦Ne oyunlar oynandı, yer gök şahit”¦İnek güdenler de oynadı, gemi yüzdürenler de, evcilik oynayan da oldu, oyunda dalıp uyuyan da”¦Kimisi hızlı hızlı biriktirme kaygısındayken kimisi olanını da dağıttı , fakat hayat herkesi meşgul edecek kadar zengindi”¦ Eteğime taşlar biriktirmişim, ondanmış ağır gidişim, ayağıma prangalar geçirmişim ondanmış uçamayışım, kendi elimle yapmışım ondanmış yaşların içe sızışı”¦ Çanağı içmek için doldurmak yerine, sunmak hafifletirmiş insanı, biriktirmektense dağıtmak anlam katıyormuş değere, yedirirkenki zevk yerkenkinden daha lezzetliymiş, Cahit de geç anlamış benim gibi taşın mahiyetini”¦Ben de taşınanlara mal, taşınamayanlara mülk demişim, sahip kelimesinde yanlış işaretlemişim, yalanmış meğer”¦ Mal sahibi mülk sahibi, hani bunun ilk sahibi? Mal da yalan mülk de yalan, var git biraz da sen oyalan”¦(Yunus Emre)