Tüm Dünyada, Devletler ya da toplumlar arası savaşlar da artmaktadır. Gerçi savaşlar tarihten beridir varlığı reddedilemeyecek üzücü bir gerçektir. Ancak, aynı toplum içerisinde yaşayan insanlar arasındaki şiddet, dövüş, kavga ve husumet artışı eskiye kıyasla oldukça fazladır. Bu artışı anlamak için çok büyük araştırmaya gerek yok, günlük haberleri takip etmeniz bile yeterlidir. Ülkemizde, eskiden böyle bir olay var mıydı hiç? İşte bugünkü gazetelere düşen bir haber: Osmaniye'de aynı alanda piknik yapan iki aile, “kaçan bir top” yüzünden birbirine girdi, 1 ölü, ikisi ağır 14 yaralı. Kavgada silahlar, bıçaklar, keserler havada uçuşmuş. Haberin sonunda şöyle denmektedir. “Batman'da önceki gün çocukların top oynama yüzünden başlattığı kavgaya büyüklerin karışması sonucu çıkan silahlı çatışmada 3 kişi ölmüş, 50 kişi yaralanmıştı. Buna benzer haberler maalesef her gün gazetelerin üçüncü sayfalarını doldurmaktadır. Bu nasıl bir toplum böyle! Toplumdaki insanlar birbirlerine karşı öyle sevgisiz, öyle kindar hâle gelmiş ki, sanki bir cinnet hâli bu yaşananlar. Bu toplumda “sen bana yan baktın” diye adam öldürülmektedir. Üstadımız Necip Fazıl, ahlaksızlık ve edepsizlik noktasında bu Ülkede yaşananları 1940'larda eleştirerek, bir şiirinde “Geçenler geçti seni, uçtu pabucun dama, Çatla Sodom - Gomore, patla Bizans ve Roma” demişti. Üstadımızın bu beytini alıp da bu konuya göre adapte ettiğimizde, “Geçenler geçti seni, pabucun dama uçtu, Çatla Teksas, patla Vahşi Batı.” Evet, Ülkemizde Teksas ve Vahşi Batı'yı aratmayacak şiddet ve olaylar yaşanmaktadır. Bunu kimse göz ardı edemez, bunu kimse inkâr edemez. Çok küçük sebeplerden dahi, gözünü kırpmadan adam öldürmeye meyilli nice insan var bu Ülkede. Bunu da kimse göz ardı edemez, bunu da kimse inkâr edemez. Bütün bu sorunların, bütün kavgaların temelinde “sevgisizlik” vardır. Her türlü şiddetin temelinde “husumet” vardır. Sevgi ve dostluğun zıttı, sevgisizlik ve husumet'tir. Sevgi ve dostluğun olmadığı yerde, sevgisizlik ve husumet vardır. İnsanlar arasındaki sevgisizlik ve husumet “şeytanın en sevdiği” hâldir. Dünyada ve Ülkemizde, şiddet, kavga, zulüm, husumet artıyor dedik, bu artıştan dolayı, deyim yerindeyse, “şeytan bayram ediyordur”. Gelin, “şeytana bayram yaşatmayalım”, çünkü, bayram insanların hakkıdır. Şeytanın böyle bir hakkı hiçbir zaman olamaz. Ancak, kısır aklına yenilen ve yüreğini devre dışı bırakan insanoğlu, maalesef, Dünyada kan dökerek, şiddet göstererek şeytanı sevindiriyor. Sevgi hayatın temelidir. Sevgi olmazsa, ne ekmekten ne de sudan tat alınır. Bu Dünyada, sevgiye ekmekten ve sudan daha fazla muhtacız. Sevgisiz hayat mümkün değil. Biz sevgimizi Allah'tan alıyoruz. O (cc), bizi sevmiş ve yaratmış. Allah'ın en büyük en güzel isimlerinden biri “Vedud” ismidir. Gelin Vedud ismi etrafında kenetlenip Yunus Emre gibi, “tüm yaratılanları, Allah'ın hatırına sevelim”. Evet, Yunusça sesleniyorum: Tüm yaratılmışları Yaradan'dan ötürü seviyorum. Gelin birbirimizi sevelim, gelin tüm insanları sevelim. Gelin Yunus Emre anlayışına sahip olalım ve onun gibi diyelim: “Sevelim, sevilelim, bu Dünya kimseye kalmaz”. Hasılı sevgi, tüm sorunların çaresidir. Sevgi, toplumdaki şiddet, düşmanlık, kavga ve dövüşlerin de tek çaresidir. Gelin, yazımızın sonunda, tüm sorunların çaresi olan “sevgiyi birlikte tarif edelim ve bu tarif üzerinde tefekkür edelim.” Esasında, sevgi, öyle büyük, öyle güzel, öyle mânâlı bir kelime ki, tarifi mümkün değil. Onun tarifi dilde değil, kâlplerin içindedir. Tarifi mümkün olmasa da, şaircesine tarife kalkıştım. Bilmem oldu mu? SEVGİ TARİFİ “O (cc), çok bağışlayandır, çok sevendir.” (Buruc, 14) Sağlam bir iptir sevgi, hayata bağlayan, Serin bir ırmaktır o, çağıl çağıl çağlayan. Bir Nurdur, karanlığı aydınlığa çeviren, Kırmızı bir güldür, her sene yediveren. Sevgi, bir gülümseyiştir, ta gönülden, Bir derleyiştir, lale, sümbül ve gülden. Sevgilinin ateşine, narına yanmaktır sevgi, Alevler arasında bile adını anmaktır sevgi. Dağları, tepeleri bir solukta aşmaktır, Sevgilinin peşinde, ömür boyu koşmaktır. Kış ortasında, tomur tomur gül açmaktır, Yine de etrafa, neşe ve huzur saçmaktır. Düz yolu bırakıp, engebeli yolu seçmektir, Sevgilinin uğrunda, candan bile geçmektir. Sırılsıklam olup da, susuz un yoğurmaktır, Sevgilinin karşısında dokuz doğurmaktır. Sevgiliyi insanlar içinde en özel görmektir, Sevgiliyi insanlar içinde en güzel görmektir. Sevgiliyi düşünmektir, hem gündüz, hem gece, Öyle bir duygu ki, yoktur ondan daha yüce. Sevgi, Allah'la kul arasında kutlu bir yol, Kâinattan daha geniş, kâinattan daha bol. Sevgi sınırsız, çizilmez ona asla hudut, Kaynağı Sonsuz Sevgi Sahibi, Ya Vedûd. Sevgi, yaratılmışlar arasında kutlu bir yol, Kâinattan daha geniş, kâinattan daha bol. Sevgi, uçsuz bucaksız bir ülke, bir yurt, Kaynağı Sonsuz Sevgi Sahibi, Ya Vedûd. Sevgi, gönüllere rahmet rahmet yağandır, Rahman ve Rahim(cc)'den bir armağandır. Sevgi çok açık, lüzum yok bunca söze ve harfe, Sevenlerin kâlbindedir o, sığmaz hiçbir tarife. Ahmet SANDAL