Geçen yıl ülke genelinde yaşanan kuraklık birçok olumsuzluğu da beraberinde getirmiş, barajların doluluk seviyesinin yüzde 10’lara gelmesi çiftçini perişan etmişti. Bu yıl ise kış aylarında düşen yağışlar çiftçinin yüzünü güldürdü, barajları doldurdu. Ancak bilim insanları uyarıda bulundu: “Bu yağışlar sahte sevinç ve saadet zinciri, geçtiğimiz yıl yaşanan kuraklığı hatırlayıp önlem alalım.”

Çukurova Üniversitesi (ÇÜ) Ziraat Fakültesi Tarımsal Yapılar ve Sulama Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Bülent Özekici, uyarıda bulunarak asıl sorunun bu sene yağışın bol olmasından dolayı kuraklığın unutulması olduğunu söyledi.

Geçtiğimiz yıl yaşanan kuraklık sorununa değinen Prof. Dr. Özekici yağışların bol olmasının yalancı mutluluğu da beraberinde getirdiğini belirterek şunları kaydetti; “En büyük sorun bu yıl yağışın bol olması. Belki buna inanmayacaksınız... Ebette ki yağışın bol olması ülkeye bereket getirir ve çok büyük bir zenginliktir. Keşke her yıl böyle geçse; ama yağışın bol olması bu sene sorun... Çünkü bu yağışlar bizi yalancı bir mutluluğa, saadet zincirine yöneltti. Yağış bol olunca biz yine önceki yıllarda çektiğimiz kuraklıkları bir anda unuttuk. Bunun ilelebet süreceğini düşündük. Kuraklıkla alakalı almamız gereken önlemleri hiç kimse konuşmuyor ve önlem almıyor. Bence sorun burada!!! Bu sene yağışlı geçebilir ama önümüzdeki 5 yılın kurak geçmeyeceğini nerden bilebiliriz? Onun için elbette yağışlı geçmesi çok iyi keşke her sene böyle geçse ama böyle bir şey yok. Bu bir hayal, bu nedenle almamız gereken önlemleri konuşmaz ve yapmaz olduk. Bir an önce kendimize çeki düzen verip geçen seneki o panik halimizi hatırlayıp bunun tekrar olabileceğini düşünüp önlemler almaya başlamamız gerekiyor.”

TEMBELLİK VE REHAVET İÇİNDEYİZ
Yağışların bol olmasıyla tembellik ve rehavet içinde olunduğuna vurgu yapan Prof. Dr. Özekici, suyun en büyük bölümü olan yüzde 75’ini tarımsal sulamada kullanıldığına dikkat çekerek, kapalı sulama sistemine geçilmesi gerektiğini söyledi. Prof. Dr. Özekici yapılması gerekenlerle ilgili şunları söyledi; “Bu sene yan gelip yatıyoruz. Çok ciddi bir sorun, tembellik ve rehavet içindeyiz. Bunu bizim aşmamız lazım. Suyun en büyük bölümü tarımsal sulama kullanıyor. Dünya nüfusu ve bizim nüfusumuz artıkça bu böyle devam edecek. Biz hala en büyük su kaybı olan açık kanal sulama sistemini sürdürüyoruz. Kapalı sulama sistemine derhal geçmemiz lazım. Kentlerde inanılmaz su kayıpları var. Bunların yeniden gözden geçirilmesi lazım. Sanayinin kendine çeki düzen vermesi lazım.”

Türkiye’nin su kaynaklarının sadece yüzde 38 ila 40’ını kullandığına dikkat çeken Prof. Dr. Bülent Özekici, yüzde 60 oranındaki su kaynaklarının ise hala geliştirilmediğini belirterek, birçok yerde su depolama yapılarının bulunmadığına değindi. Ulusal enerji kaynağı olan hidroelektrik enerjinin üretilmesi gerektiğini savunan Prof. Dr. Özekici, bu seneki yağış durumunun iyi olmasının hiçbir şey ifade etmediğini söyleyerek, durumu “sahte bir sevinç, sahte bir saadet zinciri” olarak yorumladı.