Malatya Veteriner Hekimler Oda Başkanı Ertuğrul Özdemir, “Uluslararası örgütler, önümüzdeki 20 yıl içerisinde temel gıda maddelerinin fiyatlarının iki katından daha fazla artabileceğini öngörüyor.” dedi.

Ertuğrul Özdemir, Dünya Gıda Günü dolayısıyla yaptığı açıklamada, Birleşmiş Milletler Gıda ve Tarım Örgütü’nün (FAO) kuruluş tarihinin her yıl Dünya Gıda Günü olarak kutlandığını anımsattı. 2015 yılında Dünya Gıda Günü’nün temasının kırsal yoksulluk döngüsünü kırmak için ‘Sosyal Koruma ve Tarım’ olarak belirlendiğini ifade eden Özdemir, temanın sosyal koruma, sigorta, kredi ve üretim desteği gibi konuları kapsadığını bildirdi.

Özdemir, açıklamasına şöyle devam etti: “Tarımda, sosyal koruma olmadan istikrarlı bir üretim yapılması mümkün değildir. Bu aileler özellikle kuraklık, sel ve dolu gibi doğal afet yaşadıklarında, yeniden üretim yapabilecek ekonomik güçleri kalmamaktadır. Bu durumda, sosyal koruma çok daha önemli olmakta ve İnsanları açlıktan kurtarmakta ve yeniden üretime imkan sağlamaktadır. Bu nedenle, tüm dünya ülkelerinde tarımda sosyal koruma vardır. Tüm dünyada gıda fiyatlarındaki artış, son yıllarda istikrarlı bir şekilde devam etmektedir. Uluslararası örgütler önümüzdeki 20 yıl içerisinde temel gıda maddelerinin fiyatlarının iki katından daha fazla artabileceğini öngörüyor. Gıda fiyatlarının artışı elbette ki en çok yoksul kesimleri etkileyecek ve Dünyadaki açların sayısı daha da artacaktır. Bir tarafta açlık, bir tarafta obezite sorunu yaşanmaktadır.”

"10,9 MİLYON ÇOCUK 5 YAŞINA ULAŞMADAN HAYATINI KAYBETMEKTEDİR"

Gıda fiyatlarındaki artış devam ettiği sürece dünyadaki aç insanların sayısının daha da artacağını ifade eden Özdemir, şöyle devam etti: “İnsanların temel hakkı olan Gıda güvencesini sağlamak her geçen gün daha da zorlaşacaktır. Tüm dünyada insanların yaşamak, fiziksel ve mental gelişimlerini sağlamak için yeterli gıdaya ulaşmaları ve bu gıdaların sağlık yönünden güvenli olması, devredilemez ve ertelenemez temel hak olarak görülmesine rağmen açlığın, yetersiz ve dengesiz beslenmelerin neden olduğu ölümler, mental ve fiziksel bozukluklar ulusal ve uluslararası düzeyde trajik boyutlara ulaşmıştır. 10.9 milyon çocuk 5 yaşına ulaşmadan hayatını kaybetmektedir. Çok çarpık ve adil olmayan dünyada yaşamaktayız. Dünya kaynaklarını doyumsuz bir şekilde tüketen belli zümreler aşırı beslenmeden dolayı sağlık problemleriyle uğraşırken, açlığın ve yetersiz beslenmenin pençesinde kıvranan 1 milyar insan açlıktan ölmezlerse bile yetersiz ve kirli su nedeni ile ölüm tehdidi altında yaşamaktadırlar.”

“Türkiye nüfusunun yarısının yoksulluk sınırı altında, 1 milyondan fazla yurttaşımızın da açlık sınırı altında yaşadığı göz önüne alınırsa, açlık ve yetersiz beslenmeyi ulus olarak ne kadar derinden yaşadığımız ortaya çıkacaktır” diyen Özdemir, şunları ekledi: “Ayrıca bir toplumun gelişmişlik seviyesi fertlerinin tükettiği hayvansal gıdaların miktarı ile doğru orantılıdır. Ülkemizde tüketilen et, balık, süt, yumurta gibi değerli protein kaynakları miktarının gelişmiş ülke verileri ile karşılaştırıldığında çok geride olduğu görülecektir. Ülkemiz geniş coğrafyası, iklim özellikleri ve üç tarafındaki denizleri ile hayvansal üretim açısından önemli bir potansiyele sahip olmasına rağmen yanlış tercihle uygulanan tarım politikaları nedeniyle hayvansal üretim geliştirilememektedir. Bunun sonucu insanlarımız dengeli beslenme için gerekli düzeyde hayvansal proteine ulaşamamaktadır. Gıda güvencesi ve güvenliğinin sağlanmasında veteriner hekimlere önemli görevler düşmektedir. Gıda güvenliği ile ilgili riskin yüzde 90’ı hayvan kökenli gıdalardan kaynaklanmaktadır. Bunun yanında zoonoz hastalıklar riski nedeniyle, hayvansal kökenli gıdalar halk sağlığı açısından özel öneme sahiptir.”