Aktif Eğitimciler Sendikası Kayseri Şubesi Başkanı Ayhan Kaya, Çin’in Şincan Uygur özerk bölgesinde Uygurlara yönelik baskılara tepki göstererek, “Çin zulmüne artık dur denilmelidir.” dedi.

Ayhan Kaya, konuya ilişkin yaptığı açıklamada şu ifadelere yer verdi: “Son günlerde internette ve özellikle de sosyal medyada ata yurdumuz Doğu Türkistan’daki soydaşlarımıza yönelik Çin’in uyguladığı zulüm ve despotluk görüntüleri hepimizin malumu. Çin’in Şincan Uygur özerk bölgesinde Müslüman Uygurlara karşı uygulamakta olduğu Ramazan yasakları bizleri derinden üzmektedir. Çin, Doğu Türkistan olarak bilinen Şincan Uygur özerk bölgesindeki Müslümanların dini özgürlüklerini kısıtlayarak, bölge halkını baskı altında tutuyor. Çin, 1949 yılından beri sürdürdüğü baskıcı tutumunu kıyımlarla devam ettirmektedir. Şimdiye kadar yaklaşık 35 milyon insanın öldürüldüğü, binlerce insanın sebepsiz yere tutuklanıp ağır işkencelere tabi tutulduğu, kiminin evine dönemeyip belirsiz zindanlarda çürüyüp gittiği, evine dönenlerin ya sakat ya hayata tutunamayacak derecede ruhsal travma geçirdiği Doğu Türkistan’da, bu yıl da özellikle Kur’an okudukları, namaz kıldıkları ve oruç tuttukları için kardeşlerimize eza cefada sınır tanınmıyor.

Hayatın katliam ve asimilasyon altına alındığı Doğu Türkistan’da Müslümanlara yönelik baskılar her yıl artarak sürmektedir. Oradaki kardeşlerimizin seyahat özgürlüğü yok, şiddetli uygulamalarla nüfus planlaması adı altında mecburi kürtajların yapılıyor ve seyahat özgürlükleri de yok. Doğu Türkistan’da yapılan zulmün dünyanın farklı coğrafyalarında yapılan zulümden farkı var. Burası dünyadan soyutlanmış, iletişime kapatılmış ne olduğu ile ilgili sağlıklı bilginin alınamadığı adeta kapalı bir zindana dönüşmüştür.”

Ayhan Kaya, Birleşmiş Milletler, Avrupa Birliği ülkeleri, insan hakları savunucuları, Müslüman ülkelerin devlet başkanları ve İslam Konferansı Örgütü'nün, yaşananlara sessiz kalmasına da tepki gösterdi. Kaya, şunları kaydetti: “Söz konusu ülkeler ve uluslararası kuruluşlar, siyasi çıkarlar uğruna insanlığı feda etmemeli, insan haklarını ve hümanizmi sadece mesaj konusu olarak görmediğini ortaya koymalıdır. Soydaşlarımızın vatanlarında kalacakları yerler güvenli hale getirilmeli, buna yönelik çözümler bulunmalı, temel hak ve özgürlükleri garantiye alınmalı. Suriye ve Afrika’daki mültecilerin durumu hepimizin malumu. 5 Temmuz 2009'da Urumçi'de Çin silahlı kuvvetlerinin müdahalesiyle binlerce Doğu Türkistanlı Uygur Türk'ünün şehit olduğu veya tutuklandığı Urumçi katliamı hafızalarda yerini korurken yine Çin’in uyguladığı bu acımasız ve orantısız eylemi şiddetle kınıyoruz.”