Başbakan Vekili Bülent Arınç, herkesin Hükümeti olduklarını vurgulayarak, "Bugüne kadar sandıktan çıkan sonuçları doğru okumak için ne kadar büyük bir hassasiyet içinde olduysak bu gösterileri de doğru okumak için o kadar büyük bir hassasiyet içindeyiz. Biz kendimizi hesaba çekeriz ve çekiyoruz, özeleştirimizi yaparız, bundan hiç kimsenin şüphesi olmasın" dedi.

Görevim başbakan vekilliğidir size aktardıklarımda onun da görüşleridir.

Şuan da istediğimiz sokaklara sağduğunun hakim olmasıdır

Şiddet içeren gösteriler azaldı

Şiddet içermeyen gösterileri saygı ile takip ediyoruz.

Polisimiz tarafından gösterilerinin ilk gününde gösterilen aşırı tedbir tepki çekti. Bu da incelenmektedir.

"Herkes bizi takdir etmek zorunda elbette değil ancak biz, bizi takdir etmeyenlerin de görüşlerine açığız. Herkes elbette bize oy vermek zorunda değil ama biz bize oy vermeyenlerin de talep ve beklentilerine duyarlıyız.

Her bir vatandaşımızın sorumluluğu bizim üzerimizdedir her bir vatandaşımızın en temel insani hakkı, özgürlüğü, yaşam tarzı bizim sorumluluğumuz altındadır. Demokratik bir kültür içinde ve yasalar çerçevesinde ifade edilen tüm tepkilere, bütün taleplere sonuna kadar açığız. Yeter ki şiddet olmasın" dedi

Her türlü talebe açığız yeterki şiddet olmasın

İstanbul Taksim Gezi Parkı'nda bir yanlış anlaşılma olsa da meşru tepkilerini ortaya koymasına saygılıyız bu çevre duyarlılığı farklı boyutlara ulaştı. 

Bu olaylar Türkiye'nin itibarine sekte vurmaktadır.

Gösterilerde çok sayıda yaralı var Hatay'da bir kişi de hayatını kaybetti. Bunun olmaması için çok çaba sarfediyorduk ama istenmeyen oldu.

Abdullah Cömert'in ölümünde ateşli silah kullanılmadığı anlaşıldı. Soruşturma sürüyor.

Bu olaylardan turizm zarar görüyor. Uluslararası basının olaylara abartılı ilgisi de ilginç

Biz herkesin hükümetiyiz, özeleştirimizi yaparız. Bu gösterileri doğru okumak için büyük hassasiyet içindeyiz.

Şiddet içindeki eylmecilerler aranıza mesafe koymanızı rica ediyoruz

"Bugüne kadar gösterileri sabırla izleyen vatandaşlarımızdan daha fazla sabır ve sağduyu bekliyoruz. Anne ve babalardan çocuklarını bu kaotik ortama itmek isteyenlere karşı, liseleri ile ilköğretim okulları ile üniversite gençliğimizi bu kaotik ortamın birer aktörü haline getirmek isteyenlere karşı üniversite rektörlerimizi, gençlerimizi ve anne ve babalarını, Türkiye'de yaşayan herkesi olayların asıl varmak istediği noktada karışık, kaotik ve Türkiye'nin tüm zarar göreceği bir noktaya getirmemeleri konusunda sağduyu bekliyoruz, ilgi bekliyoruz, fedakarlık bekliyoruz" dedi.

"Türkiye'ye, Türkiye ekonomisine, birlik ve dayanışmamıza yönelik tavır ve davranışlardan herkesin özellikle sakınmasını rica ediyoruz. Muhalefet partilerimizin aklı selimi öne çıkararak, yatıştırıcı tavır sergilemelerini arzu ediyoruz ve bunun gerçekleştiğini görmekten de mutluyuz.MHP'nin, olayın başında beri tutumunu takdir ediyor ve kendilerine teşekkür ediyoruz. BDP'nin, olayın ilk anından itibaren takındığı tavrı takdir ediyor ve kendilerine teşekkür ediyoruz" dedi.

"Halkımızın kafa karışıklığını gidermek üzere, bu konuda iyi bir bilgilendirmeye ihtiyaç olduğunu düşünüyorum. Bu konuda dava açan ve yürütmeyi durdurma kararını istihsal eden dernek yetkilileriyle de bugün ve yarın görüşeceğim. Onların taleplerini ve düşüncelerini de alacağım. Yine bu konuda ilk eylemleri başlatan arkadaşlarımızdan talep olursa, onların da olaylara hangi gözle baktıklarını dinleme imkanı bulacağım" dedi.

"Elbette burada kamu görevlilerinin kademe kademe veya farklı farklı yanlış anlamaları yanlış hareket etmeleri söz konusu olabilir. Bunu hükümetimiz içinde ilgili bakanlarımızla görüşürüz. Bürokratlar içinde de görevli olanların yaptıkları, görevde sınırı aşıp aşmadığı konusunda da elbette sadece eleştiri değil bir soruşturma da başlatabiliriz" dedi.

"Polisler, ağır bir görev yapıyorlar. Bu görevlerini ifa ederken 'olağan dışı hatta orantısız güç kullanmak' diyoruz. Aşırı şiddet de kullanabiliyorlar. Ancak şu karara vardık. Bu karar, eylemlerin o tasvip etmediğimiz noktasından sonra, şu şekilde cereyan ediyor. Pasif durumdalar yani karşı taraftan birşey gelmedikçe oldukları yerde bekliyorlar, saatlerce ve sabırla. Bir fiili saldırı anındasadece kalkanlarını kullanıyorlar, o yetmezse su sıkıyorlar ama kendi canları hayat bahis mevzu olunca, ancak o zaman gaz kullanıyorlar. Kendilerine gaz kullanmamaları, meşru müdaafa durumunda kalmadıkça gaz kullanmamaları talimatı verilmiştir" dedi.

ARINÇ ÖZÜR DİLEDİ

"O ilk olayda, çevre duyarlılığıyla hareket edenlere karşı yapılan aşırı şiddet gösterisi yanlıştır, haksızdır. O yurttaşlarımdan özür diliyorum. Bunu rahatlıkla söyleyebilirim ama sokaklarda tahribat yapanlar, sokaklarda insanların özgürlüklerine engel olmaya çalışanlara bir özür borcumuz olduğunu düşünmüyorum" dedi.