MHP Ankara Milletvekili Prof. Dr. Özcan Yeniçeri, mevcut Anayasaya göre Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın siyaset yapmasının Anayasanın ihlali olduğu kadar demokratik sisteme ve milletin birliğine de suikast olduğunu savundu. Yeniçeri, "Cumhurbaşkanı çiklet çiğniyor gibi, Anayasayı ve yaptığı yemini çiğniyor. Cumhurbaşkanı Erdoğan bir çiklet gibi yaptığı yemini çiğniyor. Anayasanın tarafsızlık hükmünü hiçe sayıyor. Siyaset üstü olması gerekirken siyaset yapıyor. Muhalefeti eleştiriyor. Erdoğan'ın bu denli cüretkar yapan yaşanan sürecin sonucudur." dedi.

Yeniçeri, Meclis'te basın toplantısı düzenledi. İki tane uçak düştüğünü, bu uçaklarda bir sorun olduğunu görmek gerektiğini belirten Yeniçeri, "Yetkililer niye bu uçaklar düşüyor diye üzerinde durmalı. 4 şehide Allah'tan rahmet diliyorum." ifadelerini kullandı.

'CUMHURBAŞKANI ERDOĞAN’IN SİYASET YAPMASI ANAYASANIN İHLALİ'

"Türkiye ciddi bir tehdit altındadır. Bu tehdidin adı Adalet ve Kalkınma Partisi'dir." diyen Yeniçeri, Cumhurbaşkanının Türk milleti kavramını ağzına almadan Türk Milletinin birliği için çalışmasının mümkün olmadığını vurguladı. Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın Anayasal görevi ve ettiği yemine göre bir partinin başı gibi davranmasının mümkün olmadığını dile getiren Yeniçeri, şöyle devam etti: "Siyaset yapması ise mümkün olmadığı gibi suçtur. Mevcut Anayasaya göre Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın siyaset yapması Anayasanın ihlali olduğu kadar demokratik sisteme ve milletin birliğine de suikasttır. Cumhurbaşkanı çiklet çiğniyor gibi, Anayasayı ve yaptığı yemini çiğniyor. Cumhurbaşkanı Erdoğan bir çiklet gibi yaptığı yemini çiğniyor. Anayasanın tarafsızlık hükmünü hiçe sayıyor. Siyaset üstü olması gerekirken siyaset yapıyor. Muhalefeti eleştiriyor. Erdoğan’ın bu denli cüretkar yapan yaşanan sürecin sonucudur. Gelinen aşamada Erdoğan ordu, yargı ve bürokrasi üzerinde tam anlamıyla bir parti kontrolü kurdu. İtiraz etme ihtimali olan medyayı, üniversiteleri susturdu. AKP’nin karşısına çıkma ihtimali bulunan iş adamlarını ve STK’ları kamusal alanda sildi. Cumhurbaşkanı Erdoğan, yalnız Anayasa’nın ya da siyaset kurumunu değil demokrasinin de en büyük düşmanı olduğunu ortaya koymuş bulunmaktadır. AKP iktidarı on iki yıl sonra geldiği aşamada milletin değil Erdoğan’ın iktidarını kişiselleştirmiştir. İktidarın kişiselleşmesi kişisel iktidarın kurulması demek değildir. İktidarın kişiselleşmesi mevcut kurumların geri planda kalarak alınmış kararların bir kişiye, lidere atfedilmesi ve tüm devlet yönetiminin bir tek kişi tarafından temsil edildiğinin kabul edilmesi demektir. Önümüzdeki süreç milletin iktidarı ile Erdoğan’ın kişisel iktidarı karşı karşıya gelecektir. Tercih ‘Ya Erdoğan ya demokrasi; ya Türkiye ya AKP’ şeklinde gerçekleşecektir."

'GENELKURMAY BAŞKANI GÖREVİNİ YAPMADI'

"Karşımızda Süleyman Şah Türbesini koruyamayan bir iktidar vardır." diyen Yeniçeri, "Sünepe iktidar, pısırık ve korkak iktidar türbeyi aldık ve getirdik, sınırın kenarında bir yere kondurduk diyor. Türbenin üzerindeki kadar altındaki de bizimdir. Peki vatan toprağını nasıl taşıyacaksınız? Adam bizim zekamızla dalga geçiyor. Özür dileyin." ifadelerini kullandı.

"Terörist PYD ve IŞİD’den çekinerek Türbeyi oradan çekmişlerdir. Bu yeteri derecede bir zül değil midir?" diye soran Yeniçeri, "Sonuçta Süleyman Şah Türbesi yerinde muhafaza edilememiştir. Orası vatan toprağıdır. Vatan toprağı Türbeyle birlikte taşınamaz. Türbe’nin her türlü tehdide karşı korunması TC Hükümetinin ve TSK’nın görevidir. Bu görev yerine getirilememiştir. Milli Savunma Bakanı, Mehmetçiklerin anası ağlamasın diye Türbenin olduğu yerden taşındığını söylüyor. Vatan toprağı geride bırakılıyor ve Türbe taşınıyor. Buradan bakana soruyorum: Vatanı olmayanın anası olur mu? Olursa onun cevabını da kendisi versin. Utanmadan bu kaçışı, korkaklığı ve tabana kuvvet geri çekilmeyi zafer ve kahramanlık olarak sunuyorlar. Kendi toprağını terk ederek korumak AKP’ye has yoz bir anlayıştır. Genel Kurmay Başkanı görevini yapmamıştır! Vatan toprağı üzerinde bulunan Süleyman Şah Türbesinin havaya uçurularak çekilmek Türk milletinin onuruna dokunmuştur. Türkiye Cumhuriyeti Devleti PYD-IŞİD gibi iki terörist guruptan çekinerek Süleyman Şah Türbesini boşaltması kabul edilemez. Süleyman Şah Türbesini olduğu yerde muhafaza edemeyenlerin Türkiye’nin bugünkü sınırlarını nasıl muhafaza edecektir? Genel Kurmay elbette iktidarın kendisi için öngördüğü görevi yerine getirecektir. Ancak vatan toprağından iktidar çekil dediğinde Genel Kurmay Başkanı görevinden çekilmeliydi. Genel Kurmay Başkanı, Hükümetin Süleyman Şah Türbesinden çekilme talimatına görevden çekilerek karşılık vermesini Türk milletinin beklentisiydi. Türk askeri Süleyman Şah Türbesini korumak için oradaydı. Süleyman Şah Türbesini taşımak için orada değildi. Diğer yandan Türkiye sınırları içinde bayrak indiriliyor, hiçbir askeri yetkili bunun sorumluluğunu üstlenerek gereğini yapmıyor. Bayrak indirildiğinde yer yerinde oynamalı ve Genel Kurmay Başkanı dahil bir çok üst düzey askeri yetkili konumlarını gözden geçirmeliydi." şeklinde konuştu.

'ÇİLLER'İN İRADESİ DAVUTOĞLU'NDA YOK'

Kardak Kayalıkları için savaşa göze alarak oraya dikilen bayrağı indiren Tansu Çiller’in iradesinin bugün Davutoğlu’nda olmadığını vurgulayan Yeniçeri, "Ege’de bugün fiilen on altı ada ve kayalık üzerinde Yunanistan fiili durum yaratmıştır. Yunanistan’ın adalarda yerleşim yerleri inşa etmiş, asker yerleştirmiş ve Yunan bayrağı dikilmiştir... Yunanistan fiili durum yaratıyor, adaları fiilen denetim altına alıyor. Türkiye’nin eski dış işleri bakanı, yeni Başbakanı ise diyalog yolu ile sorunu çözmeye çalışıyor. Türkiye’nin çıkarları, sınırları ve Türk Milletinin onuru korunmuyor. Bu açıktır." dedi.

Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın Devlet Bahçeli'ye yönelik açıklamalarının sorulması üzerine Yeniçeri, "Bahçeli gerçekten de Genelkurmay Başkanının kesip attığı tırnak değildir. Ama demek ki Erdoğan, o tırnağın parçası." ifadelerini kullandı.

Bu sabah polise yönelik yapılan operasyonun sorulması üzerine ise Yeniçeri, "Olan biten rastlantı değil. İç güvenlikle ilgili polise, emniyete yapılan operasyon Türkiye'nin mukavemetini kırmaya yönelik bir operasyon. Suç işleyen varsa bunları niye bir kalemde gözaltına almıyorsunuz? Taksit taksit operasyon yapıyorsunuz. Siz ondalık kesirler misizin? Bunlar taktik gözaltı. Gözaltına alınanlar da üç gün sonra serbest bırakılıyor. Ellerinde net, açık bilgi belge de yok. olay 'cambaza bak cambaz' olayı. Herkes buraya bakarken, onlar iç güvenliği geçirecekler." karşılığını verdi.