Çocuk ve ergen psikiyatri uzmanı olan Kösem, disleksili kişilerin temel sıkıntılarından birinin, okuma ve kendi okuduğunu anlamadaki güçlükler olduğunu anlattı. Kösem, “Bu nedenle performanslarının gerçekçi değerlendirilebilmesi için işaretleyiciyle birlikte okutman desteğine ve buna bağlı olarak ek süreye gereksinimleri vardır. Bu, tüm dünyada kabul gören bir uygulamadır. Ülkemizde de Milli Eğitim Bakanlığı'nın ilgili mevzuatında yer aldığı üzere disleksili öğrenciler, ilk ve orta öğrenimleri boyunca kaynaştırma uygulamalarında ve TEOG sınavlarında bu haklarını kullanabilmektedirler. 2014 üniversiteye giriş sınavlarında da okutman verilmesine rağmen 2015 üniversiteye giriş sınavlarında bu haklarından mahrum bırakılmaktadırlar.” dedi. Bakanlık tarafından verilmiş olan hakların, ÖSYM tarafından ellerinden alındığını belirten Kösem, “Disleksi Derneği olarak konuyla ilgili yasal prosedürü başlatmış olmamıza rağmen bu yıl sınava girecek disleksili adayların mağduriyetinin acilen ortadan kaldırılması gerekmektedir. Dünyada disleksili bireyler, özel yeteneklerinden dolayı saygın üniversitelerden özel kontenjan almaktayken ülkemizde halen her yıl değişen mevzuatla yasal hakları ellerinden alınarak mağdur edilmektedirler. Bugün itibariyle Disleksi Derneği olarak, öğrencilerin haklarını alabilmesi için ÖSYM'ye konuyla ilgili dava açmış bulunmaktayız.” diye konuştu.