Dünya Diyabet Günü kapsamında 17 Kasım 2014, Pazartesi günü TBMM'nin ev sahipliğinde ve TBMM Başkanı Cemil Çiçek'in katılımı ile mecliste düzenlenen “Diyabetin Dünü, Bugünü, Geleceği” başlıklı panele, TBMM Meclis Sağlık Komisyonu Başkanı Prof. Dr. Necdet Ünüvar, Türkiye Halk Sağlığı Kurumu Başkanı Prof. Dr. Seçil Özkan, SGK Genel Sağlık Sigortası Genel Müdürü Uzm. Dr. İsmet Köksal ve Türkiye İlaç ve Tıbbi Cihaz Kurumu Başkanı Dr. Saim Kerman katıldı.

TBMM Başkanı Cemil Çiçek, günümüzde hızla artan diyabet hastalığının hem toplumsal hem de ekonomik açıdan son derece önemli sorunlara neden olduğunu açıkladı. Diyabetin sadece bireylerin sağlığını tehdit etmekle kalmayıp ailelerinin ve devletin ekonomik refahını da olumsuz etkilediğini belirten Cemil Çiçek, bu durumun değişmesi için atılacak adımları Meclis çatısı altında belirlemek üzere biraraya geldiklerini söyledi.


TBMM Meclis Sağlık Komisyonu Başkanı Prof. Dr. Necdet Ünüvar, yaptığı konuşmada şunlara dikkat çekti: “Türkiye'de toplam 7,2 milyon kişi diyabetle mücadele ediyor. 2035 yılına gelindiğinde diyabetli hasta sayısının 12 milyon kişiye çıkması bekleniyor. Türkiye, Avrupa'da diyabetin en yüksek oranda yayıldığı ülke konumunda. 2035 yılında Türkiye'de yaşayan diyabetlilerin sayısı tüm Avrupa'da ilk sıraya yükselecek.”

Diyabetlilerin yüzde 45'i hasta olduğunu bilmiyor


Prof. Dr. Necdet Ünüvar, sözlerine şöyle devam etti: “Türkiye'de diyabetlilerin yalnız yüzde 55'ine tanı konulmuş durumda. Bu da mevcut 7,2 milyon hastanın sadece 3,96 milyonunun teşhis edildiği anlamına geliyor. Teşhis konulan hastaların sadece 3,5 milyonu tedavi görüyor. Tedavi gören hastaların ise sadece 1,75 milyonu tedavi hedeflerine ulaşıyor.”


Diyabet trajik sağlık sorunlarına yol açabilir


Prof. Dr. Ünüvar, diyabetin yeterli şekilde kontrol edilmemesinin böbrek yetmezliği ve ampütasyon gibi kişinin yaşam kalitesini önemli ölçüde etkileyen komplikasyonlara neden olabildiğini açıkladı. Prof. Dr. Ünüvar diyabetin aslında önlenebilir olan bu sonuçlarının hem trajik hem de maliyetli olduğunu söyledi. Prof. Dr. Ünüvar, diyabetin sağlık yüküne dair şu çarpıcı bilgileri paylaştı; 

 - “Diyabetin ilerlemesi, beklenen yaşam süresini yaklaşık 5-10 yıl kısaltıyor. 2013 yılında Türkiye'deki ölümlerin yaklaşık 60 bini diyabete bağlı nedenlerden kaynaklandı.
      - Diyabetlilerde inme riski sağlıklı bireylere kıyasla 4 kat fazladır.

      - Türkiye'de diyalize girenlerin yarıya yakını diyabetlidir.

       - Türkiye'deki diyabetlilerin yüzde 28'inde diyabetik retinopati bulunuyor.

      - Tip 2 diyabet kalp krizi riskini 2,5 ila 5 kat artırıyor.

      - Diyabet travma dışı nedenlere bağlı alt uzuv kayıplarının önde gelen nedenidir.”

Diyabetin ekonomik yükü artıyor


Sosyal Güvenlik Kurumu (SGK) Genel Sağlık Sigortası Genel Müdürü Uzm. Dr. İsmet Köksal, panelde diyabetin ekonomik yüküne dair veriler sundu. Mustafa Kuruca şunları söyledi: “Sosyal Güvenlik Kurumu verilerine göre Türkiye'de toplam sağlık harcamalarının yaklaşık yüzde 23'ünü diyabet ve komplikasyonlarının maliyeti oluşturuyor. Diyabet kontrolünün tavsiye edilen düzeylere çekilebilmesi 2035 yılına kadar Türk toplumuna 24 milyar Euro'ya varan bir tasarruf sağlayabilecek. Daha iyi bir tedavi için bugün yapılacak yatırımlar, gelecekte olası maliyetlerden tasarruf edilmesini sağlayacak. Tek bir diyabet komplikasyonu bile hastaneye yatışla birlikte hastanın tedavi giderlerini yüzde 60 oranında artırıyor. Hastada gelişebilecek 4 komplikasyon olması halinde bu artış yüzde 500'ü buluyor.”

Diyabet Önleme ve Kontrol Programı ile diyabetle mücadeleye devam

Türkiye Halk Sağlığı Kurumu Başkanı Prof. Dr. Seçil Özkan ise panelde, “Türkiye Diyabet Önleme ve Kontrol Programı ve Diyabetle Mücadele'de Atılacak Adımlar” konulu bir sunum yaptı. Prof. Dr. Özkan, diyabetin önlenmesi, hastalarda diyabet bakım kalitesinin yükseltilmesi, komplikasyon oranlarının ve diyabete bağlı ölümlerin azaltılması için çalışmalar yürüttüklerinden bahsetti.

Daha etkin diyabet yönetimi için Ar-Ge çalışmaları artırılmalı


Türkiye İlaç ve Tıbbi Cihaz Kurumu Başkanı Dr. Saim Kerman ise diyabetli hastaların daha iyi tedaviye ulaşabilmeleri için Ar-Ge ve klinik çalışmaların önemli olduğuna dikkat çekti. Dr. Saim Kerman, klinik çalışmaların hastaların ihtiyaçlarına yönelik güvenli ve etkili tedavilerin geliştirilmesi için yürütülmesi gerektiğini söyledi.

Yenilikçi tedavilere ihtiyaç var

Diyabetin duayen hekimlerinden Prof. Dr. Nazif Bağrıaçık ise ülkemizde hızla artan diyabet tehdidine dikkat çekerek diyabetli hasta sayısının ve komplikasyonların görülme sıklığının artmasının, diyabetli kişilerin daha sağlıklı bir yaşam sürmelerini sağlamak için yenilikçi tedavilere ve yeni yaklaşımlara duyulan ihtiyacı ortaya koyduğunu ifade etti.


Diyabetle mücadelede değişim şart


Novo Nordisk Kıdemli Başkan Yardımcısı Mike Doustdar ise panelde Türkiye'de özel sektörün diyabet tedavisindeki rolüne değinerek Diyabette Değişim Türkiye Programı hakkında bilgi verdi. Mike Doustdar Novo Nordisk olarak tüm çalışmalarının merkezine hastaları koyduklarını ve hastaların daha iyi bir tedaviye ulaşmaları için bütçelerinin yüzde 14'ünü inovasyona ve AR-GE'ye harcadıklarını ifade etti. ABD, Endonezya, Çin ve Bangladeş'te yürüttükleri Diyabette Değişim Programı'nın Türkiye ayağında, diyabetin ulusal bir sağlık önceliği olarak kabul edilmesi, kaliteli ve yenilikçi ilaçların hastalara sunulması için çalışmalar yapılması, hastaların daha iyi tedavilere erişiminin sağlanabilmesi için inovasyonun sürdürülebilirliğine odaklanacaklarını açıkladı.