Ülkelerindeki iç savaştan kaçarak Türkiye'ye sığınan Suriyeliler için Birleşmiş Milletler Dünya Gıda Programı (WFP) ile Türk Kızılayı işbirliğinde hayata geçirilen "gıda kart" uygulaması dünyaya model oldu.

Ülkelerindeki olaylar nedeniyle Türkiye'ye sığınan Suriyelilerin büyük bölümü, kendileri için hazırlanan çadır ve konteyner kentlerde kalıyor.

Türk Kızılayı ve WFP'nin yürüttüğü çalışma kapsamında hayata geçirilen gıda kart uygulaması, bütün ihtiyaçları karşılanan Suriyelilere yönelik en önemli hizmetlerden biri. Daha önce yemek ihtiyacı kamp yönetimince sağlanan sığınmacılar, bu uygulamayla aylık kişi başı 80 lira yüklenen kartlarla diledikleri şekilde alışveriş yapma imkanı buluyor. Uygulama, kampların büyük bölümünde sorunsuz şekilde yürütülüyor.

WFP Türkiye Koordinatörü Jean Yves Lequime, AA muhabirine yaptığı açıklamada, gıda kart programını birçok ülkede kağıt kupon şeklinde uyguladıklarını ancak Türkiye'de bu sistemin ilk kez elektronik karta dönüştürüldüğünü belirtti.

Elektronik sisteme geçilebilmesi için Türkiye'deki gibi bir altyapının oluşması gerektiğine işaret eden Lequime, şunları kaydetti:

"Türkiye'de kesinlikle model olacak gıda kart sistemi uygulanıyor. Banka kartını diğer ülkelerde daha önce uyguladık ancak acil durumlarda mültecilere yardım için ilk kez kullanıyoruz. Bu, mağduriyet yaşayanlara yardım etme talebiyle ortaya çıkan Türk Kızılayı ile ortaklığımız sayesinde gerçekleşti. Kendisine sığınan Suriyelilere yardım çabalarında Türkiye'yi desteklemek için bu sistemi geliştirdik. Kişi başı aylık 80 lira yüklediğimiz banka kartlarının temel alındığı bir sistem kullanıyoruz. Bu miktar daha önceden belirlenmiş mağazalardan gıda harcamaları için kullanılabiliyor. Bu tip bir yardım faaliyeti ailelerin hem saygınlığını koruyor hem de günlük 2 bin 100 kalorilik gıda ihtiyacını karşılıyor."

Yerel piyasayı hareketlendiren, bölgedeki bakkal ve fırınların katıldığı programın kamplarda yaşayan Suriyelileri de çok memnun ettiğini ve kamplarda yükselen gerilimin düşmesine önemli ölçüde katkı sağladığını gördüklerini de aktaran Lequime, ailelerin kendilerine her gün sunulan tek tip yemeğe mecbur bırakılmasının beslenme zevk ve alışkanlıkları açısından sıkıntı doğurduğuna dikkati çekti.

- "Ürdün ve Lübnan'da uygulanacak"

Lequime, WFD'nin Türkiye'deki bu uygulamadan hareketle aynı gıda yardımı modelini Ürdün ve Lübnan'da da uygulamayı planladığını belirtti.

Türkiye'deki programın mevcut 18 çadır ve konteyner kentin 13'ünü kapsadığını ifade eden Lequime, buna bir ay sonra Adıyaman'ın ekleneceğini ve böylece 200 bin mültecinin yüzde 60'ının uygulamadan istifade etmiş olacağını bildirdi. Lequime, programı devam ettirmeyi ve genişletmeyi öngördüklerini ancak uluslararası toplumun da desteğine ihtiyaçları olduğunu anlattı.

Türkiye'nin, Suriyeli sığınmacılara ülkelerine geri dönebilecekleri zamana kadar kaliteli yardım faaliyeti sunma gayretinde olduğunu dile getiren Lequime, gıda kart uygulamasının da en iyi yardım programlarından birisi olduğuna işaret etti.

Türkiye'nin Suriye konusunda izlediği politikanın takdir edilmesi gerektiğini vurgulayan Lequime, şöyle devam etti:

"Türkiye, şiddetten kaçan Suriyelilere karşı misafirperverliğini sunarak çok cömert bir ülke olduğunu gösterdi. Büyük bir dayanışma ruhunu yansıttığını düşünüyorum. Türk toplumunda, 'Bir kardeş kapımızı yardım için çalarsa biz onu dışarıda bırakamayız, onunla hem evimizi hem de yiyeceğimizi paylaşırız' anlayışı var. Uluslararası toplum, özellikle yardıma en çok ihtiyaç duyan kadın ve çocuklarla ailelerin korunması için Türk hükümetinin sarf ettiği çabaları takdir ediyor."

- Kira ödemesi yerine ürünlerde indirim

Kahramanmaraş'taki çadır kent sorumlusu ve Türkoğlu Kaymakamı Tuncay Akkoyun ise WFP'nin gıda kart uygulamasını dünyaya model olarak gösterdiğini anımsattı.

Türkiye'ye sığınan Suriyelilere her türlü yardımın yapıldığını belirten Akkoyun, şöyle konuştu:

"Aslında Kahramanmaraş'taki çadır kentte diğerlerine göre farklı bir anlayışı da hayata geçirdik. Yönetim olarak kamp içerisindeki marketlerden kira almıyoruz bunun yerine satışta indirim yapmalarını teklif ettik ve kabul gördü. Böylece zaten piyasaya göre ucuz olan ürünler yüzde 13 daha da aşağıya çekilmiş oldu. Bu durum da misafirlerimize olumlu olarak yansıdı. Misafirlerimiz maddi anlamda bir nebze olsun rahatladı. Artık daha az krediyle daha fazla ürün alabilecekler."