Gaziantep, Adana, Hatay, Mersin ve Osmaniye baro başkanları son günlerde Şırnak'ın Cizre ilçesinde yaşanan ölümlerle ilgili açıklama yaparak, hükümetin gerekli güvenlik önlemleri alması gerektiğini vurguladı.

Gaziantep Barosu Başkanı Bektaş Şarklı, Adana Barosu Başkanı Gazi Çıtırık, Hatay Barosu Başkanı Ekrem Dönmez, Mersin Barosu Başkanı Alpay Antmen ve Osmaniye Barosu Başkanı Dilem Aksoy yaptıkları ortak açıklamada; Cizre'nin Yafes Mahallesi'nde 12 yaşındaki Nihat Kazanhan'ın başından vurularak öldürüldüğü olay çerçevesinden ilçede son günlerde artan provokatif eylemlere dikkat çektiler.

Baro başkanları son bir ayda Cizre’de hayatını kaybeden ve yaralanan vatandaşların isimlerini şu şekilde sıralayarak, provokatif olayların yaşandığını yetkili makamların da kabul ettiğini hatırlattı. Başkanlar, Cizre'deki provokatif olayları şöyle sıraladı: "Cizre'de 27 Aralık 2014 tarihinde çıkan olaylarda 65 yaşındaki Abdullah Deniz, 19 yaşındaki Yasin Özer, 15 yaşındaki Barış Dalmış yaşamını yitirmiş ve beş kişi de yaralanmıştır. Olaylar sırasında yaralanan 32 yaşındaki Zeki Alar, 4 Ocak 2015 tarihinde yaşamını yitirmiştir. 6 Ocak 2015 tarihinde 14 yaşındaki Ümit Kurt, kalbine isabet eden tek kurşunla yaşamını yitirmiş, Çeli Akça isimli bir kişi yaralanmıştır. 7 Ocak 2015'te bir gösteriye müdahale eden polis, 12 yaşındaki Muhammed Soğat'ı gaz bombasıyla yüzünden vurduğu haberleri yayınlanmıştır. Son olarak 14 Ocak 2015 tarihinde 12 yaşındaki Nihat Kazanhan'ın başından vurularak öldürülmüştür."

Olayların devam ettiği esnada Başbakan ve İçişleri Bakanı tarafından provokasyonlar yapıldığına dair açıklamaları olduğunu belirten baro başkanları, "Cizre'de vatandaşların yaşama hakkına yönelik saldırıların arttığı ve provokasyonlar yapıldığının yetkili makamlar tarafından kabul edildiği bu dönemde, devlet, vatandaşların yaşama hakkını korumak için gerekli tedbirleri almakla yükümlüdür. Devlet, barışçıl olmayan gösterilere orantılı bir şekilde müdahale etmek, barışçıl gösterilerde göstericilerin güvenliğini sağlamak, yaşamını kaybeden vatandaşların ailelerinin soruşturma aşamasında takip edilen işlemlere etkili katılımını ve şeffaflığı sağlamak, faili/failleri bulmaya yönelik etkin ve bağımsız bir soruşturma yürütmek, fail/faillere işlenen suçun ağırlığına uygun ceza vermek, birbirine karşı şiddet kullanmak isteyen farklı siyasi anlayış gruplarını engellemekle yükümlüdür. Bu yükümlülük, niteliği bakımından, devlet ile vatandaşlarının arasındaki güveni tesis edecek demokratik hukuk devleti olmanın gerektirdiği önemli ve barış içinde bir arada yaşama bakımından hayati bir yükümlülüktür." ifadelerini kullandı.