Geçtiğimiz Ağustos ayında annesinin elinden kurtulup bir anda yola fırlayan 6 yaşındaki Canberk geçirdiği trafik kazasında ağır yaralandı. Kamyonetin çarpması sonucu kafatası kırılan küçük çocuğun beynine saplanan kemik parçaları ameliyatla çıkarıldı. Ölümden dönen Canberk, aylar süren tedavinin ardından hayata yeniden döndü.

Annesiyle birlikte yolda karşıdan karşıya geçerken annesinin elini bırakıp bir anda yola fırlayan 6 yaşındaki Canberk’e kamyonet çarptı. Yere yığılan oğlunun önce öldüğünü zanneden anne Gülistan, oğlunu Mevlana Üniversitesi Hastanesi’ne götürdü.

KAZA ANINDA FİLİSTİN'DEKİ ANNELER AKLIMA GELDİ

Küçük oğlu Berat Kaan’ın, doğum gününde çocuklarıyla birlikte babaannelerine giderken kazanın yaşandığını anlatan anne Gülistan Sankurt, “Karşıdan karşıya geçmek isterken oğlum Canberk, dalgınlığımı fırsat bilerek bir anda yola fırladı. Komyonetin aynası oğlumun başının sol tarafına çarptı. O an öldü zannettim. Onu kanlar içinde görünce aklıma Filistin’deki çocukları vurulan anneler geldi. ‘Allah’ım sen Filistin’deki annelere nasıl sabır veriyorsan, bana da öyle sabır ver’ diye dua ettim. Daha sonra kardeşim yanıma gelerek ‘Abla bak nefes alıyor’ dedi. İnanmadım, eğilerek bir baktım gerçekten nefes alıyordu. O andan itibaren hep, ‘Rabbim evladıma şifa ver’ diye dua etmeye başladım. O nefes alıp verişini gördüğümden beri de hiç ümidimi kaybetmedim.” dedi.

'HİÇ YANINDA AĞLAMADIM, HEP DUA ETTİM'

Kazadan sonra ambulansla Mevlana Üniversitesi Hastanesi’ne geldiklerini anlatan Gülistan Sankurt (30) kazadan sonra tedavi sürecinde yaşananları şu sözlerle anlattı: “Yaşaması zor deniliyordu. 40 gün yoğun bakımda kaldı. Her gün hastaneye geldim ve doktorların izniyle Canberk uyurken yanına gidip konuştum. Hiç yanında ağlamadım. Hep dua ettik. Hacda olan yakınlarımızdan dua istedik. Uyandıktan sonra ilk zamanlar burnundan hortumla besleniyordu. Doktorumuz Mustafa Bey'e, ‘Hortumlar bir gün çıkar mı?‘ diye soruyordum. O da ‘Belki bir gün’ diyordu. Taburcu olmadan önce burnundaki hortumdan daha fazla beslenemeyeceği midesine açılan direkt bir hortum vasıtası ile beslenmesi gerektiği ifade edildi. Araya bayram girdi. Bayramdan sonra doktorumuzun da bilgisiyle ağızdan beslenmeyi denedik. Denedik ve Canberk yemeği yedi. Bu bizi çok mutlu etti.”

"AMELİYATTAN SONRA YENİ DOĞMUŞ BEBEK GİBİYDİ"

Oğlunun geçirdiği ameliyat ve tedaviden sonra taburcu olduğunu anlatan anne Gülistan Sankurt, “Oğlum taburcu olup evde yattığı günlerde ne vücudunu ne de başını hareket ettirebiliyordu. Yeni doğan bir bebek nasıl kucağa alınca başını tutamaz, aynı o şekilde başını taşıyamıyordu. Ömür boyu öyle yaşamasından çok korkuyordum. Moraller iyi olsun diye evde hep onun yanında güldüm eğlendim. Bıkmadan usanmadan günde 4 saat egzersiz yaptırdım. Egzersiz yaptırırken dokunmama ağlıyordu. Sanki nefessiz kalan bebeğin ağlaması gibi ağlıyordu. Egzersizlerle kıpırdayamayan elleri, kolları bacakları açılmaya başladı. Şimdi o açılmayan elleriyle kendisi bardakla su içiyor. Bel, boyun ve bacak destekli tekerlekli sandalyeyi artık kullanmıyor. Şimdi gayet güzel kendi işini kendisi yapabiliyor. Sadece şu an konuşamıyor. Dualarla çok şükür bu hale geldi.”

"KAFATASI KEMİKLERİ BEYNE BATMIŞ HALDEYDİ"

Küçük Canberk’ın, Mevlana Üniversitesi Hastanesi’ne ilk getirildiğinde bilinci kapalı ve çok zor nefes aldığını söyleyen Beyin Sinir ve Omurilik Cerrahisi Uzmanı Yrd. Doç. Dr. Mustafa Gölen, Canberk'in hayati fonksiyonlarının neredeyse durmak üzere olduğunu anlattı. Dr. Gölen, "Canberk'in tomografisini çektik ve o an bir karar vermemiz gerekiyordu. Ya hayati riski göze alıp ameliyata alacaktık ya da ameliyatsız takip edecektik. Bir an önce ameliyata almaya karar verdik. Yatış işlemlerinin bile tamamlanmasını beklemeden hemen ameliyata aldık. Ameliyatta parçalı kemik fraktürlerinin olduğunu gördük. Kafatası kemikleri beyne batmış haldeydi. Ameliyatta bazı kemikleri beynin içerisinden çıkarmak zorunda kaldık. Zor bir ameliyattan başarıyla çıktık. Sonrasında bir buçuk ay yoğun bakımda kalması gerekti. İlk etapta solunum cihazına bağlı yaşamak zorunda kaldı. Belli zaman sonra rehabilite edilerek cihazdan kurtuldu. Yaklaşık 2 aylık tedavi sonrasında yatalak durumda taburcu edebildik. Bu tip hastalar bazen ömür boyu yatalak halde bitkisel hayatta kalabiliyorlar ama biz Canberk’te bunu görmedik. Her geçen gün düzeldi ve düzelmeye devam ediyor. İnşallah daha da iyi olacak.” dedi.