Basın Yayın ve Enformasyon Genel Müdürlüğü’nün Basın Kartı Yönetmeliği’nde yaptığı değişiklikleri hukuksuzluk olarak değerlendiren TGC Başkanı Turgay Olcayto, muhalif medya çalışanlarına bundan sonra basın kartı verilmeyeceğini söyledi. TGS Genel Başkanı Uğur Güç ise, “İktidar bizleri buralardan dışlamayı tercih etti. Yeni komisyona artık patronlar ve devletin ağırlı fazlalaştı. Meslek etiğine göre artık karar verileceğini hiç zannetmiyorum.” ifadelerini kullandı.

Basın Kartı Yönetmeliği’nde yapılan değişlikle ilgili Cağaloğlu’ndaki Türkiye Gazeteciler Cemiyeti’nde basın toplantısı düzenlendi. Toplantıya Gazeteci ve Milletvekili Utku Çakırözer de katıldı.

TÜRKİYE GAZETECİLER CEMİYETİ (TGC) BAŞKANI TURGAY OLCAYTO

Turgay Olcayto, "Bir geçici hükümet kurulmadan bugün ortada hiç bir şey yok iken zamanlamaya hiç dikkat etmeden bu yönetmeliğin geçirilmesi çok manidar. Herhalde bundan böyle işte cemaatçi dedikleri paralel yapı dedikleri, o gazetelerde televizyonlarda çalışan gazeteci arkadaşlar, sol basında çalışan gazeteci arkadaşlar, özgürce basın kartı alamayacaklar. Hatta Halk Partili diye bilinen, iktidara muhalefet eden yazarlar, çizerler bu kapsamda görülecek. Bu bir hukuksuzluk. Bu hukuksuzluğu önlenmesi için bütün hukuki yolları sonuna kadar kullanacağız." dedi.

TÜRKİYE GAZETECİLER SENDİKASI GENEL BAŞKANI UĞUR GÜÇ

Uğru Güç, "Biz bu hükümetten en çok muztarip olan meslek örgütüyüz. Bu basın kartları komisyonunda ki üye sayımız 3 iken 1'e düşürüldü. Meslek etiğine verdiğim kararlarla bir emniyet sibobu gibi görev yapıyorduk. Ama iktidar bizleri buralardan dışlamayı tercih etti. Yeni komisyona artık patronlar ve devletin ağırlı fazlalaştı. Meslek etiğine göre artık karar verileceğini hiç zannetmiyorum. Bu kararların alelacele alınmasının sebeplerinden bir tanesi TRT’deki hukuksuzlukların ortaya çıkması. Bildiğiniz üzere TRT birçok gazeteci olmayan insana gazeteciymiş gibi gösterilerek kart verilmişti. Bunların iptali 4 Aralık’taki komisyonda gerçekleşti. Ondan sonra ki aşama da Zaman Gazetesinin Genel Yayın Yönetmeni, yılların gazetecisi olduğunu düşündüğümüz Ekrem Dumanlı’nın basın kartını gündeme getirdiler. Sürekli kart almak için başvurmuştu bu verilmedi. 96 kişi maalesef sürekli basın kartlarını 9 aydır alamadılar. Ben bu arkadaşlara çağrı yapıyorum. 8 aylık bir hak kaybımız var, bunun için hukuk yollarına başvurmamız gerektiğini düşünüyorum. Bundan sonra gazeteci olmayanların da kart almasını kolaylaştıran bir düzenleme getirildi ama gazeteci olanların kartları devletin seçimine göre alacak." diye konuştu.

ESKİ TGC BAŞKANI VE CUMHURİYET GAZETESİ YAZARI ORHAN ERİNÇ

Orhan Erinç de "Yeni Basın Kartı Yönetmenliği'nde en önemli tehlike Anadolu Ajansı’nda çalışan meslektaşlarımızın kıdem tazminatlarına sınırlama gelecek. Yıllık izin süreleri azalacak. Kıdem tazminatsız işten çıkarılma hakkı Anadolu Ajansı yöneticilerine tanınmış olacak. Bu kabul edilebilecek bir durum değil. Kendisine sürekli basın kartı veren ilk bakan Yılmaz Karakoyunlu’ydu. O da basın meslek örgütlerine danışmadan bir maddelik bir değişiklik yapıp basın yayının bağlı olduğu devlet bakanının sürekli basın kartı alır gibi bir madde yürürlüğe soktu. Biz o zaman da protesto etmiştik ama kaldı. Şimdi de Yalçın Akdoğan, kendisine başbakan yardımcısı sıfatıyla sürekli basın kartı veren ikinci yöneticimiz oldu. Bir kere başbakan yardımcılığı diye bir unvan yok. Bürokrat yağcılığından böyle bir şey olmuştur diye düşünüyorum. Çünkü asıl adı devlet bakanı ve başbakan yardımcılığıdır. O nedenle bu da yasaya aykırı bir uygulama. Basın kartı yönetmeliği değişiyor. Haber portallarında, elektronik medyada çalışan gazetecilere herhangi bir basın kartı hakkı tanınmamış oluyor. Bu da yönetmeliğin başka ayrımcılığı. Haber portalı sahiplerine resmi ilan vermek için olağan üstü çaba sarf eden AKP, burada çalışan gazetecilere basın kartı verilmesi konusunda parmağını bile oynatmıyor." ifadelerini kullandı.

BASIN ENSTİTÜSÜ DERNEĞİ BAŞKANI KADRİ YÜKSE

Basın Enstitüsü Derneği Başkanı Kadri Yüksel ise, "Rejimin otoriterleşmesi süreciyle uyumlu bir gelişme bu. Bu yönetmelik değişikliğiyle sarı basın kartı, merkezi karar almanın yetkisine bırakılıyor. Meslek örgütleri dışlanıyor. Bu kartın profesyonel kriterler eşliğinde verilmesinin önüne geçilmiş olunuyor. Sarı basın kartı verilmesinde siyasi, ideolojik bir takım ne olduğunu bilmediğimiz değerlendirme ölçüleri bundan sonra geçerli olacağını gösteriyor. İktidarın hoşuna gitmeyen gazeteciler sarı basın kartı almak için mesleki kriterleri yerine getirmiş olsalar bile bundan sonra alamayacaklardır. Ve niye alamadıkları da kendilerine açıklanmayacaktır. Bunun örneklerini yaşadı, keyfi bir uygulama." şeklinde konuştu.