Ve olacak oldu... Mustafa Poyraz AKP'den tekrar belediye başkan adayı seçildi. Zaten temayülde de Poyraz'ın hizmetlerine “iyi” notu verildiği öğrenilmişti. Tabii ki son bir sene içindeki yaptığı hizmetler de olmasa, Poyraz tekrar aday seçilemezdi. Yani bu “iyi” notu almasının tek sebebi, bence son bir veya bir buçuk sene içindeki hizmetleridir. Şimdi bana Mustafa Poyraz hayranları kızacak, bunu adım gibi biliyorum. Ama ben de şunu ısrarla söylüyorum: Doğruyu söyleyeni dokuz köyden kovsalar da, benim gördüğüm ve doğru olduğunu bildiğim şeyleri yazmaktan başka amacım yoktur. Amacımda kesinlikle kimseyi rencide etmek veya birilerini göğe çıkarmak yoktur. O yüzden şunu söyleyeyim ki Sayın Poyraz, kişilik ve dürüstlük bakımından çok saygıdeğer biri ama Poyraz'ın son bir veya bir buçuk sene içinde yaptığı hizmetleri de bir seçim yatırımı olarak gördüğümü de söylemem lazım. Bu yüzden ileriki yazılarımın bazısında Sayın Poyraz'a tavsiyelerim olacak, nacizane bir Kahramanmaraşlı olarak. Gelelim siyasetin asıl cilvesine! İlk önce Hanefi Mahçiçek'ten başlamak istiyorum... Sayın Mahçiçek, belediye başkanı olduğu dönemde 2002 genel seçimlerinde istifasını vererek AKP'den milletvekili adayı oldu ve o seçimde de milletvekili olarak seçildi. Birinci dönem milletvekilliğini nasıl yaptı biz de anlamadık ama ikinci dönem milletvekili adayı listesinde milletvekili adayı olarak gösterilmemişti. Yerel seçimler yaklaşınca AKP'den belediye başkanlığı aday adaylığını açıkladı. Biz de çok şaşırmıştık bu gelişme karşısında. Şahsen ben bunu hiç beklemiyordum. Çünkü bir şehirde belediye başkanı iken istifa edip milletvekili seçileceksin. Sonraki dönem milletvekili olamayınca yerel seçimlerde tekrar belediye başkanlığı aday adaylığına başvuracaksın. Çok yanlış bir strateji. Kademe düşüşünü göze almış Sayın Mahçiçek. Bu, zaten Sayın Mahçiçek'in siyâsi stratejisinin çok yanlış olduğunu göstermişti ki zaten aday olarak da gösterilmedi. Şimdi de aday seçilemeyince AKP'den istifa etti ve Saadet Partisi Belediye Başkan Adaylığı için görüşmelerde bulunduğu konuşulmakta. Kusura bakma ama Hanefi Bey, orada da hüsrana uğrayacağını şimdiden kestiriyoruz. Peki ya Atıf Şirikçi? O da tuttu, AKP İl Başkanı iken AKP'den Belediye Başkan Aday Adayı oldu. Sayın Şirikçi'ye söylemiştim: “Güvendiğin dağlara karlar yağabilir! Kendinize çok güvenmeyin. Merkezdeki reklam panolarına Sayın Başbakan ile yan yana fotoğrafını gösteren afişler astırarak kendine bir avantaj sağlayamazsın. Ayrıca o reklam panolarında kullandığın 'Yeter! Artık söz milletin, artık hizmet gerekli' gibisinden sloganlar büyük bir stratejik hata. Çünkü zaten belediye AKP yönetiminde, başka parti yönetiminde olsa bu yakınman doğruydu.” diye. Ve o yüce dağlara kar yağdı. Atıf Bey de Sayın Mahçiçek gibi hüsrana uğradı. İlk yarasını AKP Merkez İlçe Teşkilatı seçimlerinde alan Şirikçi, belediye başkanlığı adaylığı sürecindeki aldığı bu yara ile zannetmiyorm ki bundan sonra da AKP Teşkilatı'na uğrasın. Aslında Sayın Poyraz'ın favori rakipleri arasında Atıf Şirikçi, Hanefi Mahçiçek'ten başka bir de Sıtkı Güvenç bulunuyordu. 2007 Genel Seçimlerinde AKP'den milletvekili adayı olarak 7.sırada kendine yer bulan Sayın Güvenç, sıra kendi zaferine geldiğinde, kader o ki kılpayı milletvekilliğini kaybetti. Belediye Başkanlığı Aday Adaylığı sürecinde de şansını deneyen Güvenç, bayağı da destek görüyordu halktan ama aday olarak gösterilmedi. Bir türlü yüzü gülmedi Sıtkı Bey'in. Ama umarım Sıtkı Bey için hayırlısı olmuştur. İşte gördüğünüz gibi bunun adı “Siyaset”! İşte siyaset, işte cilveleri... Kime niyet kime kısmet misali değil mi? Oysaki Hanefi Bey, Atıf Bey ve Sıtkı Bey ne hayaller kuruyorlardı! Ama siyasetin cilveleri kendilerini de vurmuştu ve belki de 'siyasete bir daha dönmemek' gibi derin düşünceler uyandırmıştı bu zatlar için. Umarım Sayın poyraz, AKP için en doğru olanı olmuştur. Saygılarımla...