Kur’an Kursu öğrencileri ve öğreticilerinin hazır bulunduğu konferansta il vaizi Mehmet Seri Doğru, İnsan oğlunun sahip olduğu kaynak ve imkanların sınırlı olduğunu, birer nimet olarak bizlere bahşedilen bu nimetlerin zerresinden bile sorumlu olduğumuzu, bunun için tüketirken, nefsimizin istediği kadar değil, bünyemizin ihtiyaç hissettiği kadar, tüketmememiz gerektiğini belirtti. Ramazan’da insanların gün boyu aç ve susuz kalmaları sebebiyle daha çok alış-veriş yapmaya ve yiyecek hazırlamaya yöneldiklerini, ancak bunların önemli bir kısmının israf edildiğini hatırlatan il vaizi DOĞRU, israfı önlemenin en iyi yolunun, infak ‘tan (yani karşılıksız dağıtmaktan) geçtiğini belirterek Ramazan’da daha çok başkalarını düşünmemiz gerektiğini belirterek “Ramazan, israf ayı değil, isar (başkasını düşünmek) ayı olmalıdır. ”dedi. 
Dünya üzerinde israf eden tek varlığın, insan olduğunu hatırlatan il vaizi DOĞRU: “Bu sebeple yüce Allah Kur’an’da müsrifleri yermekte, “onları asla sevmediğini/ve sevmeyeceğini,” ifade etmekte ve onları “şeytanın kardeşleri” ilan etmektedir. Kapitalist kültür reklam ve propagandalarla bizlere daha çok tüketmeyi öğütlüyor. Neden? Çünkü biz daha çok tüketirsek onlar daha çok zengin olacaklar. Ancak Allah teala bizlere bu konuda dengeli olmayı emrediyor. Dünya nimetlerine yaklaşımımız konusunda bizler kime kulak vereceğiz, Allah’ın hükümlerine mi yoksa kapitalist zihniyetin yönlendirmelerine mi? Tabii ki Allah’ın emirlerine kulak vereceğiz. Allah bizlere kanaatkar olmayı, başkasını düşünmeyi, tek başımıza değil başkasıyla birlikte mutlu olmayı emrediyor. Ancak kapitalist kültür bize, bencil olmayı ve herkesten üstün olmak için ilkesizce kazanmayı hesapsızca harcamayı emrediyor. Hangisine kula vereceğiz?”
Konuşmasının devamında tüketim kültürüne de değinen DOĞRU: “Günümüzde ne yazık ki, tüketim alışkanlıklarımızı, ‘popüler kültür’ ve ‘moda’ belirlemektedir. Neye ve ne kadar ihtiyacımızın olduğunu kendimize sormadan, bir ürünün moda ise alınması gerektiğine, modası geçmişse atılıp bir başkasıyla değiştirilmesi gerektiğine inanıyoruz. Tüketim alışkanlıklarımızı, gerçek ihtiyaçlar değil, moda belirliyor. Buna bağlı olarak evlerimiz, odamız fazlalık eşyalarla dolup taşıyor. O eşyaları nereye yerleştireceğimizi düşünmekten eşlerimizi, çocuklarımızı, komşularımızı, ihtiyaç sahiplerini ve asıl düşünmemiz gerekenleri düşünmemeye başlıyoruz. Oysa ki peygamber efendimiz ihtiyaç duymadığımız bir eşyayı almamamızı öğütlediği bir hadisinde: ““(Bir evde) erkek için bir yatak, hanımı için bir yatak olmalıdır. Üçüncüsü misafir için, dördüncüsü ise şeytanındır.” Buyuruyor.” Dedi.
Tüketirken sadece ihtiyaçlarımızı değil, bütçemizi de düşünmemiz gerektiğine vurgu yapan DOĞRU, günümüzde bir çok ailenin aşırı ve lüks tüketim düşkünlüğü sebebiyle dağıldığını belirterek: “Tüketirken, aslında kendimizi, değerlerimizi, toplumumuzu da tüketiyoruz. Buna dikkat etmemiz gerekiyor.” Dedi